***
Tam o sırada kapı zili çaldı. Sanki biri gelmiş gibiydi ama Zhenya hâlâ öpücüğe o kadar dalmıştı ki dışarı çıkmayı düşünmedi. Kwon Taek Joo onu yavaşça çekerken durmasını işaret etti ama bunun yerine Zhenya Kwon Taek Joo'ya daha sıkı sarıldı, ciğerleri sıkılmış gibiydi. Kwon Taek Joo dilini emerken uzun süre inledi ve ardından Zhenya'yı itti. "Tamam."
"...Haa, bu çocuk başlayınca nasıl bitireceğini bilmiyor. Defol dışarı. Neden bir şey geldiğinde gitmiyorsun?"
Derin bir nefes aldı ve nefes nefese boğazını temizledi. Zhenya isteksizce yüzünde tatminsiz bir ifadeyle kapıyı açtı. Kwon Taek Joo dışarıda oda servisinin sesini duydu.
Beklerken yakındaki banyoya gitti ve önce duş aldı. Fazla düşünmeden musluğu açtı ve aşağı akan su karşısında irkildi. Çünkü su vücuduna temas ettiği anda vücudunun her yeri karıncalandı. Sadece bir gün sonra tüm vücudunun hassaslaştığını hisseden Kwon Taek Joo vücuduna baktı, Zhenya tarafından ısırılmayan veya emilmeyen tek bir parça yoktu. Cildi kızarmış ve morarmıştı. Kolların iç kısmı, göğüs, kasık, kalçasında hala belirgin diş izleri vardı. El ve ayak bileklerinde de belli belirsiz parmak izleri vardı. Biri onu görse bütün gün sevişmediğini, kavga ettiğini sanırdı.
Kwon Taek Joo derin bir iç çekti ve duş aldıktan sonra ıslak saçlarını taradı. Tanıdık bir duygu hissederek gömleğinin altını yavaşça geriye çekti ve göğsünü inceledi. Buradaki durum vücudun herhangi bir yerindeki durumdan daha kötüydü. Özellikle meme ucunun rengi kanayacak kadar değişmişti. Üstelik dikey olarak da ayakta duruyordu, yani gömlek giyerse mutlaka görülecekti. Dikkatlice dokunduğunda bile keskin bir acı zonkluyordu. Bu durumda Zhenya'nın dişlerini göğsüne sürtüp sürtmediğini* merak etti.
*Dişleri birleştirip birbirine sürtme olayından bahsediyor
Kwon Taek Joo dilini şaklattı, bandı aldı ve her iki göğsüne yapıştırdı. Dışarı çıkmadan önce paltosunun önünü kapattı ve kemerini sıktı. Çünkü Zhenya bunu görseydi mevcut durumunu garanti edemezdi.
Oturma odasından çıktığında masanın üzerinde üstü örtülü tabaklar yığılmıştı. İlk bakışta muhtemelen on tabak vardı. Zhenya hiç bakmadan zarif bir şekilde çay içiyordu. Uzun bacaklarını, bacak bacak üstüne atarak oturmuş, parlak bir fincan çayı eğerek bir tabloya benziyordu, çok çirkin.
[..O asil piç.]
Kwon Taek Joo kendi kendine mırıldandı ve başını eğdi.
"Ha? Ne diyorsun Taek Joo?"
"Çok lezzetli görünüyor."
Kwon Taek Joo etrafına baktı ve masaya doğru yürüdü. Her tabağı tek tek açıp menüyü kontrol etti. Başından beri pek bir şey beklemiyordu ama aslında Kore yemeği yoktu. Et ve makarna, buharda pişirilmiş deniz ürünleri, ızgara sebzeler, salatalar, sandviçler ve çorbalar. Tek Asya yemekleri Japon ekmeği ve Çin eriştesiydi. Onlara bakmak midesinin daha da guruldamasına neden oldu.
"Doğru düzgün bir şey yiyebildiğimden bu yana 10 gün geçti."
Kwon Taek Joo brokoliyi çiğnerken homurdandı. Temporomandibular eklemi* bir makine gibi sadece sürekli çiğneme hareketi yapıyordu. Her ırkın ve milletin kendine özgü bir vücut kokusu olduğu sıklıkla söylenirdi. Şans eseri bir süre Kore yemeklerinden uzak kalmıştı ve Choi Yeon Hwa yüzünden bunu fark edememişti. Sonuç olarak zamanını boşa harcamasına rağmen Kwon Taek Joo bile güçlü bir parfüm sürerek ortalıkta dolaşıyordu.
*Çene eklemi
Kwon Taek Joo eti ısırık büyüklüğünde parçalar halinde kesti ve salatayla birlikte çatalın üzerine koydu. Hepsini sanki eziyormuş gibi ağzına tıktı. Yanakları sanki büyük bir ekmek yemiş gibi şişmişti ve ağzı ilhamsız bir şekilde büzülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Codename Anastasia
Ficción Generalgyuhwooll'den değerli anastasia'lara "Kwon Taekjoo, Rusya'ya git ve 'Anastasia'yı bul." Milli İstihbarat Teşkilatı'nın yıldızı 'Kwon Taekjoo', Rusya ile Kuzey Kore (namı diğer DPRK) arasındaki gizli ortaklıkta yaratılmış ölümcül bir silah olan 'Anas...