※18※ yetim büyülerin kırılmış hanımı

21 7 7
                                    

Alyaz'ın dediğine göre kapının açılması hayli gecikince pembe saçlı büyü ustasının aklına bir çift fikir gelmişti. İlki, Eliz'in yazdığı kısıtlayıcı büyülerin işe yaramadığı ve kendini kaybeden Erez'in Eliz'i oracıkta gırtlakladığıydı. İkincisi de tam tersiydi.

Nadir'in ancak panik içindeki bir annenin sahip olabileceği uçuk hayal gücü ile ürettiği bu iki senaryoda da birilerinin gırtlaklanıyor oluşu can sıkıcıydı elbette. Ama ritmi hala normale dönmemiş kalbi öfkeyle gümbürdedikçe Eliz'in bu iki gerçek dışı varsayımı kafasından temizlemesi daha kolay oldu. Hatta iyi ki kapıya dayanmış, iyi ki toparlanmaya zorlamışlardı onları. Biraz daha geç gelselerdi-

Uluyel... Yanakları cayır cayır yandı misafirlerinin gelmemesi takdirde birkaç dakika sonra olabileceklerin düşüncesiyle. Gerçi... Keşke gelmeselerdi. Keşke gelmeselerdi de kendi ellerimle gerçekten gebertseydim onu. Keşke daha fazla şey söyleyeseydim. Elbisesinin yakasını belki de onuncu kez düzeltirken tırnaklarını kendi derisine saplamaya, cildini kanatmaya devam etti.

Keşke tüm zehrimi kussaydım.

Gerçi... Kusmamış mıydı zaten?

Bilmiyordu. Yel şahitti ya, muhtemelen kıyamet gününe kadar da bilemeyecekti.

Nadir gözlerini ovuşturdu ve oturduğu tekli koltuğun bir yanına yaslandı. "Her şeye rağmen kimseye zarar gelmedi. Önemli olan bu. Hiçbir öğrencim Denge Yaratığı'na dönmedi."

"Nadir," dedi sessizce Alyaz. Sanki yüksek sesle konuşursa gözüne görünmeyen habis yaratıkları uyandıracaktı. "Buraya gelirken gördüğümüz dört büyücü bence pek de zarar görmemiş gibi değildi. Özellikle şu kaburgaları un ufak olan."

O ana değin Nadir'in getirdiği büyü şemalarını parmak ucuyla takip ederek okuyan Erez donakaldı. Siktir. O büyücülere bambaşka bir hayat tarafından ele geçirilmiş haldeyken zarar vermişti. Şimdi de hiçbirini hatırlamıyordu. Eliz de... Söylememişti bunu. Genç adam gözlerini büyülerden çekip Alyaz'a çevirdi. "Buraya gelirken mi?"

"Dış Sokaklar'dan buraya sapan yol üstündelerdi, evet." Ürperdi esmer kız. "Hayatımda öyle bir şey görmedim. Korkunçtu. Göğsü sanki-" Alyaz Eliz'in cimciklemesi ile sustu. Ancak iki kardeşin birbirleri arasında kurabileceği bir dilde bu hareket pot kırma ve sus manasına gelirdi.

"İyileşecektir, Alyaz." Nadir kollarını göğsünde kavuşturdu. "Çok daha kötü yaralardan hiçbir şey olmadan kurtulan umurlara, arsanlara şahitlik ettim." Usta büyücü iki genç öğrencisine sırayla baktı. "Şehirden çıkıp sağ salim buraya varmanız ve evi bir rün kıtası gibi kullanmanız uygun bir hamle olmuş, aferin, Eliz."

Övgüye karşılık başını hafifçe eğdi. "Şehrin içi ne durumda?" diye sordu Eliz.

"Koca bir dağ yıkıldı yıkılacak hale geldikten sonra ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi," diye yanıtladı Nadir sessizce. Sonra kendi kendini ikna etmek ister gibi omuzlarını dikleştirdi. "Düzelecektir. Neler neler atlattık. Bunu da bir şekilde tamir edeceğiz."

Eliz tırnaklarını avuçlarına batırdı. O anda istediği son şey ustasının üstüne gider gibi kadını sorularla sıkıştırmaktı ama engel olamadı kendinde: "Ya Zenith?"

"Zenith iyi. Hatta içimizdeki en iyisi o şu anda. Zaten Bağ'daydı. Orayı birkaç gün evvelden rünlerle güçlendirmiştim." Gözleri birkaç saniye dalıp gitti. "Tabii, şehrin son halini gördükten sonra iyilik hali ne kadar sürecek pek emin değilim." Derin bir nefes verdi Nadir. "Çocuklar, fazla kalamam. Misafirleri şehir dışına güvenli bir şekilde ulaştırıp yaralıları götürecekleri bir yer tayin etmem gerek ve- Çok iş var. Bu yüzden," Erez'e baktı Nadir. "Bundan sonrası için kendinle ilgili bir planın varsa duymayı isterim."

KEMİK VE GECEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin