Keyifli okumalar!
🌺
Dakikalar önce uyanmıştım ama yatağımdan bir türlü çıkamamıştım. Aklımda dün olanlar dolanıyor ve bir türlü çıkmıyordu.
Yaşadığım duygusal boşalma nedeniyle kendimi daha iyi hissediyordum ama bir yandan da daha kırılgan olduğumun farkındaydım.
Dün gözlerimi yummadan önce odama Doğan girmiş ve yalnız olmadığımı söylemişti. Bu beni iyi hissettirmişti. Neden ona bu kadar güvenmeyi seçmiştim bilmiyordum ama iyi hissettiriyordu.
Diğerleri gibi Doğan'ı da tanımıyordum ama onu görür görmez kendimi yanında güvende hissetmiştim. Bu ne kadar doğruydu bilmiyordum, beni üzer miydi onu da bilmiyordum ama şu anlık bunu düşünmek istemiyordum.
Artık sadece önüme bakacaktım. Önüme bakacak ve kimsenin beni üzmesine izin vermeyecektim. Onlara iyi davranmaya çalışmayacaktım. Kendileri bana gelmeli ve affetmeyeceğimi bile bile ellerinden geleni yapmalılardı.
O kadarını hak ediyordum.
Ben onların nefretini kazanacak hiçbir şey yapmamıştım. Annemin kızı olabilirdim ama onlar da onun oğullarıydı. Beni itip kakmaya ve onca laf söylemelerine gerek yoktu.
Ne yaşadıklarını bilmiyordum ama ne yaşadığımı çok iyi biliyordum. Annem onlara ne yaşattıysa acısını benden çıkarıyorlardı. Bende aynısını onlara yapabilirdim. Tahir Ateş'in benden haberi hiç olmamıştı ama bende onu suçlayabilirdim.
Gözlerimi yumdum ve düşüncelerimi defetmeye çalıştım. Beynim şişmişti, her şey karman çorman olmuştu.
Gözlerimi tekrar açtım ve kafamı dağıtmak için kalkmaya karar vererek yataktan çıktım. Pati ne yapıyordu bilmiyordum ama onu en son mamasını yerken görmüştüm.
Giyinme odamdan birkaç parça kıyafet alıp banyoya geçtim ve hızlı bir duş alıp üzerimi giyindim. Saçlarımı kurutmayı üşendiğim için tarayıp salık bıraktım ve banyodan çıkıp odayı terk ettim.
Aşağıya indiğimde mutfağı es geçip yemek odasına ilerledim. Tahir Ateş geçen sefer mutfakta kahvaltı etmeme pek memnun olmamıştı. İsteğini yerine getirmek gerekiyordu.
Kimseyle göz göze gelmeden Aydın'ın yanına geçtim ve derin bir nefes verdim. Tahir Ateş baş köşededeydi, bir yanında Doğan otururken diğer yanında Aydın vardı. Efken ve Çağlar da Doğan'ın yanına oturmuştu. Ben odaya girdiğim an herkes sus pus olmuştu.
Kimseyle göz göze gelmeden tabağımı doldurmaya başladığımda sessizlik aynı şekilde devam ediyordu. Rahatsız ediciydi ama kimse bozmak için bir adımda bulunmuyordu.
Tabağımı doldurduktan sonra kahvaltımı etmeye başladım. Gözlerimi tabağımdan ayırdığımda karşımda oturan Efken'le göz göze geldim. Bana o öfkeli gözleriyle bakmıyordu artık.
Gözlerimi yanında oturan Çağlar'a çevirdiğimde hissetmiş gibi tabağına odakladığı gözlerini üzerime çevirdi ve nötr bir ifadeyle baktı.
Dün söylediklerim işe yaramıştı. Bana kötücül bakışlar atmıyorlardı ama keşke öyle baksalardı. Karnımdaki yaraları göstermeden veya ben onlara içimi dökmeden bana iyi davranmalarını isterdim. Şimdiyse artık çok geçti.
Derin bir nefes verdiğimde omuzlarım çöktü, ama bunu belli etmemeye çalıştım. Dün yeteri kadar kırılgan davranmıştım. Bugün her zamanki Ahsen olmalıydım. Hiçbir şeyi takmayan ve her şeyi alaya alan.
Bu sefer Doğan'la göz göze geldiğimde kendimi tutamadım ve ona hafifçe gülümsedim. Dün söyledikleri içimi rahatlatmış ve yalnız olmadığımı hatırlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir gitsem de kurtulsam
Teen FictionAbi kurgusu. Bir gitsem de kurtulsam. Duracaksam da bir sen durdursan. -Tamamlandı-