Özel bölüm 2

1.2K 231 44
                                    

Selam!

Sizi çok bekletmek istemeyerek ikinci özel bölümle geldim!

Keyifli okumalar!

🌺

"Az dur pati." Ayağımı bırakması için bacağımı salladım ama fayda etmeyince ellerimi saçlarımdan çekip kedimi kucakladım ve havada atıp tutmaya başladım. "Seni bacaksız! Seni yaramaz! Seni haylaz!"

Peş peşe seslice miyavlamaya başladığında başımı iki yana sallayarak onu yere bıraktım ve poposuna bir tane patlattım. Ne demek istediğimi anlamış gibi benden uzaklaştığında memnunca gülümsedim ve saçlarımı yapmaya kaldığım yerden devam ettim.

Sabah erken kalkmış ve güzel bir duş aldıktan sonra saçlarımı kurutmuştum. Dersim dokuzda başlayacağı için yedide kalkmıştım. Şimdiyse saçlarıma çeki düzen vermeye çalışıyordum.

Dördüncü örgümü de ördükten sonra kollarımın ağrısı yüzünden yüzümü buruşturdum. Saçlarımı salık bırakmayı ve aralarından birkaç tutam örmeyi çok seviyordum.

Saçlarımın uçlarına dikkatle baktığımda yavaş yavaş kırıldıklarını fark ediyordum. Kuaföre gitmeyeli asırlar olmuştu. En son ne zaman gittiğimi hatırlamıyordum bile. Kısa bir zamanda gitsem iyi olurdu çünkü saçlarımın daha fazla kırılmasını istemiyordum.

Kış aylarına giriş yaptığımız için üzerime bol bir pantolon ve bol bir kazak geçirmiştim. Üstüne de ceketimi giyince kombinim tamamlanmış olacaktı.

Yere koyduğum çantamın içindeki eşyaları son kez gözden geçirdikten sonra çantamı koluma taktım ve beni izleyen patiye dil çıkarıp odamı terk ettim.

Gözlerim Efken'in odasının kapalı kapısına takıldığında birkaç adım atarak önünde durdum. Kapıya hafifçe vurdum ama ses gelmediğinde açıp içeri bir göz attım.

Perdeler kapalı olduğu için pek bir şey görmüyordum ama Efken'in yatakta uzanan bedenini seçebilmiştim. Dün saatlerce ders çalıştığı için yorgun olması normaldi. Bugünkü dersi zaten on iki de başlıyordu. Yani uyumaya devam edebilirdi.

Uyanmasını istemediğim için ses çıkarmamaya çalışarak parmak uçlarımda yürüdüm ve yatağının yanında durdum. Yüzünü seçebildiğimde gülümsemeden edemedim. Çok masum uyuyordu.

Onu böyle görünce istemeden de olsa boğazıma bir yumru oturdu. Bazen kendini yalnız hissetmesinden korkuyordum. Beni yalnız bırakmamak için aynı tercihleri yapmıştı. Bir kere bile diğerlerini gidip görmemişti.

Acaba beni yalnız bırakmak istemediği için mi onları görmeye gitmiyor diye düşünüyordum. Veya pişman mıydı benimle geldiğine? Onu bazen ailesinden koparmış gibi hissediyordum. Onlardan biriyle telefonda konuşurken bile odasına çekiliyor veya duymayayım diye sesini alçaltıyordu.

Kendimi ister istemez suçlu hissediyordum.

Düşüncelerim kalbimi kırmaya başladığında titrek bir nefes alarak omuzlarımı indirdim. Ağlayıp da kimsenin canını sıkmak istemiyordum. Zaten sınavlar yaklaşıyordu. Başlarını ağrıtmak istemiyordum.

Burukça gülümseyerek eğildim ve Efken'i uyandırmamaya çalışarak yanağından hafifçe öptüm.

Aramızda bir yaş vardı, aslında bakılırsa abimdi, ama biz daha çok ikiz gibiydik. Öyle de hissediyordum zaten. Efken'e hiç abi dememiştim. O benim ikiz kardeşim gibiydi.

Görmeyeceğini bile bile kısaca el salladım ve arkamı dönerek odasından çıktım. Kapıyı ses çıkarmamaya çalışarak kapattım ve aşağıya indim.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin