Küçük bir alıntı
Daha önce bu acıyı hiç hissetmemişti.
Ne diye vurulmuştu ki zaten? Ne olduğunu bile anlamadan hem de.
Canı yanarken öldüğünü hissediyordu yavaş yavaş. Çok yüksekten düşmüşçesine ağrıyordu şimdi heryeri sanki.
Elinde kalan küçük hediyesine baktı. Sonra da kurşunu yediği tarafa döndü tekrar,
hâlâ ordalardı...
Derin bi nefes almaya çalışsa da,
beceremiyordu artık.
Olduğu yerde öylece, kalmıştı.***
Yazardan...
Annesi arıyordu gene ve Bahar açmak istemedi. Kapatıp cebine attı telefonu. Emre hemen yanıbaşında dikilmiş kendisine bakıyordu.
"Niye açmıyorsun?" Diye sorduğunda,
"Boşver." Diye cevap verdi Bahar. Oturduğu yerden kalkıp denize doğru yürüdü biraz. Elleri kotunun arka ceplerinde, başı gökyüzüne dönmüş, derin bir nefes alırken buldu kendini. Masmavi manzarasına karşın hâlâ içi rahat değildi. İstanbul'a dönmek istiyordu bir an önce. Merak ediyordu, her şey bıraktığı gibi miydi?
Sanki kendisine bir cevap olarak çalmaya başladı telefonu. Facetime grup aramasıydı. Hiç düşünmeden açtı ve güldü istemsizce. Tam aklına düştükleri sırada aramışlardı çünkü.
"Ooo Baharrr beey? Beni mi bekliyordun daha çalmadı ya?" Diyerek kahkaha attı Berkcan. Daha sonra Danla katıldı konuşmaya.
"Heeelllooo... Noluyor?" Diye giriş yaptı.
"Tam aklımdan geçiyordunuz ve bunun üzerine aradın Berkcan, ondan çalmamıştır." Dedi Bahar gülüp.
"Hahhaha kalp kalbe karşı." Dedi Berkcan işaret parmağını uzatarak.
"Bahar napiyosuun?" Dedi Danla.
"Yürüyüşe çıktım, öyle dışardayım." Dedi Bahar etrafı gösterip.
"Eee bunlar niye açmadı ya?" Diye sordu Berkcan kendi kendine. Duygu Yusuf ve Özgür açmamışlardı telefonu daha.
"İşleri vardır, herkes senin keyfine göre mi yaşıyor?" Dedi Danla.
"Evet." Dedi Berkcan. Daha sonra arkasını dönüp bağırdı.
"Lan Yusuuuf! Açsana amk telefonunu.."
"Madem berabersiniz niye tek telefonla katılmıyorsunuz acaba Berkcan bey?" Dedi Bahar.
"Banane oğlum herkes kendi kadrajına." Dedi Berkcan da.
Bu arada Emre Bahar'ın yanına geldi.
"O kim ya?" Dedi Danla.
"Emre..." Dedi Bahar kısaca.
"Çok iyi tanıttın kanka eyvallah da, hangi sıfatla ekranımda gözüküyor şu an?" Dedi Berkcan.
"Arkadaş.." dedi Bahar.
"Selam." Dedi Emre gülümseyip yaklaşarak.
"Sana da sana da. Çık bakiyim şimdi kameranın önünden.. Baharcığımı görcem ben." Dedi Berkcan.
"Yine kibarlığınız üstünüzde Berkcan bey hayırdır?" Dedi Bahar.
"Öyle mi? Teveccühünüz Bahar beycim." Dedi Berkcan gülerek.
O sırada Yusuf katıldı konuşmaya. Sıkılmış gibiydi ve eline yaslamıştı yüzünü.
"Yusuf napiyosun?" Dedi Danla. O da sıkılmış bir hareketle bakıyordu kameraya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
FanfictionRomeo ve Juliet hikayesi, Yusuf ve Bahar için artık sadece bir tiyatro oyunu değildi, her şeyiyle gerçek olmuştu. ✿ ✿ ✿ "Bak bana... Sen deli misin? Ben senden başkasına yar diyebilir miyim sence?" ··· "Beni ne zaman bu kadar etkin altına aldın sen...