Bölüm 43: dinmeyen acılar

7.2K 749 139
                                    

Selam!

Dün kırk ikinci bölümü paylaştım ama bazılarına bildirim gitmemiş. Önce o bölümü okumayı unutmayın.

Keyifli okumalar!

🌺

Elimde bir dokunuş hissettiğimde nerede olduğumu kavrayamadım. Bu beni korkuttu. Gözlerimi açmaya çalışınca başarılı olamadım. Sanki kendi bedenime hapsolmuş gibiydim.

Panik yapmamaya çalışarak uzanmaya devam ettiğim vakit bedenimde ağrılar hissettim. Kalbim yanıyordu sanki, çok acıyordu. Vücudumun her yeri sızlıyordu.

Yaşananlar bir bir zihnime dolmaya başladığında hissettiğim tek şey şaşkınlıktı. Ölmüş müydüm? Yoksa kurtulmuş muydun? İşte bunu anlayamıyordum.

Uzanıyor olduğumu ön görecek olursam muhtemelen kurtulmuştum. Sırtım yumuşak bir yatağa yaslıydı çünkü. Elimdeki hafif dokunuş beni sanki güvende hissettiriyordu. Biri elimi tutuyordu ama kim olduğunu bilmiyordum.

Sanırım ölmemiştim.

O zaman neden bir ölü gibi hissediyordum? Hiçbir yanımı hareket ettiremez hale gelmiştim. Gözlerimi açamıyor veya ellerimi kaldıramıyordum.

Keskin beyaz bir ışık göz kapaklarımı delip geçiyordu. Bu bana tanıdık bir ışığı anımsatmıştı. Hastanede olduğuma neredeyse emindim.

Hamid'e ne olmuştu peki? Yakalanmış mıydı yoksa kaçmış mıydı? Kaçmışsa beni tekrar yakalar ve öldürmeye çalışır mıydı?

Kurtulmuştum ve yaşıyordum. O zaman neden mutlu değildim? Neden sevinemiyordum? Bana bahsedilen şans neden artık umrumda değildi?

Cevabı basitti aslında. Yorulmuştum. Her şeyden ve herkesten. Bana söylenilen yalanlardan ve sahte sevgi gösterişlerinden.

Düşüncelerim ağır gelmeye başladığında gözlerimi açmak için kendimi tekrar zorladım. Kirpiklerimi birbirlerinden ayırabildiğimde gözlerimi kırpıştırarak araladım ve beyaz bir tavanla karşılaştım. Tahmin ettiğim gibi hastanedeydim.

"Ahsen? Kızım?" Elimi tutan kişi babamdı. Uyandığımı görür görmez elimi bırakmış ve avucunu yanağıma yerleştirmişti. "İyi misin yavrum?"

"Uyandı!" Dediğini duydum Çağlar abinin. Yanımdaki sandalyede oturuyordu.

"Sonunda uyandı!" Diye şakıdı Efken yatağın yanına koşturarak.

Benimse yapabildiğim tek şey boş boş tavana bakmaktı. Sanki duygularım benden alınmış gibiydi. Hiçbir şey hissedemiyordum.

"Ben doktor çağırayım." Aydın abinin sesi uzaklardan gelmişti. Daha sonra bir kapı sesi duydum. Doktoru çağırmaya gitmişti.

Babam cevap vermediğimi anlayınca dolu gözleriyle tekrar sordu. "Ahsen, iyi misin kızım?"

Gözlerindeki yaşlar neredeyse taşacaktı. Onu görmeyeli yüzündeki kırışıklar sanki artmıştı. Saçları sanki daha da beyazlaşmıştı. Yaşlanmış gibiydi.

Doktor geldiğinde odadakilerin hepsi dışarı çıkmak zorunda kaldı. Buna sevinmiştim, çünkü yüzlerini görmek istemiyordum. Aklıma hastaneye düştüğüm ilk gün geliyor ve daha da öfkelenmeme neden oluyordu.

Doktor rutin kontrollerini yaptıktan sonra birkaç soru sordu. Sorularına düz bir yüz ifadesiyle cevap verdiğimde yüzünde bir endişe sezdim. Muhtemelen psikolojimin bozulduğunu düşünüyordu. Öyleydi de.

Ağır bir ameliyat atlattığımı ve bir haftadır uyuduğumu söyledi. Yaşama tutunmam bile bir mucizeymiş. Çok kan kaybetmişim.

Kendimi çok zorlamamamı ve birkaç gün ayağa kalkmamamı söyledi. Beni yoracak şeylerden kaçınmalı ve ağır hareketlerde bulunmamalıydım.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin