BÖLÜM ŞARKISI YOK. Çünkü bu konularda oldukça beceriksizim. 😳
Bir kez daha rüya görüyordum. Bu sefer tanımadığım bir evdeydim. Salon olduğunu tahmin ettiğim yerde sanki bir anda ortaya çıkmışım gibi dikilirken buluyorum kendimi. Nerede olduğumu, buraya nasıl geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yok. Gözlerimi tanımadığım eski doksanlardan kalma mobilyalarla döşenmiş evde gezdiriyorum. Henüz fark ettiğim bu gerçek şaşkınlıkla gözlerimi büyütmeme neden oluyor. Eski tip mobilyalar ona uygun yemek masası ve bir vitrin salonda göze çarpan büyük eşyalardandı. Buradan kim olduklarını seçemediğim eski vitrindeki fotoğraflar birden ilgimi çekiyor
Yanımda ayaklarımın dibinde ki sehpaya çarpmamaya çalışarak vitrindeki ufak fotoğraf sergisine doğru ilerledim yavaşça. Her adımda adımlarım bir öncekine göre daha yavaşlıyordu. Nedenini henüz bilmiyordum çünkü bu kontrolüm dışında elimde olmadan gerçekleşen bir eylemdi. Yaklaştıkça yavaşladım. Yavaşladım. Ve... Durdum.
İlk başta çocuklarının elinden tutmuş onunla birlikte sahilde çıplak ayakla koşan bir çiftten başka bir şey göremedim. Ama daha dikkatli baktıkça bu çifti aslında tanıdığımı yavaşça idrak ediyordum.
Ediyordum çünkü bu aile ben annem ve babamdık.
Fotoğrafı çekindiğimiz zamanı hatırlamıyordum belki ama yinede fotoğraftakilerin biz olduğumuzu biliyordum. Başka fotoğrafta ben uyurken annem gülümseyerek beni izliyor ve babamda annemi izliyordu. Bir diğerinde babamla ben futbol oynuyoruz ama annem fotoğrafta görünmüyor. Sanırım fotoğrafı kendisi çektiği içindi.
Bir gülme sesi duymamla anıların yığılı olduğu vitrini unutuyor ve arkamı dönüyorum.
Simsiyah saçları dalgalar halinde beline kadar inen, üzerinde sarı bir elbise olan dört yaşlarında ki bir kız çocuğu arkası dönük bir şeyler yapıyordu. İlk başta bu çocuğun orada olmadığından adım gibi eminim.
Bir kıkırtı daha duyuluyor. Ve ben kendimi istemsizce o küçük kız çocuğuna yaklaşırken buluyorum. Yaklaştıkça kendi kendine bir şeyler mırıldandığını da duyuyordum.
" hadi bakalım morcuğum aç ağzını ve ye "
Duyduğum sözler adımlarımı anında durdurdu.
Morcuğum?
Benim henüz dört yaşındayken parkta oynarken tanımadığım birinin gelip bana hediye ettiği mor elbiseli garip bebeğe verdiğim garip isimdi. Her ne kadar annemin 'yabancılardan asla bir şey alma. Onlarla konuşma' demelerini unutmasam da o garip bebeği almadan edememiştim.
Aklıma gelen anıyla bebeğiyle oynamaya devam eden kıza iyice yaklaştım.
tam olarak yaklaştığımda kızın tam arkasında yarım adım gerisinde dikiliyordum. Elimi kaldırıp omzuna dokunacağım sırada kız birden arkasını dönüp koşmaya başladı.
beklemediğim bu hareket irkilip yere düşmeme neden olmuştu. Kız koşarak merdivenleri çıkıp gözden kaybolduğunda hala arkasından bakmakta olduğumu fark ettim. Kendimi toparlayıp yerden kalkıp destek alacağım sırada kızın düşürdüğü garip bebek dikkatimi çekti. Kalkmadan onuda alıp yerle olan ilişkimi iki ayağıma düşürdüm.
Bebeği elimde incelemeye başlamadan önce refleks olarak üstümün olmayan tozunu silkeledim. Sonunda bebeği inceleme fırsatı bulduğumda şaşkınlığım yavaşça bedenimi ele geçirmeye başlamıştı bile.
Bu bebek henüz dört yaşımdayken parkta arkadaşlarımla oynarken, daha önce hiç görmediğim, sıcak yaz gününde garip siyah pelerin giymiş garip biri tarafından çok uslu ve akıllı olduğum için mor perileri tarafından gönderildiğini söyleyip vermişti. O zamanlar benimde her çocuk gibi acayip ütoplarım vardı. Mor rengi perilerinin olduğuna inanmam ise bunlardan sadece biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)
WampiryTANRI'NIN SENİN İÇİN HAZIRLADIĞI KADERİ YAŞAMAK ZORUNDASINDIR. KAÇAMAZSIN. DEĞİŞTİREMEZSİN. AMA NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREBİLİRSİN. BEN BİR CANAVARDIM. BUNU DEĞİŞTİREMEZDİM. AMA İYİ VEYA KÖTÜ BİR CANAVAR OLMAYA BEN KARAR VEREBİLİRDİM. VE BEN KARA...