25. вölüм / İki Kişilik Yalnızlık

371 19 10
                                    

Yusuf Bahar'ı tuttuğu gibi geri çekilmişti ve kaldırım kenarına düşmüşlerdi. Araba hızla yanlarından geçtiğinde sert bir korna sesiyle irkilmiş ve kendine gelip, kolunun üstünde duran Bahar'ın yüzüne bakmıştı.
Gülümseyen bir ifade gördüğünde, daha da sinirlenmiş ve nefesini düzene sokmaya çalışarak geri çekilmişti.

"N'apıyorsun sen? napıyorsun Bahar kurban olayım napıyorsun ya?" dedi sakince. Bağırmaya mecali kalmamıştı muhtemelen.

"Benim sana nasıl güvendiğimi gösteriyorum." dedi Bahar. Bunu demesiyle iyice kendine gelen Yusuf, bağırdı.

"Böyle mi!? Bu şekilde mi gösteriyorsun? Ölüme kafa atarak mı gösteriyorsun Bahar bana güvendiğini? Ya bir şey olsaydı, hiç düşünmedin mi ya sana bir şey olsaydı!? Delirtmek mi istiyorsun sen beni..." derken kaldırıma oturdu Yusuf. Ellerini başına koyup sakinleşmeye çalıştı.

"Tamam özür dilerim. Ama ben orda ölseydim, sana güvendiğim için ölürdüm. Ve sen buna izin vermeyerek güvenimi boşa çıkarmadın." dedi Bahar.

"Sakın bir daha seni kaybedebileceğim oyunlar yapma. Duydun mu beni, sakın..." dedi Yusuf sessizce.

Bahar ayağa kalkıp yanına gitti ve dizlerinin üzerine çöktü önünde.

"Seviyorum seni." dedi ellerini yüzüne koyup kendisine döndürerek.

"Ben sana güveniyorum desen de inanırdım ya ben sana. İlla kalbim ağzıma gelsin benim dimi?" dedi Yusuf. Bahar güldü bu dediğine ve sarıldı boynuna hemen.

"Özür dilerim... gerçekten. Tamam unutalım bunu bir daha söz olmicak böyle bir şey." dedi.

"Şimdi otur ve düşün, ben nasıl güveniyim sana? Tehlikeyi benden çok seviyorsun bazen, ve o yüzden sözüne inandığımı söyleyemeyeceğim şu an." dedi Yusuf. Sarılışına herhangi bir karşılık alamayınca geri çekildi Bahar hafifçe. Tekrar yüzüne baktı. Gerçekten inanmadığını belli eden bir ifade vardı gözlerinde.

"Sana olan zaafım üzerine yemin ederim ki, bir daha böyle bir şey olmicak. İster inan, ister inanma...tekrardan özür dilerim." dedi ciddi bir şekilde ve doğrulup ayağa kalktı Bahar. Tek adım atamadan, konuştu Yusuf ve durdurdu onu.

"Gel buraya..." demişti yalnızca, elinden tutmuş ve kendisine çekmişti. Bahar hemen geri gelip tekrar eğildi ve bu sefer onun kendisine sarılmasına izin verdi. Kollarını öyle bir sıkıyordu ki, az önce ne kadar korktuğunu gözler önüne seriyordu Yusuf'un bu hareketi.
Kızın saçlarına bir öpücük kondurup kendi kafasını onunkine yasladı.

"Deli ediyorsun beni..." dedi sessizce.

Bir anlığına da olsa kaybetme korkusunu yaşamıştı son damlasına kadar. Yüreği ağzında atmıştı, ne yapacağını şaşırmıştı adeta.

Bahar gülümsedi hafifçe ve kaldırımın kenarında olduklarını umursamayarak, başını kaldırıp dudaklarından öptü, başının tatlı belasını... Yusuf durur mu? Karşılık vermişti hemen :ノ

Önlerinde bir araba durduğunda çoktan ayrılmışlardı. Siyah bir minibüstü, mafya tipli bir adam kullanıyordu. Ancak camı indirdiğinde tanımıştı Yusuf onu.

"Yusuf bey, babanız sizi görmek istiyor, bunun için beni gönderdi." demişti adam güneş gözlüğünü çıkarıp. Cihan Bey'in şoförüydü gelen.

"Ne sebeple?" diye sordu Yusuf ayağa kalkıp arabanın camına yaklaşarak.

"Herhangi bir bilgim yok maalesef." dedi adam düz ses tonuyla.

"Tamam ben konuşurum, sen gidebilirsin abi." dedi Yusuf geri çekilerek.

"Yusuf bey, babanız sizi almadan dönmememi söyledi." diye diretti adam.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin