53. вölüм / Bu ne amk?

149 7 17
                                    

Berkcan'dan...

Yaşadığım her bok bu kadar karışık olmak zorunda mı amına koyayım?
Sır aramaktan, yalanları düşünmekten, neden diye sormaktan gerçekten bıktım ben ya...

Merve'nin aklımı daha da karıştırması üzerine iyice kendimden geçmiştim. Hastaneden ne zaman çıktım da bu yola kadar yürüdüm lan ben?

Neyseki çok uzaklaşmadan geri döndüm ve arabamı aldım. Beyza tekrar uyuduğu için ona çıktığımı söylememe gerek yoktu sanırım.

Telefonum çalmaya başladı.

"Ne oldu bir şey mi buldun?" diye açmıştım merakla. Tarık diye bir arkadaşım arıyordu.

"Kanka yüz yüze görüşmemiz gerek."

"Tamam bi işim var şimdi, ararım seni ben."

"Tamamdır."

Telefonu kapatıp vites kolunun altına attım. Kafeye doğru sürmeye başladım. Kimseye de sormamıştım ama, başka nerde olabilirlerdi ki?

Arabadan inerken yan sokakta tanıdık birini gördüm. Gördüğümü sandım daha doğrusu. Neyse içeri geçince şansıma Yusuf da ordaydı.

***

Yazardan...

Yusuf yanına gelen Berkcan'ı görünce şaşkınlığını gizleyememişti, çatık kaşlarının altından anlamsız bakışlar atıyordu.

"Ben İbo'ya bakıcam. Sakın kavga etmeyin." dedi Danla ayaklanarak. Berkcan'a selam verip uzaklaştı yanlarından.

Tabure alıp karşısına oturdu Berkcan.

"Konuşalım mı biraz?" diye sordu.

Olur anlamında bi mimik yaptı Yusuf ve önüne döndü.

"Oğlum niye yaptın lan?" diye hesap sordu Berkcan önce. Anlamadı Yusuf ve bunu bakışlarından da belli ediyordu.

"Ne yapmışım?" dedi merakla.

"Merve söyledi kan verdiğini. İnadınla tıp bile uğraşamamış amına koyayım. Ulan senden alabilmemiz normal olsa isterdik herhalde di mi?"

Meseleyi anlayınca bakışlarını tekrar başka yöne çevirdi Yusuf. Yalandan kafasını kaşıyordu elini nereye koyacağını bilmediğinden.

"Kavga edeceksek dışarı çıkalım, rahatsız olmasın insanlar." diyip kalktı ve Berkcan'a hiç bakmadan sakin adımlarla çıktı kafeden. Daha sakin bir yere ihtiyacı vardı tüm meseleleri konuşabilmeleri için, o yüzden kalkmıştı aslında.

Aşağıda kalan sahil yoluna doğru yürüdü. Dönüp baktığında Berkcan'ın da hiç beklemeden geldiğini gördü. Hem de koşar adımlarla geldiğini...

E tabii konuşacak çok şey vardı ve zaman kaybetmemek gerekiyordu...

***

Mehtap'tan...

Yeniden doğmuş gibi mi hissetmem gerekiyordu? Ya da belki de çok mutlu hissetmem..? Veya en azından sürekli dürtükleyen bi sırıtma isteği?

Hayır. Hiçbiri yok. Her şey çok normal, çok..yolunda. Heyecan falan yok çünkü eskisi gibiyiz. Biraz okul, biraz flört, biraz ev ve uyku... Benim hayatım gene aynı rutine düştü.

Acaba farklılık yapıp Doğukan'a bir şans verseydim nasıl olurdu diye düşünürken buluyordum kendimi. Sonra anında durup Alp'i aklıma getiriyordum. Sonuç olarak sevdiğim yanımdaydı ve ben sırf değişiklik olsun diye başkasının duygularıyla oynayamazdım. Bu çok saçma olurdu zaten.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin