MayAteş'in Hikayesi Bölüm 9

472 32 19
                                    

 Keyifli okumalar :D
Medya: Maya Karalı

-Ateş korkmaz-

Az önce Maya'yı çıkardığım yere, Cihan'ın yapılacak olan savaş için orduyu yönettiği yerine geldim. Kapıda bu sefer bir değil iki koruma vardı. Beni görünce ikisi de bellerindeki silahları ellerine aldılar.

Normalde insan yapımı kurşunlar bize etki etmezdi. Ama bunlar hem düşmanlarımızı hem de bizi anında etkisiz hale getirecek olan ateşten yapılma kurşunlardı.

Ve ateş bizim korktuğumuz tek unsurdu. Bizim derken türümüz olarak diyorum. Yani benim korkacak hiçbir şeyim yoktu.

Hiçbir şey.

İkisinin önünde durup gözlerine her zamanki soğuk ölümü davet eden bakışlarımdan attım.

'' kolay yoldan mı? Yoksa zor yoldan mı?'' deyip ikisine yönelik sorumu sordum. İkisi de beni çok iyi tanıdığı için silahlarını tekrar bellerine takıp geçmem için kapıyı açtılar.

'' bende öyle tahmin etmiştim'' deyip açılan kapıdan içeri girdim. Etraftaki bana dönen bakışlara aldırmadan direk Cihan'ın odasına çıktım. Hiç beklemeden odasının kapısını açıp içeri girdim.

Koltuğa iyice yaslanmış elinde bir şeyle oynuyordu. Beni görünce duruşunu hiç bozmadan elindekiyle oynamaya devam etti. Saniyeler sonra odadaki ölüm sessizliğini o bozdu.

'' bende ne zaman geleceksin diye merak ediyordum. '' dedi. Elindekinin çakmak olduğunu anladığım cisme dokunup yaktı. Sonra kapağını kapatıp söndürdü. Bu işlemi birkaç kez daha tekrarladı. Benim konuşmayacağımı anladığında elindekini bırakıp koltuktaki duruşunu dikleştirdi. Şimdi gözlerime bakıyordu.

'Güzel' diye düşünüp konuşmaya başladım.

'' bir anlaşma daha istiyorum'' dedim tam gözlerinin içine bakarak. Bana alaycı bir bakış attı.

'' bir anlaşmamamız zaten var Ateş. '' dedi. Sonra sanki yeni aklına yeni gelmiş gibi alnına vurdu '' bir dakika sen o anlaşmayı bozmuştun değil mi '' dedi.

'' evet. Bu yüzden bir anlaşma daha istiyorum dedim'' bana sen ciddi misin bakışı atıp konuşmaya başladı.

'' sen bize ihanet ettin Ateş. Sana bir şans vermiştim. O kızı bize getirmen için. Ama sen ne yaptın? Onu bize getirmeyi bırak bizden alıp kaçırdın. '' deyip elini masaya sinirle vurdu. Onun aksine ben duruşumu hiç bozmadan gözlerine bakıyordum.

'' onu size getireceğim. Ne gibi yetenekleri var öğrendikten sonra tabi ki. '' alaycı kahkahası siyah odada yanılandı.

'' sana artık ihtiyacım yok Ateş. Gidip onu kendim alacağım. '' dedi. Bu sefer alayla gülümseyen bendim.

'' kendi isteği olmadığı sürece onu alıp gelebilecek tek kişi olduğumu bildiğin halde böyle konuşman çok ironik Cihan. '' dedim hala gözlerine alaylı bir şekilde bakarken. Az önce bıraktığı çakmağı tekrar eline alıp yakıp söndürmeye başladı.

'' evet, önceden öyleydi. Ve her ne kadar itiraf etmekten nefret etsem de hala öyle. '' çekmeceyi açıp içinden büyük bir puro çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi. Yavaşça yakıp içine derin bir nefes çekip dışarı üfledi. Bunu beni sinir etmek için çok yavaş yapmıştı.

'' ama ben onu alıp getiremiyorsam onun bana kendi ayağıyla gelmesini sağlaya bilirim. Tıpkı bugün yaptığım gibi. '' tekrar purodan içine derin bir nefes çekti. '' biliyor musun bunu daha önce neden düşünemeyip sana muhtaç olduğumu anlamıyorum. Ama zararın neresinden dönersen kardır öyle değil mi?'' yine alayla gülümsedim. Bu hareketim karşında biraz şaşırsa da duruşunu bozmadı.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin