46. вölüм / Lo Siento

167 6 30
                                    

İspanyolca Çeviri: Lo Siento : Özür Dilerim

Yazardan...

Eline aldığı parfümleri tek tek koklayan Berkcan, Bahar'ın ödevlerini bitirmesine engel oluyordu şu an.

"Bu güzelmiş. Aynısından alsana bana da Beyza'ya veriyim." dedi Bahar'ın kendisine attığı bakışa aldırmayarak.

Kalemini sertçe kağıtların üzerine bırakıp defterini de yanındaki çalışma masasına bıraktı Bahar. Ayaklarını uzatmış hiç istifini bozmadan makyaj malzemelerini karıştırmaya devam eden Berkcan'a bakıyordu sinirle.

"Bu kötü bunu sürme." diyen Berkcan yaklaşık yirmi dakikadır kendi kendine konuştuğunun farkında mıydı acaba...

"Odamı bir dakika içinde terk eder misin Berkcan." dedi Bahar sert bir ses tonuyla. İkizi elindekini bırakıp ona baktı, gülümsedi hafiften.

"Niye bugün bu kadar sıkıcısın yaa?" diye isyan etti.

"Ödevlerimi bitirmeye çalışıyorum izninle!"

"Üniversiteli olamadık mı biz daha ya ne ödevi kızım? Lisede kaldı o işler."

"Dersten kalırsam gösteririm sana liseyi üniversiteyi."

Kollarını birbirine bağlayıp yatak başlığına yaslandı kız ve trip atarcasına bir yere odakladı bakışlarını. Berkcan yerinden kalkıp yanına geldi ve yatağa uzandı aynı şekilde.

"Seni bırakan hocayı var ya.." diye bir cümleye başladığı an Bahar ona baktı ve susturdu bakışıyla onu, gerek yoktu küfüre şimdi.

"Eskişehir güzel midir?" diye sordu bir anda. Berkcan şaşırdı.

"Ne alaka?"

"Sordum."

"Yani, güzeldir. Hiç gitmedim."

"Okumak için nasıl bir yer?"

"Okumak için?" diyip kaşlarını kaldırdı Berkcan şaşkınlıkla.

"Öğrenci şehri diyorlar. Rahattır yani. Da sen napıcan niye soruyorsun?"

"Merak ettim."

"Bir yere gitmiyorsun değil mi?"

Bahar kardeşine baktı. Gidip gitmeme konusunda henüz bir karar vermemişti ama düşünüyordu. Hatta onu engelleyen tek şey şu an Yusuf'un kendisine ihtiyacı olduğu düşüncesiydi.

Hastaneden çıktıktan sonra bir daha hiç konuşmamış, karşılaşmamışlardı bile.

"Gitmiyorum." dedi Bahar sessizce ve başını eğip Berkcan'ın omzuna yatırdı.

"Çok kullanma omzumu, çocuğumu sıfır bir omuzda uyutmak istiyorum." dedi Berkcan. Bunun üzerine gülerek başını kaldıran Bahar,

"Yiia sen baba mı olucaksıın şimdii!" dedi sevinç nidasıyla. Sonra kollarını sarıp bir daha yaslandı ona.

"Üzülme sen eskiyince ben uyuturum yeğenimi." dedi şakayla karışık.

"Lan doğmadan elimden aldın bebeği ya. Nasıl hemen girdin halalık moduna amk?"

"Halayım ben girerim." dedi Bahar.

"Delisin sen sıyırmışsın hatta bak kesin bilgi." diyerek göğsündeki başını kollarıyla sardı Berkcan kızın.

"Bu kucaklaşmalar var ya, çok iyi geliyor biliyor musun?" dedi Bahar bir anda ses tonunu düşürerek.

"İstediğin zaman gel bebeğim abin sana sarılır." dedi Berkcan ve kendi kafasını eğerek Bahar'ınkine yasladı.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin