Bölüm 19: basket ve didişmek

16.7K 1.1K 199
                                    

Yeni bir bölümle merhaba! Severek yazdım, umarım sizde aynı şekilde okursunuz.

🌺

"Pati sen benim her şeyimsin! Çok tatlı bir kedisin!" Sonunda patiyi dolabın altından çıkarmayı başardım ve yüzünü öpücüklere boğdum.

"Ahsen seni yesin dursun! Sonra da poponun üzerinde devam oturursun!" Her yerini mıncırıyor ve bir an olsun bırakmıyordum. Ben sanırım bu kediye aşıktım. Başka bir açıklaması olamazdı.

Benden kaçmayı başardığında ona son bir öpücük attım ve okul çantamı sırtıma takarak odamdan çıktım. Aydın kıyafetlerde olduğu gibi okul kitaplarımı ve çantamı da halletmişti.

Aşağıya indiğimde ayakkabılarımı giydim ve evden çıkıp hazırda bekleyen arabaya bindim. Aydın kemerimi taktıktan sonra direkt yola koyulmuştu. İlk defa onunla yalnız kalmıştım ama bu rahatsız etmiyordu.

"İstersen radyoyu açabilirsin." Dedi Aydın gözlerini yoldan ayırmayarak.

Başımı sallayıp radyoya uzandım ve sevdiğim bir şey çıkana kadar şarkıların arasında gezindim. Sonunda bana uygun bir parça bulabildiğimde durdum ve arkama yaslandım.

Arabayı dolduran müzik sesi beni rahatlatıyordu ama düşüncelerimi susturmuyordu. Kendimi daha fazla tutamadığımda aklımda gezen soruyu sordum. "Biraz kendinden bahsetsene."

Aydın abimdi ama onun hakkında diğerlerinde olduğu gibi hiçbir şey bilmiyordum. Sadece ismini ve yaşını biliyordum o kadar.

Sesimdeki merakı duyarak başını salladı. "Babamın yanında çalışıyorum. Daha çok dosyalarla ve saire ilgileniyorum." 

Verdiği cevap tatmin etmediğinde sorularımı yağdırmaya devam ettim. "Başka? En sevdiğin yemek? Renk?"

"Balık ekmeği çok severim. En sevdiğim renk sanırım mavi."

Yan dönerek yüzümü ona doğru çevirdim ve onu incelemeye başladım. "Hobilerin var mı?"

"Koşu yapmayı severim. Genelde akşamları koşarım."

"Bende spor yapmayı seviyorum." Dudağımı ısırdım ve azıcık çekinsem de ekledim. "Belki bir gün seninle de koşarız. Yani istersen."

Gözlerini yoldan ayırıp birkaç saniye gözlerimin içine baktı, ardından gözlerini tekrar çekti ve hafifçe gülümsedi. "İsterim tabii ki."

Aklımda daha çok soru vardı ama onu darlamak istememiştim. Cevaplarken rahatız görünmüyordu ama sorularımı sonraya saklamaya karar verip sustum.

Bir süre sonra okula vardığımızda arabayı durdurdu ve uzanıp çantamı arka koltuktan almamı izledi. "İyi dersler."

"İyi işler." Arabadan inip kapıyı kapattım ve ona arkamı dönüp okula doğru yürümeye başladım. Bir anlığına beni okula bırakması tuhaf hissettirmişti.

Okul binasına girdiğimde telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım. Öğlen arasının bitmesine yedi dakika kaldığını gördüğümde telefonuma geçirdiğim ders programıma baktım ve beden eğitimi yazdığını görünce alnıma vurdum.

Öğlen arasından sonra iki saat beden eğitimim vardı ve ben kıyafet getirmemiştim. Sadece birkaç saat ders göreceğim için evde çantama bir defter koymakla yetinmiştim. Şimdiden programa bakmadığım için pişman olmuştum.

Bir ihtimal yedek kıyafet bulurum diye adımlarımı spor salonuna doğru yönlendirdim. Eski okulumda yedek kıyafetlerle dolu ayrı bir dolap vardı. Kıyafetlerimizi unutunca oradan alıp giyiyorduk.

Çok sürmeyen bir arayıştan sonra spor salonunu bulduğumda beklemeden kızların soyunma odasına girdim ve dolapları karıştırmaya başladım. Kendimi bir hırsız gibi hissediyordum.

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin