Bugünün ikinci bölümü. Önce diğerini okumayı unutmayın lütfen.
Ahsen'e de çok kızmayın. Alırım sizi ayağımın altına.
🌺
Sabah gözlerimi açtığımda tekrar düşüncelere boğulmuştum. Dün eve gelir gelmez kimseye tek kelime etmemiş ve direkt odama çıkmıştım. Tüm gün de orada kalmıştım. Sadece yemek yemek için aşağıya inmiş ve zamanımı mutfakta geçirmiştim.
Yatakta dolanan patiyi ellerimin arasına alarak karnıma yerleştirdim ve tüylerini sevdim. "Beni hep üzmeyi başarıyorlar. Ama bu sondu pati. Bir daha kalbimi kırarlarsa geri dönüşü olmaz."
Sabaha kadar düşünüp durmuştum. Onlarla tanıştığımdan beri yaşanan her şeyi teker teker aklımdan geçirmiştim.
Her ne kadar kalbimi bin parçaya kırsalar da bu yaşananları geride bırakmaya karar vermiştim. Bu ne kadar mümkündü bilmiyorum ama deneyecektim.
Hayatımı düzene sokmak için bir şansım vardı ve ben bu şansı yerle bir etmek istemiyordum. Artık Hamid yoktu.
Bir yandan deli gibi bağırıp çağırmak istesem de diğer yandan Doğan abiye hak veriyordum. Adam vatanını korumak için görevlendirilmişti. Ona bir emir verildiyse yerine getirmek zorundaydı. Ama onu içten içe hayatım boyunca bir daha asla affetmeyeceğimi de biliyordum.
Her ne kadar Doğan abiyi anlasam da babam ve Aydın abiyi anlamıyordum. Onlar neden bana yalan söylemişti? Onlar da askerdi de benim mi haberim yoktu?
Başlarda bana acıdıkları için beni evlerine almışlardı diye düşünmüştüm. Ama sadece bir görev uğrunaydı. Peki ya o görev olmasaydı? O zaman da beni kabul ederler miydi?
İşte bu sorular aklımı bulandırıyordu. Dün acaba daha sert bir tepki mi verseydim diye düşünüyordum.
Ama şöyle bir şey vardı ki artık gerçekten boş vermek istiyordum. Onca şey atlattıktan sonra huzurlu bir yaşam sürmeyi bende hak ediyordum. O yüzden yaşananları geride bırakmaya karar vermiştim.
Bu onlara verdiğim son şanstı. Eğer bir daha beni incitecek bir şey yaparlarsa onları bir daha hayatım boyunca asla affetmezdim.
Gerçi, şimdi de affetmemiştim. Onlara nasıl davranacağımı bilmiyordum. Aramızdaki bağı hepten bitirmişlerdi.
Ama bugün yeni bir başlangıç yapmaya karar vermiştim. Kendimi üzüp durarak bir yere varamazdım. Benim üzüldüğüm kadar onlar üzülmeliydi. Hatta daha çok.
O eski Ahsen'i derhal geri getirmeliydim. Daha fazla gözyaşı dökmeyecektim. Artık sadece yaşamak vardı. Sadece kendime bir yol çizecektim.Bu onları affettiğim anlamına gelmezdi. Bir daha ne zaman onlara güvenirdim bilmiyordum. Kalbimin kırıklığı bir gün geçer miydi onu da bilmiyordum.
Patinin başının üzerinden öptükten sonra yataktan kalktım ve onu yere bırakarak poposuna vurdum. Verdiğim komutu anlamış gibi koşturarak mama kabına gitti ve kahvaltısını etmeye başladı.
Giyinme odamdan formamı alıp banyoma geçtim ve işlerimi hallettikten sonra tekrar odama geçtim. Saçlarımı güzelce tarayıp salık bıraktım ve çantamı omzuma taktım.
Patiye el sallayıp odamdan çıktım ve seke seke aşağıya indim. Artık böyleydi. Burnu havada gezecek ve hiçbir şeyi takmayacaktım. Her şeyi stres yapmak için fazla gençtim. On sekizinci yaşımdan sonra yaşamaya başlayacaktım.
Kendim yaşayacak ama onlara yaşatmayacaktım. Sessiz kalacak ama bağıracaktım. Bunu onlara da gösterecektim.
Çantamı koridora bıraktıktan sonra mutfağa geçtim ve Kiraz teyzeye nasıl olduğunu sordum. Kendi derdimden dolayı onunla konuşmaya fırsatım olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir gitsem de kurtulsam
Teen FictionAbi kurgusu. Bir gitsem de kurtulsam. Duracaksam da bir sen durdursan. -Tamamlandı-