6. вölüм / Düşünceler İçinden...

431 27 8
                                    

Saat gece 12'yi gösteriyordu. Her zamanki gibi evde bunalmış durumda olan Berkcan, yine Yusuf'un yanına gitmek üzere yola çıkmıştı.

Arabasını otelin önündeki valeye verirken, kendisinden büyük olan adamın başını eğip mahkum gibi karşısında beklemesi, kendine duyulan saygıyı hatırlattı. Ama gerek yoktu sanki böyle şeylere. Neden koca koca adamlar ona boyun eğsin ki diye düşünürdü Berkcan. Anahtarı adama verirken rahat olabileceğini göstermek için tokalaştı ve gülümsedi. Hızla girdi büyük binaya. Güvenlik görevlileri de tanır olmuştu onu artık. Onlara da selam verip resepsiyona dogru yürüdü. Daha yetişmeden seslendi orda duran kıza,

"Yusuf burda mı?" Diye sordu. Başıyla onaylayan kız gülümseyerek,

"Hoşgeldiniz Berkcan bey, Yusuf bey az önce geldi efendim. Geldiğinizi haber vereyim mi?" Dedi. Asansöre doğru harekete geçerken eliyle 'bırak kalsın, haber verme' gibi bir işaret yaptı Berkcan. Ve en üst kata çıktı.

Otelin son katı tamamen daire şeklinde tasarlanmıştı. Asansörle geldiğin yerden bir iki adım sonra kapıdaydın yani. Berkcan, sadece bu kata çıkan özel asansörden indiği sırada, telefonuna bildirim geldi. Bakmadan önce kapıyı çaldı. Açılmasını beklerken, annesinden gelen mesajı cevaplıyordu.

Kapıyı, üzerinde sadece dizlerinin biraz üzerinde biten bir şortla, üstsüz bir şekilde açan Yusuf, dik dik bakıyordu Berkcan'a. Kafasını telefonundan kaldıran Berkcan istemsizce inceledi arkadaşını. Sonra gülüp,

"Yeni fantezin evde çıplak dolaşmak mı kanka?" Dedi ve içeri girdi. Sabahtan zaten sinirliydi Yusuf ona. Bir şey demeden arkasından girdi içeri.

Evin 360 derece camla kaplı olduğunu söylemiş miydim? Harika bir manzarası vardı. Her yerde. Tüm şehir ayaklar altında gibiydi.
Salonun köşesindeki bar taburesine oturdu Berkcan. Yusuf onu umursamadan piyanosunun yanına gitti ve aylardır uğraştığı, ilham geldikçe yazdığı bestesine verdi dikkatini.

"Konuşmama challenge falan mı yapıyorsun?" Diye sordu Berkcan. Bugün hiç sesini duymamıştı. Kantinde Bahar'a tavır aldıkları ve Yusuf'un onlara sinirlenip Bahar'ın peşinden gittiği andan beri hem de. Konuşmuyordu onlarla çünkü.

"Benimle de konuşmayacak mısın..?" Diye sordu Berkcan aşiret dizisinde konuşan kara kara giyinen kadınlar gibi.

Yusuf kafasını kaldırmadan,

"Berkcan sus ya da defol." Dedi kısa ve öz bir biçimde.
Yusuf'un sinirini farkeden Berkcan, biraz daha konuşmaması gerektiğine karar verip kanepeye doğru gitti. Kendini yumuşak yastıkların üzerine atıp telefonunu çıkardı.

Bahar'dan özür dilemesi gerektiği geldi aklına. Gerçekten fazla üstüne gitmişti kızın ve muhtemelen şu an Yusuf'un bu siniri buna bağlıydı diye düşündü.
Mesaj attı.

Berkcan:
Barar reis..?

Cevap gelmedi bir süre. O sırada yazmaya devam ediyordu kendisi.

Berkcan:
Yersizce üstüne geldim sabah

Berkcan:
Özür dilerim..😔

Berkcan:
Yusuf'un açtığı yaraları geçince bir de ben üzerinden geçecem o puştun

Berkcan:
Seni öpmüş olmasına yükseldim aslında. Söylemeyişin üstüne geldi ondan biraz yüklendim sana...

Berkcan:
Yaa of her neyse.. beceremiyorum zaten özür işlerini falan. Affedersin kankaların gülü🌺

Berkcan:
Çok seviliyorsuuun❤️

Dedi ve kapadı telefonunu. Yusuf'a baktı. Kendini kaptırmış bir şekilde önündeki kağıtları inceliyordu. Rahatsız etmedi, ayağa kalkıp evde değişen bir şey var mı ona bakmak için dolandı biraz salonda. Her geldiğinde farklı bir şeyler illaki oluyordu. Bunu düşünürken, duvardaki raflardan birinde fotoğraf çerçeveleri gördü. Bunlar yeni olmalıydı işte. Yavaşça oraya gitti ve inceledi.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin