Bölüm 40: en büyük çaresizlikler

8K 807 187
                                    

Selam!

Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen

🌺

Çağlar'ın anlatımıyla

Efken'ın kapısına birkaç kez vurduğumda ses gelmedi. Endişeyle içeri girdiğimde ise onu yatağında buldum. Yorganın altına saklanmıştı ve yastığına sarılıp cenin pozisyonu almıştı.

Ağlamamaya çalışarak yanına ilerledim ve yatağın boş kalan kısmına oturdum. Elimi omzuna koyduğumda ağladığını fark ettim. Gözlerini bana doğru çevirdi ve titrek sesiyle konuştu. "Bir hafta oldu abi."

Dişlerimi sıkarak gözlerimi kaçırdım ve camdan dışarıya baktım. Ahsen ortadan kaybolalı bir hafta olmuştu. Hepimiz berbat haldeydik. Abilerim ve babam onu gece gündüz arıyordu. Özel bir ekip bile kurulmuştu ama Ahsen hiçbir yerde yoktu.

Gözlerimi yumarak iki elimi de yumruk yaptım. Ben daha dikkatli davransaydım Ahsen şu an yanımızda olurdu. Arabada kalmasını veya Efken'le beraber gitmesini söyleseydim tüm bunlar yaşanmazdı.

"Canım yanıyor." Diye mırıldandı Efken ağlamaya devam ederken. Günlerdir yatağından çıkmamıştı. Kendini odasına hapsetmişti.

Telefonu çaldığında kimin aradığına baktım. Gördüğüm isimle boğazıma ayrı bir yumru oturdu. "Buğra arıyor."

"Açma sakın. Konuşamam abi. Nasıl derim hala bulunmadığını."

Başımı sallayarak onu onayladım ve telefonunun çalma sesini görmezden geldim. Birkaç gün önce bizden haber alamadıklarında babam Burak ve Selman amcayla konuşmuştu. Dolaylı yoldan da Buğra ve Gediz'in olanlardan haberleri vardı.

Efken gibi Buğra da kötü durumdaydı. İlk önce bunu yadırgasam da anlamıştım kardeşimi sevdiğini. İki gün önce bize destek olmak için evlerimize geldiklerinde berbat görünüyordu. Ahsen'e çok değer verdiği belliydi.

"Kendini topla Efken. İnanıyorum ben, bulacaklar Ahsen'i." Diye mırıldandım zar zor konuşarak. Buna gerçekten inanıyordum ama. Bulacaklardı kız kardeşimi.

Başını salladıktan sonra yanaklarındaki ıslaklığı sildi ama boşa gitti çünkü ağlamaya devam etti. Omuzları sarsılmaya başladığında bu halini daha fazla görmek istemeyerek ayağa kalktım ve odasından çıkıp kapıyı kapattım.

Aklıma patinin düşmesiyle adımlarım Ahsen'in odasının önünde duraksadı. Hiçbirimiz odasına girmeye cesaret edememiştik. Kiraz teyze odasına girip çıkıyor ve patiyle ilgileniyordu.

Titreyen elimi kulpun üzerine yerleştirdim ve derin bir nefes vererek kapıyı açtım. İçerisini görmemle boğazıma bir yumru oturdu. Her şey bıraktığı gibiydi ama kendisi yoktu.

İçeri bir adım attığımda gözlerimi patiyi bulmak için odada gezdirdim. Kiraz teyze Ahsen'in odasından başka yere gitmediğini söylemişti. Yani burada olmalıydı.

Yatağın altından duyulan bir miyavlama sesiyle oraya doğru ilerledim. Dizlerimin üzerine çöküp yatağın altına baktığımda bir kenara büzüşmüş olan küçük kediyi gördüm.

Pati benimle göz göze geldiğinde ne kadar üzgün baktığını fark ettim. Küçücük kedinin bile her şeyden haberi vardı. Hissediyordu neler olduğunu.

Onu korkutmamaya çalışarak ellerimi uzattım. "Gel."

Patisini öne doğru uzattı ama ikilemde kalmış gibi baktı bana. Ona tekrar seslendiğimde miyavladı ve küçük adımlar atarak yatağın altından çıktı.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin