KEYİFLİ OKUMALAR...
Herkesin yaşamında ' keşke şu anda zamanı durdura bilsem' dediği anlar olmuştur. Bitmesini istemediği, sonsuza dek sürmesini istediği, değerli güzel anlar. Açıkçası benim 21 yıllık hayatımda hiç olmadı. Ta ki Ateş hayatıma girene kadar. Hayatıma girene ve onu neredeyse mahvedene kadar.
Aslında bundan neredeyse rahatsız değildim. Yani yaşattığı olumsuzluklara ( anne babamı öldürmesi, büyük babamı öldürmeye çalışması, beni öldürmesi, kuzenime kim bilir neler yapması ) rağmen bütün bunları silip götürecek bir iyilikte yapmıştı bana.
Sevmeyi öğretmişti. Aşkı öğretmişti. Ömrünün 4/1'ini aşksız sevgisiz yaşamış birine sevmeyi öğretmek ona verilen en güzel hediyeydi. Bunları söylediğim için, ailemi çabucak unuttuğum için belki bana kızıyorsunuz. Ama aşksız yaşamak, birini sevememek berbat bir şeydi. Çevrende her gördüğün çifte imrenmen, onlar gibi olabilmeyi dilemen berbattır. Ve ben kendimi bildim bileli böyle yaşamıştım. Başkalarının aşklarına imrenerek.
Ama artık kendimi adayabileceğim biri çıkmıştı karşıma. Her ne kadar zor hatta imkansız olsa da. Beni hiçbir zaman sevmeyecek olsa da. Hiçbir zaman bir çift olamayacak olsak da. Sonsuza dek karşılıksız sevecek olsam da.
'' Aftiel?'' Dudaklarımın boşluğa düşmesiyle kapattığım gözlerimi araladım. Ölüm meleği karşımda tüm şaşkınlığı, tüm güzelliği ve asilliği ile bana bakıyordu. Sanki şimdi öncekinden daha güzeldi. Sanki şimdi öncekinden daha güçlü, karşı konulamazdı. Tanrım! Neler oluyordu bana?
'' Aftiel üzerimden kalkacak mısın?'' Daldığım rüyadan uyanıp ne yaptığımı idrak ettim. Onu öpmüştüm! Hemde ona sormadan! Hemde uzun bir süre! Tanrım!
Yaptığım şeyin farkındalığı ile telaşa kapıldım ve acele ile ateşin üzerinden kalkmaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Çünkü ateş kollarını belime sarmaş hareket etmemi engelliyordu. Şaşkınlık ve utançla gözlerine baktım. Yüzü çok yakınımda duruyordu. Bu kadar utanıyor olmasaydım veya ateşten bu kadar çok korkuyor olmasaydım onu tekrar öpebilirdim.
'' Şey.. ben üzgünüm. İsteyerek olmadı gerçekten. '' elini havaya kaldırıp cümlemi yarıda kesti. Bunu yapmasını bile özlemiştim.
'' Şuan duymak isteyeceğim son şey senin bahanelerin. Biran önce buradan kurtulmak istiyorum.'' Başımı sallayıp tekrar doğrulmayı denedim ama yine izin vermedi.
'' beni bırakmazsan sana nasıl yardım edebilirim ki?''
'' inan bende sana bayılmıyorum melez. Ama kanatlarımı seviyorum. '' konuyu nereye getireceğini düşünmeme gerek kalmadan o devam etti. ''eğer kucağımdan inersen kanatlarımı ezme olasılığın şu yaratığın senden hoşlandığı olasılığıyla aynı olurdu. Yani yüzde yüz ''
Söylediklerinden yalnızca 'yaratığın senden hoşlandığı' kısmı beynimde yankı uyandırmıştı. Ne demek benden hoşlandığı? Toprak benden mi hoşlanıyordu?
'' A şey bir ayrıntıyı atladım. Senden beni öpmenden önce hoşlanıyordu. Şu an sana oldukça kızgın. Hatta nefret ediyor bile diyebilirim '' Başımı çevirip toprağa baktım ama o yoktu. Başımı diğer tarafa çevirdim ama yine onu göremedim. Nereye kaybolmuştu? '' sanırım bizi arabada bekleyecek'' Başımı tekrar ateşe çevirdim.
'' kanatlarından dolayı yeteneklerinin kısıtlandığını sanıyordum? ''tek kaşımı kaldırarak sormuştum. Toprağın benden hoşlandığı gerçeğini unutmaya çalışıyordum. Bu, daha sonra başa çıkmam gereken bir gerçekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/44111309-288-k383244.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)
VampirgeschichtenTANRI'NIN SENİN İÇİN HAZIRLADIĞI KADERİ YAŞAMAK ZORUNDASINDIR. KAÇAMAZSIN. DEĞİŞTİREMEZSİN. AMA NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREBİLİRSİN. BEN BİR CANAVARDIM. BUNU DEĞİŞTİREMEZDİM. AMA İYİ VEYA KÖTÜ BİR CANAVAR OLMAYA BEN KARAR VEREBİLİRDİM. VE BEN KARA...