45. вölüм / Pare

170 8 32
                                    

Yazardan...

Omuzlarında oluşan ağırlıkla birden kendine gelen Yusuf, başını kaldırıp baktığında Berkcan'ı görmüştü yanıbaşında. Ceketini sırtına bırakmıştı arkadaşı.

"Donacaksın." diye açıkladı Berkcan yaptığı şeyin nedenini.

Üstünde yalnızca gömleği olan Yusuf, ceketi üstüne alınca fark etmişti buz kestiğini. Ancak şu an düşündüğü asıl sorun bu değildi.

"Ben ne zaman buraya geldim?" diye sordu Berkcan'a. Berkcan bu soru karşısında şaşkına dönmüştü, nasıl yani diye sorguladı kafasında.

"Babanı getirdik ya kanka?" dedi sorarcasına. Yusuf elini başına koydu, hatırlamaya çalışır gibi sıktı gözlerini.

"Siktir ya..." dedi sessizce.

"Ne diyon oğlum n'oluyor?" diye sordu Berkcan merakla.

"Ayakta uyuyorum resmen." dedi Yusuf gene kendi kendine.

"Lan Yusuf, iyi misin ben anlamıyorum şu an?"

Arkadaşına döndü genç adam tekrar.

"Rüya gördüm." dedi. Sonra sinirlenip ayağa kalkarak,

"Sikicem bu hastalığı da anasını da yeter ya.." diye söylendi ve ceket omuzlarından düşüp yerdeki soğuk zemine sarılırken Yusuf adımlarını çıkışa doğru atmaya başladı.
Geride bıraktığı Berkcan anlamıyordu arkasından bakarken.

Bahar geldi Yusuf çıktıktan iki dakika sonra. Kardeşinin yanına geldiğinde gözleri geliş sebebini arıyordu koridorda.

"Niye uyumadın sen?" diye sordu Berkcan.

"Nerde Yusuf?" dedi Bahar cevap vermeden.

"İki dakika önce küfrederek gitti o tarafa doğru."

Berkcan'ın yanına oturdu Bahar.

"N'oldu?" diye sordu olayı anlatmasını isteyerek.

Berkcan ona dönüp, Cihan bey ve Yusuf'un bir tartışmaya girdiklerini ve en son soluğu burda aldıklarını anlatmaya başladı. Bahar onu dinlerken, Yusuf da üst katlardan birine çıkmıştı.

Yerini ezbere bildiği odaya doğru gitti. Geçip içerde beklemeye başladı. Beklerken aşağıda gördüğü rüyayı düşünüyordu. Niye o kadar gerçekçiydi sanki...
Bi an Bahar'la hiç küsmediklerini hayal etmek istemişti demek.
Yine kendisine sinirlenip ellerinin arasına aldı başını ve kulaklarına baskı yaptı, yeter dercesine...

O an içeri girdi beklediği kişi.

"Yusuf..? N'oldu niye burdasın?" diye sorarak koltuğuna oturan doktor, merakla inceliyordu hastasının halini.

"Bu benim dalıp gitmelere acil bi çözüm bulmamız gerekiyor." dedi Yusuf stresle ayağını yere vururken.

"Tamam, buluruz. N'oldu anlat." dedi kadın arkasına yaslanarak.

"Gözümü kapattığım gibi onu görüyordum ya ben, şimdi kapatmadan da önüme geliyor. Hayali bir görüntü, bir yere dalıp giderek oturduğum yerde hikaye yazıyorum. Deliricem."

"Öncelikle sakin ol ve ayağına da bi hakim ol. Beni de strese sokma şu an." diyerek yerinden kalkıp Yusuf'un karşısındaki koltuğa oturdu genç kadın.
Ayağını sallamayı bırakan Yusuf, bir elini masaya diğerini de saçlarına götürmüştü. Ne diyeceğini bekliyordu kadının.

"İlaçları bıraktın dimi?" diye sordu doktor. Başını sallayarak onayladı onu Yusuf.

"Tamam... Peki verdiğim tavsiyeye uyuyor musun?"

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin