Bölüm 12: sorular ve sıcak çorbalar

21.2K 1.3K 159
                                    

Söz verdiğim gibi yeni bölümle geldim!

Okulumu tamamıyla bitirdiğim için artık sık sık bölüm atmayı planlıyorum. Umarım tatilde çalışacak olmam buna engel olmaz. Elimden geleni yapacağımı bilin.

Keyifli okumalar!

🌺

Derin bir nefes vererek omuzlarımı düşürdüm ve yandan yandan Tahir Ateş'i incelemeye başladım. Bakışlarımı fark edince o da bana odaklanmıştı.

Takımının ceketini çıkardığı için gömleğiyle duruyordu. Ütüsü yerindeydi, pahalı bir kumaş olduğu çok belliydi. Pantolonu da aynı şekilde şıktı.

Gözlerimi kıyafetlerinden çektim ve bu sefer yüzünü incelemeye başladım. Kahverengi gözlerim sanki onun gözlerini andırıyordu. Bu aslında saçma bir düşünceydi çünkü gözler birbirine benzerdi. Saçları siyahtı ve arasında biraz beyazlar vardı. Yine de çok göze batmıyordu. Yüzünde kırışıklar bile yoktu. Tahir Ateş yaşına göre genç bir adamdı.

Sahi, kaç yaşındaydı ki?

"Neden bana öyle bakıyorsun?" Diye sordu bir süre sonra.

Sorusunu görmezden gelerek başka bir soru sordum. "Ne iş yapıyorsun?"

Onu görmezden gelmemden dolayı kaşlarını kaldırdı ama sorumu cevapladı. "Kendime ait bir markam var. Kıyafet tasarlıyoruz."

Her yerim acısada rahat bir pozisyonda oturmak istediğim için dizlerimi kendime çektim ve sesimdeki merakı gizlemeye çalışarak tekrar bir soru yönelttim. "Hangi ara bu kadar büyüdü peki? Eskiden fakir değil miydin?"

Dudağının kenarının sağa doğru kıvrıldığını görür gibi oldum. "Çok açık sözlüsün."

"Annem o yüzden kaçmış ya." Dedim dediğini görmezden gelerek. Aklı sıra daha çok şey anlatmasını istiyordum. Yanında kalacağım adamı daha iyi tanımalıydım sonuçta.

"Tek başıma yapmadım tabii ki her şeyi. Birilerinden yardım aldım."

"Kötü işlere bulaşmamışsındır umarım." Dedim gözlerimi kısarak. Birde mafyatik tiplerle uğraşamazdım.

Bu sefer gülmesini tutamadı ve başını iki yana salladı. "Hayır."

"Biraz daha anlatsana. Neler tasarlıyorsunuz mesela? Sende bir şeyler çiziyor musun? Yoksa sadece başta mısın?"

"İstersen seni bir ara ofislerden birine götürebilirim." Bunu içten bir şekilde teklif mi etmişti yoksa susmam için mi söylemişti anlamamıştım.

Ofisler dediğine göre birden fazla vardı. Buna zaten şaşırmamak gerekirdi. Gazetelere ve dergilere çıkıyorsa çok başarılı ve tanınmış olmalıydı. Kaldığı evden ve bindiği arabadan da bu anlaşılıyordu.

Bana samimi davranmaya çalıştığı için yüzümü buruşturdum. "İstemez."

Yüzündeki ifadenin kırıldığını gördüm. Dudakları düz bir çizgi halini almış ve bana ciddi bir şekilde bakmaya başlamıştı. Sanırım ondan nefret ettiğimi düşünüyordu. Haklıydı da.

En başından beri beni evinden kovmasaydı karşımda duran bu adama ısınabilirdim. Öyle hemen baba kız olamazdık ama birbirimizi tanımaya çalışırdık.

Testi daha yeni yaptırmıştık ve sonuçlar çıkmamıştı. Ama yine de onun kızı olduğumdan emindim. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü.

Test negatif çıkarsa nasıl gülerdim ama. Hayatım hepten tepetaklak olurdu. Şimdi Hamid'den kaçmak için bir şansım vardı. Ama test negatif çıkarsa ve Tahir Ateş beni tekrar annemin yanına gönderirse ölüm fermanım yazılırdı.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin