8. вölüм / Yanlış Karar

436 20 22
                                    

Bahar'dan...

Arabadan inerken, önce karşımda duran devasa duvara, sonra da duvarın içine açılmış tünel gibi görünen, ucu merdivende biten uzun yola baktım. Ve dikkatim tamamen orda olduğu için, arabanın yüksekliğini unutup takılmıştım.

"Çok baktın kafa yaptı dimi?" Diye gülerek konuşan Yusuf'a döndüm. Komik mi şimdi bu allahım ya... Dediği şeye tepki vermeden kapadım kapıyı ve incelemeye devam ettim. Tünel dediğim yolun uzun demir kapılarını bir adam açtı.

Olduğum yerden kıpırdamayı unutmuştum galiba. Yanımda biten Yusuf'un elini belime koyması ayaklarımı harekete geçiren durumdu. Arabanın anahtarlarını kapıyı açan adama verdi ve otoparka geçirmesini söyledi.

Otopark mı? Otopark avmlerde olur Yusuf evdekine garaj denir ya...

Ben içimden bunları geçirirken, adamın uzaktan kumandayla bir yerin kapısını açması bir olmuştu. Garaj zannettiğim yerin kapısıydı yavaşça açılan. Dev duvarın sağ tarafında aynı renkle kamufle edilmişti ve açılana kadar farketmemiştim.
Ancak açıldıktan sonra Yusuf'un ona neden otopark dediğini de anladım. Bir evin kaç tane arabası olabilirdi oha!

"Yusuf..." Deyip ona döndüğümde, durmuş bana bakıyor olduğunu gördüm. Gülümsüyordu şu an. Ne diyeceğimi unutucam bi dakika bakma şöyle be adam!

"Bu, arabalar..." Dedim işaret ederek. Her biri parlıyordu içerde. Yusuf beni tamamladı ne sorduğumu anlamışçasına.

"Babamın..." Dedi kısaca. Bi dakika ya, Cihan Aktaş otel zinciri olan bir iş adamı değil mi? Bi de araba ticareti mi yapıyordu.

"Arabalara olan düşkünlüğünden dolayı koleksiyonunu yapan bir babam var." Diyen Yusuf sanki aklımı okuyor ve bana cevap veriyordu.
Bıraktığı bu etki benim ona dümdüz tepkisiz bakmamı sağlıyordu.

"Gel hadi.." diyerek beni uyandırdı sonra adeta. Merdivene doğru yürüdü dar olan tünelde. Ben de arkasından gittim.

Çok güzel bir bahçeye geldik. Bahar harikalar diyarında... Peki o kocaman ihtişamlı evi, pardon köşkü bahçeden sonra farketmem? Kapıya biri çıktı. Sanki daha önce görmüş gibi hissediyor olduğum biri. Bu devasa dünyaya kesinlikle yakışan, genç bir kadın. Ve, giyim tarzının hakikaten de Jenniffer Lopez gibi olması, daha önceki muhabbetten onun Yusuf'un annesi olduğunu anladım. Ceylan Aktaş, Berkcan'ın deyimiyle Ceylo..

"Oğlum..?" Diyerek yanımıza yürüdü. Yusuf o an farketti annesini.

"Ooo Ceylan hanım, artık kapılarda mı karşılıyorsunuz?" Dedi gülerek. Kadın da gülümsedi ona ama cevap vermeyip bana döndü. Yüzündeki garip gülümseme, neden samimi gelmiyordu şu an? Bana elini uzattığını konuştuğu sırada farkettim. O ana kadar tarzına düşmekle meşguldüm de...

"Sen, Bahar olansın, dimi?" Diye soruyordu. Adımı bilmesine gülümsedim istemsizce. Elimi uzattım ve karşılık verdim.

"Evet." Dedim sakince. Sesim nereye gitti benim ya çıkmaya korkmuştu resmen.

"Ceylan ben de, Yusuf'un annesi." Dedi kadın ve çekti elini geri. Başımla onaylarken memnun olduğumu belirttim. Ellerim önümde bağlandı, bunu farketmeden yapıyordum. Bu da saygılı uslu kız görünme çabalarımdı işte.

"Ee, başka kimse gelmeyecek mi?" Diye sordu kadın Yusuf'a.

"Arkamızdan geliyolardı, burda olurlar az sonra." Diye cevapladı Yusuf onu.

"Tamam, hadi içeri geçelim." Dedi annesi ve önümüzden yürüdü köşke doğru. Biz de arkasından gittik. Ben her geçtiğim yere dönüp bir daha bakıyordum. Nasıl bir varlık içinde yaşıyorlardı böyle? Maşallah allah daha çok versin 😂

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin