Selam!
Bugünkü kimya sınavını da atlattığıma göre bölümü yükleyeyim dedim. Geriye kaldı yedi sınav.
Keyifli okumalar!
🌺
Duyduğum kadın sesiyle arkamı döndüm ve gülümseyen bir yüzle karşılaştım. Altmışlı yaşlarında bir kadındı ve bana çok sevecen bakıyordu.
Ben ona melül melül bakmaya devam ederken kendini açıkladı. "Bulaşıklarla uğraştığım için anca bakabildim kızım."
İster istemez bende gülümsedim ve başımı iki yana salladım. "Hiç önemli değil."
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
Uzatmak istemediğim için pat diye aradığım kişiyi sordum. "Ben Tahir Ateş'e bakmıştım."
Yüzündeki gülümseme biraz solsa da ifadesini hemen düzeltti ve bana sorarcasına baktı. "Öyle mi?"
Başımı hızla aşağı yukarı salladım. "Evet, çok önemli bir konuyla ilgili."
"Onun haberi var mı peki?" Diye sordu kaşlarını indirmeyerek. Bu kadar çok soru sorması biraz sinirlerimi bozmuştu.
Başımı sağa sola salladım ve tatlı bir şekilde bakmaya çalıştım. "Yok, ama gerçekten çok önemli. Evde mi acaba?"
"Şu an evde değil."
Yüzüm anında düştü, ama umudumu kaybetmemeye çalıştım. "Ne zaman gelir peki?"
Biraz düşündükten sonra cevap verdi. "Bir yarım saate kadar burada olur herhalde."
"Peki, ben beklerim o zaman." Dedim kararlılıkla başımı sallayarak. Onca yolu gelmiş ve Buğra'yla iş birliği yapmıştım. Bu fırsatı kaçıramazdım.
Rüzgar estiğinde ve titrediğimde kadın üzerimdeki tişörte baktı ve kapı girişinden çekildi. "İçeride beklemek ister misin? Biraz esiyor, üşüme sonra."
"Çok teşekkür ederim." Dedim tekrar gülümseyerek. Hayatımda gördüğüm en tatlı teyze olabilirdi. Tabii dünkü bastonlu teyzeden sonra.
"Geç hadi." Eliyle içeriyi gösterdiğinde birkaç adımda eve girdim. Kapıyı arkamdan kapattı ve beni kocaman salona götürdü. "Otur istersen. Bende sana bir çay yapayım."
Bir şey dememe izin vermeden salondan çıktı ve gözden kayboldu. Bense ayakta kalmış bir şekilde bıraktığı boşluğa bakakalmıştım. Tanımadığı bir kızı salonda tek bırakmak ne kadar doğruydu?
Ayakta durmaktan sıkıldığım için koltuğun ucuna oturdum ve patiyi yere bıraktım. Kucakta dolanmaktan sıkıldığı için anında salonu turlamaya başlamıştı.
Kocaman bir televizyonun karşısında oturuyordum. Dolapta türlü türlü filmler ve oyunlar vardı. Salonda kocaman bir piyano bile vardı. Süslüğüne koyulduğu belliydi. Antika bir parçaydı.
Ben ellerimi kucağımda birleştirmiş bir halde salonu incelerken adını bilmediğim teyze tekrar görüş açıma girdi ve elindeki çayı ellerimin arasına verdi. "Afiyet olsun kızım."
Bana bu kadar anaç bir şekilde yaklaşması normal değildi. Sanırım biraz saftı çünkü yabancı bir kızı eve almıştı. Belki de benim göremediğim korumalar vardı?
Sıcak çaydan bir yudum aldım ve gülümsedim. "Teşekkür ederim."
"Ben mutfağa geçiyorum. İstediğin bir şey olursa seslenmekten çekinme."
"Olur." Dedim şaşkınlığa karışmış sesimle. Bana o kadar mı güveniyordu da beni tekrar yalnız bırakacaktı?
Son kez gülümsedi ve salondan çıkarak gözden kayboldu. Bense şaşkınlık içinde çayıma bakakalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir gitsem de kurtulsam
Novela JuvenilAbi kurgusu. Bir gitsem de kurtulsam. Duracaksam da bir sen durdursan. -Tamamlandı-