Bölüm 45: az da olsa uzaklaşmalar

6.6K 656 78
                                    

Sürpriz!

Yarın okula başlayacak olanlar için yeni bölümü atayım dedim.

Söylemeden geçemeyeceğim; 400k olmuşuz!

Keyifli okumalar!

🌺

"Bak sana kimi getirdim." Efken konuşana dek odaya tekrar girdiğini anlamadım. Bir işi olduğunu söylemiş ve dakikalar sonra geri gelmişti.

Gözlerimi elinde tuttuğu şeye çevirdiğimde içimdeki özlem arttı. Gözlerim mutluluktan doldu. Elimdeki telefonumu yanımda oturan Çağlar abiye uzattım ve kollarımı açtım.

Efken elinde tuttuğu patiyi kollarımın arasına bıraktığında kendimi tutamadım ve gözümden bir damla yaşın akmasına izin verdim. Ama sadece bu kadardı. Daha fazla ağlamayacaktım.

Pati beni tanıdığında kucağımda hoplayıp zıplamaya başladı. Bir yandan da seslice miyavlıyor ve başını onu sevmem için elime doğru sürtüyordu.

"Bebeğim. Sen Ahsen'i çok mü özledin?" Ellerimi yumuşacık tüylerinin arasında gezdirdim. "Ahsen de seni çok özledi aşkım."

"Sen yokken Kiraz teyze ona çok iyi baktı." Dedi Efken beni bilgilendirmek amacıyla. Kiraz teyzeyi görünce ona teşekkür edecektim. En son üç gün önce beni görmeye gelmiş ve kendi yaptığı çorbayı getirmişti. Onu afiyetle içmiştim.

Patiyi ellerimin arasına alarak kaldırdım ve başının üzerinden defalarca öptüm. "Seni öpücüklere boğarım!"

Küçük bir kedi bile moralimi düzeltebiliyordu. Onu sahiplendiğim gün hayatımda yaptığım en iyi seçimdi. Birbirimizin kimsesi, her şeyi olmuştuk. Patiye çok şey borçluydum.

"Öpücük demişken." Çağlar abi oturduğu yerde doğruldu ve bana ciddi bir ifadeyle baktı. "Beni kaç gündür oyalıyorsun ama buraya kadar. Buğra'yla neden öpüşüyordunuz?"

Gözlerimi kaçırdım ve patiyi kucağıma bıraktım. Onu hep geçiştirmeyi başarmıştım. Günlerce bu konu hakkında konuşmadığı için de unuttuğunu düşünmüştüm. Ama tabii ki de unutmamıştı.

"Sende nasıl bir soru soruyorsun abi." Efken hayretle başını iki yana salladıktan sonra devam etti. "İnsanlar neden öpüşür?"

Resmen abilerimin yanında öpüşme konusunu konuşuyordum. Bu gerçekten şaka gibiydi. Utanmıyordum ama yine de tuhaf hissettiriyordu. Bu özel bir meseleydi ve onlar kurcalayıp duruyordu.

"Neden öpüşür?" Çağlar abi gözlerini kısarak tekrar bana baktı. "Siz sevgili misiniz?"

Bu soruyu Buğra beni ilk defa görmeye geldiğinde de sormuştu. Olumsuz yanıt vermiştim. Yalan da değildi. Sevgili değildik, ama yakın zamanda olacaktık.

Başımı iki yana sallayarak tekrar aynı cevabı verdim. "Hayır."

"O zaman neden elin çocuğuyla öpüşüyorsun?" Dedi hiddetlenerek. Bu haliyle nedense içten içe eğleniyordum. Çağlar abi çok kıskanç bir insandı.

Efken elini 'hadi anlat' der gibi havaya kaldırdı ve rahatça arkasına yaslandı. "Bak bunu bende merak ediyorum."

Kurtuluşum olmayacağını anladığımda arkama iyice yaslanarak rahat bir pozisyon aldım ve derin bir nefes vererek anlatmaya başladım. "O beni daha ay ışığında akşam yemeğine götürecek. Üstelik limuzinle alacak. O zaman sevgili olacağız."

Açıklamamı yaptığımda ikisinin de kaşları kalktı. İlk tepki veren Çağlar abi oldu. "Sen ne saçmalıyorsun kız? Dizi mi çekiyoruz burada?"

Bir gitsem de kurtulsam Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin