Bölüm 20: büyüleyici elbiseler

17.1K 1.2K 157
                                    

Herkese merhaba!

Aslında bölümü pazartesi atacaktım ama zaman bulmuşken şimdi atayım dedim. Yarınki işim iptal olduğu için kalbim çıt gözyaşım pıt. 🥺

Bu arada; 100k için herkese çok teşekkür ederim!

Keyifli okumalar!

🌺

Okuldan geldikten sonra odama çekilip ders çalışmıştım. Geri kaldığım konuları çalışmış ve soru çözmüştüm. Hamid'in evinde kalsaydım derslerimi boşladığım için dayak yerdim. Sırf bunun için bile bu evde kalmaktan mutluydum.

Derslerimi bitirdiğimde aşağıya inmiş ve Kiraz teyzeye masayı dizmesinde yardım etmiştim. Beni geri çevirse de sonunda ikna edebilmiştim. Biraz da kendi çıkarım için yapmıştım. Çok acıktığım için masayı iki kişiyle dizersek daha çabuk biterdi.

Öyle de olmuştu. Yemek odasında herkes yerini almış ve yemeğe başlanmıştı. Kiraz teyzeye bizimle oturabileceğini söylediğimde beni geri çevirmiş ve zaten çıkacağını belirtmişti.

Artık herkesin standart bir yeri vardı sanki. Tahir Ateş baş köşede otururken Doğan ve Aydın onun iki yanına geçmişti. Ben Aydın'ın yanında, Çağlar ve Efken ve Doğan'ın yanındaydı.

Bu sefer masada bir sessizlik yoktu. Sanırım yakın zamanda düzenlenecek olan bir davet hakkında konuşuyorlardı. Dikkatimi vermediğim için tam olarak bilmiyordum.

Yemeğin sonlarına doğru Tahir Ateş boğazını temizlediğinde bakışlarımız onu buldu. Ama o direkt bana bakmayı tercih etti. "Senin de o davete katılmanı istiyorum Ahsen."

Ağzımdaki lokmayı yuttum ve çatalımı tabağın kenarına koydum. Kendime kızmadan edemedim. Daha dikkatli dinleseydim neyle ilgili konuştuklarını anlardım.

Ona melül melül baktığımı fark ettiğinde açıkladı. "Seni saklamak istemiyorum. Kızım olduğunu öğrensinler istiyorum."

Gözlerindeki duyguyu çözemiyordum. Ama Tahir Ateş deniyordu. Uyum sağlamak için elinden geleni yapıyordu. Bir davete katılmamı ve yüzümü göstermemi istiyordu. Kızı olduğumu bilsinler istiyordu.

Neden başlarda bana bok gibi davrandığını sorguluyordun ama artık gına gelmişti. Kendisi de zaten bunun açıklamasını yapmıştı. En iyisi bu konuyu arkada bırakmak ve işi zamana bırakmaktı.

Tahir Ateş'in kızı olduğumu ben bile yeni yeni idrak ediyordum. İnsanlarda kesin bomba etkisi yaratacaktı ama bence en iyisi buydu. Artık Hamid'in istenmeyen üvey kızı olarak anılmak istemiyordum.

Bu öneri aklıma yattığı için başımı onaylar anlamında salladım. "Olur, gelirim. Ne zaman peki bu davet?"

"Pazar günü." Bir şey daha diyeceğini hissettiğimde merakla bekledim. O da çok geçmeden ağzındaki baklayı çıkardı. "Seni yarın ofislerimden birine götürmek istiyorum. Belki birkaç tane elbise denemek istersin."

Tekrar başımı salladım ve kısa bir cevap verdim. "Bana uyar."

Yüzünün düştüğünü gördüm ama başka bir tepki vermedim. Elimden sadece bu kadarı geliyordu. Ona istesem de yakın davranamıyordum.

Tahir Ateş gözlerini benden aldı ve bu sefer Efken'le Çağlar'a çevirdi. "Sizde geliyorsunuz."

Efken karşı çıkmazken Çağlar yüzünü buruşturdu. "Ne işim var benim davette."

"Ailecek katılacağımız bir davet." Dedi babası üzerine basa basa. Bu onun için çok önemliydi.

Çağlar ikilemde kalmış gibi babasına baktı ve karşı çıkmaya çalıştı. "Baba..."

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin