※30※ ciğerlerimizin arasında yer edinmiş müşterek bazı şeyler

16 7 3
                                    

Hudut'a olan yolculuk tıpkı Gözbağı'nın varlığı kadar acayipti. Sayran evini torununa emanet ettikten sonra iki genci de peşine takıp evin kıvrımlı koridorlarından birkaç kat aşağı indi, göze görünmekten sakınırcasına gölgelere saklanmış ufak bir kapıdan içeri girdi ve bir eliyle önündeki topraktan duvarı yokladı. Sonra bastonunu yere vurdu.

Topraktan duvarlar sanki bunu bekliyormuş gibi bir anda kenara sindi. Her bir zerre kalın köklere, ağır hif yığınlarına ve uçları ışıldayan tuhaf, narin çiçeklere dönüşüp -o çiçekler tıpkı tropikal bir adada görmeyi bekleyeceği gibi geniş ve kalın yapraklıydı; manolya, nilüfer ve orkidenin tuhaf karışımları gibi- binlerce farklı sürgün verdi ve upuzun bir koridorda çılgınlar gibi yeşerip büyümeye başladılar.

Yeniden doğumlarını var olan tüm renklere bürünüp ışıldayarak kutluyormuş gibi duran bitkilerin aydınlattığı koridorda yürürlerken Eliz koridorun duvarlarını döşeyen, iç içe geçmiş kökleri takip etti. "Sekizkök'ün köktünellerine benziyor burası," diye mırıldandı kendi kendine.

"Sekizkök?" Sayran önemli bir detayı hatırlayamamış gibi kaşlarını çattı. "Nadir'in evi? Haa, o zaman benzer tünellerin orada olmasından doğal bir şey olamaz." Kıkır kıkır güldü Sayran. "Nadir ve Zenith Sekizkök'ü kurtardıktan sonra Mara Nadir'i İrtiş'e çağırmıştı. Birkaç yıl bizimle birlikte yaşamıştı. Tabii o zamanlar evli değildi. İrtiş'te durduğu süre boyunca ona iblislerin yollarını ve büyülerini öğretmiştik çünkü gerçekten de yetenekli bir kızdı." Eliz'e döndü. "Sahiden, nasıl şimdi Nadir? Hala hayatta, değil mi?"

"Sekizkök'ü çekip çeviriyor."

Çayıriblisi dudak büktü. "Aman, sıkılmadı mı onca angaryayla uğraşmaktan? Kocası olacak umur böyle işleri gayet güzel hallediyorken o neden kendini yoruyor ki?"

Eliz cevap vereceği sırada loş ışık altında Erez'in bıyık altından güldüğünü güç bela seçebildi. İstifini bozmadı yine de."Nadir'in uğraştığı şeyleri angarya olarak gördüğünü zannetmiyorum açıkçası. Zenith ile birlikte Sekizkök'ü tırnaklarıyla kazıya kazıya bugünkü haline getirdiler. Yaptıkları her şey insanlarının güvende ve rahat yaşaması için."

Erez, kızın sinirlerini bozan o muzır gülümsemesini takındı. "Çok iyimsersin."

"Niyeymiş o?" Dik dik baktı Erez'e. "İkinci Taş'ta kara para aklıyorlar da haberim yok, sanırım?"

"Bu öneriyi Zenith'e sunmuştum aslında. Nadir araya girip bunun ahlak dışı olduğunu diretmeseydi güzel bir iş kurabilirdik." Tabii ki. Niye şaşırmıştı ki Eliz? "Ama hayır, hala şehrin başında durmalarının sebebi umurlara ve arsanlara iyi bir hayat sağlamak değil." Göz göze geldiler. "İkisi de otorite ve güce bayılıyor. Hepsi bu."

Uzak topraklardan gelen bir dedikoduyu duymak Sayran'ın birkaç saat önceki kederini dağıttı. "Bak sen şu işe," dedi gülerek. "Madem ikisi de otoriteye bayılıyor, nasıl oldu da güç sevdalısı iki insan bunca zaman evli kalabildi?"

"Çünkü ikisi de belli konularda uç karakterlere sahip. Bir aradayken makul ve mantıklı olan yolu bulmaları çok daha kolay oluyor." dedi Erez. "Zenith, şehirde tek başına otorite sağlamayacak kadar katı, despot ve manipülatif. Umurlar ve arsanların hiçbiri iki buçuk asır boyunca Zenith'in kurnazlıklarına ve kendi çıkarı uğruna kurduğu entrikalara dayanamazdı. Öte yandan Nadir ne bir tarikatta hayatta kalabilecek kadar acımasız ne de güçlü rakiplerin olduğu siyasi sahada saman altından su yürütecek kadar kötü niyetli biri. Buna rağmen ufak bir topluluğu, bir şehri örneğin, kendine hayran bırakacak kadar iyi bir yönetici ve pek çok nesli dilediği tarza yetiştirebilmiş bir öğretmen. Şehrin ihtiyaç duyduğu asıl lider Nadir. Zenith ise Sekizkök'ü Ana Kıta'nın yamyam yöneticilerinden koruyabilecek kurt bir siyasetçi."

KEMİK VE GECEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin