Medyadaki Şarkı: John Legend -- All Of Me
Çaresizlik, bilinmezlik, şaşkınlık, korku, öfke, kandırılmışlık hissi... Hepsi bir olmuş içimdeki karmaşaya katılmıştı. Ne düşünmem ne hissetmem gerektiğini bilemez halde karanlık bom boş sokakta ilerliyordum. Ne kadar zamandır yürüdüğümü bilmiyordum. Zaman kavramı benim için bitmişti sanki.
Telefonumun melodisi bir kez daha boş sokakta yankılandı. Aldırmadım. Tekrar. Yürümeye devam ettim. Bir süre sonra telefonun sesi kesilmişti. Ama saniyeler içinde o çok sevdiğim ama şuan beni deli eden müzik tekrar duyuldu. Sinirle telefonu çıkarıp kimin aradığına dahi bakmadan hızla yere attım. Telefonun sesi kesilirken çarpma sesi bir süre karanlık sokakta yankılandı. Aldırmadan tekrar yürümeye başladım.
Ben EVLATLIKTIM. Onlar benim gerçek annem ve babam değildi. Yıllardır beni kandırmışlardı. Kim olduğumu, ne olduğumu, gerçek annemi, babamı benden saklamışlardı.
Evet, annem ve babam ölmüş olabilirdi ama yıllarca benimle en ufak bir bağı olmayan insanlara anne baba demiştim. En azından gerçeği bilip yaslarını tutmaya hakkım vardı.
Gerçeği bilmek her zaman iyi bir şey değildir. Gerçek bazen o kadar acı vericidir ki, onu bilmek yerine yalanla yaşamayı tercih edersin.
Babamın sözleri zihnimde yankı bulurken başımı iki yana salladım. Hayır, bu doğru değildi. Ben her zaman gerçeği bilmeyi isterdim. Ne kadar acı verse de yalanla yaşayıp sahte mutluluk içinde olmaktansa, gerçeği bilip acısını yaşamayı tercih ederdim. Ben acıdan korkmuyordum. Ama şuan hissettiklerim acıdan çok daha öteydi.
Belki de yaşadığım acıydı ama ben bu kavramın ne demek olduğunu bilmediğimden bana çok fazla geliyordu. Belki de yaşadıklarımızı 'acı' gibi basit bir kelimeyle anlattığımızdan bana acı gibi gelmiyordu. Acı neydi bilmiyordum ama şuan hissettiklerim acının yanından dahi geçemeyecek kadar ağır ve zordu. En azından bunu biliyordum.
Ve en önemlisi ben VAMPİRDİM. İnsanların kanını içen onları öldüren şeylerden. Düşündüğüm şeyle bedenim elimde olmadan titremişti. İnanamıyordum. Gerçekten bu tür şeylerin var olma ihtimalini dahi düşünmeyen biriydim ben. Şimdi kalmış vampir olduğumu öğreniyordum.
Neydi bu? Evrenin bana ' demek bu tür şeylere inanmıyorsun al bakalım şimdide inanmada göreyim.'' Deme şekli miydi? Düşündüğüm şeyle ufak çaplı bir kahkaha attım. Sanırım kafayı sıyırmıştım. Ağlanacak halime gülüyordum. Acınacak haldeydim gerçekten.
''demek gerçekler sende böyle bir etki yaratıyormuş. Şahsen ben kendini odana kilitleyip bayılana kadar ağlayacağını düşünmüştüm. Ama sen gülüyorsun. ilginç'' duyduğum sesle çığlık atıp birkaç adım geri gittim. Ateş camını açtığı arabanın içinden bana bakıp gülüyordu. Ne ara yanıma gelmişti bu? Ben nasıl bir arabanın sesini duyamayacak kadar düşüncelere dalmıştım?
Bir kaç dakika orada öylece gözlerine baktım. Gözleri karanlık sokakla yarışırmış gibi kop koyuydu. Yavaş yavaş yüzündeki gülümseme solarken ön kapı açıldı. Ben hale gözlerine bakarken o başıyla binmemi işaret etti. Hiçbir tepki vermeyip gözlerine bakmaya devam ettim.
'' arabaya bin Aftiel. '' uzun zamandır bana o şekilde hitap etmiyordu. Sesi otoriter itiraz istemeyen türde sertti. Omuz silkip arabaya bindim. Ben kapıya uzanmadan yine kendiliğinden kapandı. Başımı sağa sola sallayıp emniyet kemerini takarken sordum.
'' bana neden bu şekilde hitap ediyorsun?'' emniyet kemeriyle ufak çaplı boğuşmanın ardından galip ben gelmiştim. Cevap vermesi için yüzüne baktım. Ama o sadece yola bakıyordu. Tekrar umursamaz bir omuz silkmeden sonra başımı cama yasladım. Merak ettiğim birçok şey vardı. Önceliği onlara vermeliydim. İstediği şekilde hitap edebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)
VampireTANRI'NIN SENİN İÇİN HAZIRLADIĞI KADERİ YAŞAMAK ZORUNDASINDIR. KAÇAMAZSIN. DEĞİŞTİREMEZSİN. AMA NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREBİLİRSİN. BEN BİR CANAVARDIM. BUNU DEĞİŞTİREMEZDİM. AMA İYİ VEYA KÖTÜ BİR CANAVAR OLMAYA BEN KARAR VEREBİLİRDİM. VE BEN KARA...