Selam!
Günün ikinci bölümüyle geldim. Sizi mi kıracağım dedim ve bir tane daha göndereyim dedim. 💅🏻 Önce diğer bölümü okumayı unutmayın tabii.
Bu bölüm bayağı uzun oldu bence, o yüzden oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli okumalar!
🌺
Aynanın karşısında durup kombinimi incelediğimde aslında hiçte fena görünmediğimin tanısına vardım.
Üzerimde siyah bir elbise vardı ve dizlerimin üzerinde bitiyordu. Ne çok sade ne de fazla şaşalıydı. Tam bir doğum günü partisine uygundu.
Saçımı salık bırakmış ve rastgele birkaç tutam örmüştüm. Bu saç modeli çok hoşuma gidiyordu. Olmayan moralim az da olsa düzeliyordu.
Henüz günlük kullanabileceğim çantam olmadığı için telefonumu elime aldım ve odamdan çıktım. Acilen kendime bir şeyler almalıydım. Ayrıca patiyi veterinere de götürmeliydim. Bu iki şeyi aklımdan çıkarmamam gerekiyordu.
Koridora çıktığımda ve aşağıya indiğimde Efken'in kapının önünde beni beklediğini gördüm. Yanında ayriyeten Aydın abi ve Çağlar da vardı. Tahir Ateş ve Doğan abi sabah biz daha okula gitmeden evden çıkmışlardı. Bu saate kadar da gelmemişlerdi.
Rahat etmek için spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Zaten pek fazla seçeneğim yoktu. Üzerimdeki elbiseyle pek olmamıştı ama bana neydi.
Tamamıyla hazır olduğumda doğruldum ve gözlerimi diğerlerinde gezdirdim. Çağlar çok memnuniyetsizce bakıyordu ben ve Efken'e. Partiye gidecek olmamızı sevememişti. Sanki ona neydi.
Efken dün Tahir Ateş'ten izin alırken neyseki sorun çıkmamıştı. Hatta benim de gideceğimi duyunca hafiften sevinmişti. Muhtemelen kendimi içten içe yemememi istiyordu. Sanki iyiliğimi istiyordu ama ona ısınamıyordum işte. Umarım bu his bir gün geçerdi.
Birisi bir harekette bulunmayınca ben konuştum. "Bizi sen mi bırakacaksın Aydın abi?"
Herkesin bakışları birden beni buldu. Hepsinin yüz ifadesi şaşkınlık barındırıyordu. Çağlar'ın ağzı kocaman açılmıştı, gözlerinde biraz kıskançlık da sezmiştim sanki. Ama uyduruyor da olabilirdim.
Aydın abi aramızdaki mesafeyi kapatarak bir adım attı ve kısık sesiyle sordu. "Abi mi?"
Duygulandığımı belli etmemek için omuzlarımı kaldırıp indirdim ve gündelik bir konudan bahsediyormuş gibi davrandım. "Abim değil misin?"
Gözlerinin dolduğuna an be an şahit olmak beni de ağlatabilirdi. Yüzünde mutluluk ama bir yandan da hüzün vardı. Omuzları çökmüştü sanki.
Dudakları iki yana kıvrıldığında elini başımın arkasına yerleştirip yüzümü göğsüne çekti. Bir elini de sırtıma yerleştirdi ve burnunu saçlarına dayayıp derin bir nefes aldı. Bu onunla ilk sarılışımızdı. Son da olmayacaktı. Aramızdaki bağı güçlendirecektik.
"Teşekkür ederim, Ahsen." Diye fısıldadı saçlarıma doğru. Onu bu kadar duygulandıracağımı tahmin etmemiştim. Sandığımdan daha da hüzünlenmiş veya mutlu olmuştu.
"Artık çıksak mı? Saat geliyor da. En yakın arkadaşımın doğum gününe geç kalmak istemiyorum." Efken yerinde rahatsızca homurdanmasa olmazdı zaten. İki dakika mutlu olmama bile izin vermiyordu. Her şeyi tabiri caizse mahvediyordu.
Aydın abi benden ayrıldığında Efken'e öyle bir bakış attı ki ben bile neredeyse korkacaktım. Bu hali Doğan abiyi hatırlatmıştı. Keşke o da burada olsaydı. Ona sarılmayı seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir gitsem de kurtulsam
Novela JuvenilAbi kurgusu. Bir gitsem de kurtulsam. Duracaksam da bir sen durdursan. -Tamamlandı-