37. вölüм / Severek Ayrılmak

192 15 17
                                    

Bahar'dan...

Sabahın köründe geldiğimiz için aşırı uykum vardı. Oturduğum kanepede uyuyakalmışım...

Mehtap alarm gibi başımda dikilene kadar güzel bir uykudaydım. Gözlerimi açıp etrafıma baktım ses yüzünden. Yamuk yumuk uyumuşum be, tutulmuş her yerim.

"Günaydın uykucu. Yarım saattir uyanmanı bekliyorum." dedi Mehtap, elleri belinde bana bakarak.

"Günaydın, Mehtap." dedim kısaca ve güldüm.

Hemen yanımda uzanmış olan Yusuf'a kaydı gözüm. Uyuyordu daha.

"Sabah 4'te geldiniz, ve oraya oturduğunuz gibi uyudunuz. Ben de meraktan uyuyamadım. O yüzden hemen mutfağa geliyorsun." dedi Mehtap ve içeri gitti.

Meraktan uyuyamamak mı? Deli bu kız. Valla değişik.

Kalkıp önce yüzümü yıkamak için bir lavabo aradım. Sonrasında da mutfağı...

***

"Anlat bakalım niye o saatte buraya geldiniz, ve hastanede olmanız gerekmiyor mu?" diye sordu Mehtap su ısıtıcısını doldururken.

"Aslında gerekiyor, ama inan ben de bilmiyorum neden kaçıp geldiğimizi. Sadece, yakalanmamak için o saatte çıktığımızı biliyorum." dedim tezgaha yaslanarak.

"Burda kalacaksınız dimi?"

"Ya, Yusuf muhtemelen öyle de, ben eve geçerim sanırım."

O an dank etti kafama. Hastanedeyken nerde kalacağını sormuştum ya hani, evde kalacağını söylediğinde de yanına gidemeyeceğim için üzüldüğümü falan söylemiştim. Muhtemelen şu an o yüzden burda kalmaya karar verdi...
Bunları düşünürken farketmeden elimi alnıma vurmuştum ve Mehtap da bir şeyler anladığımı anlamış olmalıydı, soran gözlerle bakıyordu bana.

"Ay şu an düştü jeton." dedim sakince yüzüne bakarak. Güldü ve beni çekiştirip oturttu sandalyelerden birine.

Anlattım düşündüğüm şeyleri.

"Yaa, ama böyle olmaz ki. Biz nasıl bakıcaz hemşiremiz de yok?" dedi Mehtap. Haklıydı.

"Bilmiyorum." dedim başımı ellerimin arasına alıp düşünerek. O sırada telefonum çalmaya başladı. Berkcan arıyordu.

"Efendim?" diyerek açtım.

"Nereye kayboldunuz iki saat yalnız bıraktık diye?"

"Kaçtık."

"Ne yaptınız ney?!"

"Ya çıktık işte hastaneden. Mehtap'ın yanındayız şu an merak etme."

"Ha Mehtap'laysanız okey(!) Ya Bahar delirtme beni çabuk çıkın geri gelin çocuk musunuz ya?"

"Berkcan, çocuk değiliz, ve çocuk olmadığımız için de siz şu an bize karışamazsınız."

"Kızım bak valla kırıcam kalbini ha. Yanındaki deli var ya, hasta. Hastanede olması gerekiyor. Sen ona bakamazsın tek başına."

"Biliyorum ama-"

"Ya aması yok! Bahar, Yusuf'u al ve buraya gelin."

O sırada mutfağa giren Yusuf'la göz göze gelmiştim. Yanıma gelip telefonu aldı elimden.

"Berkcan boş yapma kanka hadi sonra konuşursunuz." diyip yüzüne kapattı.

"Yusuf, Berkcan haklı ama biliyorsun dimi?" dedim o, telefonu bana uzatırken.

"Su var mı?" diye sordu bana aldırmadan. Mehtap kalktı vermek için.

***

Bir saat içinde yaklaşık on kişiyle konuşmuştum. Telefonum susmayınca Mehtap alıp kapatmıştı.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin