MayAteş'in Hikayesi Bölüm 11

424 32 8
                                    

ŞARKI: GRASU XXL FEAT AMI ---- DEJA VU

Kişiler arası iletişim:

İletişim doğrusal (tek yönlü) değil, dairesel bir süreçtir. Kişilerarası iletişimde verilen herhangi bir mesaj, bu mesajı alan kişi tarafından belli bir biçimde algılanır ve bu algı sonucunda ortaya olumlu ya da olumsuz bir tepki çıkar. Buna kişilerarası geribildirim diyoruz.

Eğer bir iletişim durumu söz konusu ise, burada mesajı verenin davranışı, mesajı alanın davranışından bağımsız olamaz. Bütün iletişim durumlarında veren ve alan arasında bir etkileşim söz konusudur.

Kendinizi sınıfta bir sunuş yaparken hayal edin. Orada, dinleyicilerle sizin aranızda çift yönlü bir mesaj alışverişi yaşanır. Dinleyicilerden aldığınız geribildirimler sizde belli etkiler yaratır. Örneğin, bazılarının gözlerinin kapandığını ya da kendi aralarında konuşmaya başladıklarını görürseniz, bu onların sıkıldıkları mesajını veren olumsuz bir geribildirim olur.

Aldığınız bu geribildirim sizin duygu ve düşüncelerinizi etkileyerek davranışlarınızda bazı değişiklikler ortaya çıkarır. Ya siz de canlılığınızı yitirirsiniz, ya da dinleyicilerin dikkatini kazanmak için anlatımınızı cazip hale getirmeye çalışırsınız.

Son cümle dikkatimi çekmişti. Sarı fosforlu kalemimi alıp altını çizdim ve yanına bir soru ekledim

Böyle durumlarda dinleyicinin dikkatini tekrar kendimde nasıl toplarım?

Kalemimi tekrar masaya bırakıp kahvemden bir yudum aldım. Yüzüm istemsizce buruşurken odamın kapısı tıklatıldı ve annem içeri girdi.

'' prensesim? Nasılsın kuzum saatlerdir odandasın.'' Annem yanıma gelip ellerini omuzlarıma koyup yavaş yavaş ovmaya başladı. Bu hareketiyle kedi gibi mayışırken elimdeki -2 derece olan kahvemi masaya bıraktım.

Açık olan kitapları kapatırken sandalyeden ayağa kalktım. Kendimi hemen yanımdaki yatağıma attım. Öyle çok yorulmuştum ki. Sabah erkenden kalkmış bugün ki ikinci final sınavına çalışmıştım. Gözlerim masadaki saate kaydığında şaşkınlıkla ağzım açıldı. Beş saattir hiç durmadan ders çalışmıştım.

Hayatımda ilk defa bu kadar çok çalışmıştım. Genelde derste dinlediklerimle ve birkaç tekrarla yetinirdim. Üniversite sınavında bile bu kadar uzun çalıştığımı hatırlamıyordum.

Bu bir rekordu!

Ama ilk finalin fiyaskoyla sonuçlanması sinirlerimi bozmuştu. Ve onu telafi etmek için diğerlerine var gücümle asılmıştım. Gerçi sonuçları henüz açıklanmamıştı. Ama ne fark ederdi ki, Tarık hocaya kar beyazından daha demiz bir kâğıt vermiştim sonuç zaten ortadaydı.

'' kahvaltı hazırladım annem. Hadi bir şeyler ye. Zaten dersinin başlamasına yarım saat var.'' Başımı salladım. Annem bana öpücük atıp odadan çıktı. İstemeye istemeye yatağımdan kalkıp dolabımın önüne geldim.

Fazla düşünmeden siyah deri şortumu elime aldım. Hemen üzerine uyacak, beyaz üzerinde '' I love surfing'' yazan kocaman pembe bir kalp olan sıfır kollu tişörtü aldım. Altına spor nike marka, üzerinde nike simgesi pembe olan ayakkabımı alıp dolabı kapattım.

Elimdekileri vakit kaybetmeden üzerime geçirdim. Saçlarımı doğal salık bırakıp makyaj masasından gözlüğümü ve siyah sırt çantamı alıp aşağıya indim.

Saat on olduğu için etrafta kimse görünmüyordu. Salondaki masanın boş olduğu görmemle ayaklarım beni mutfağa yönlendirdi. Ve bingo. Annem mutfaktaki masaya yiyemeyeceğimi bildiği halde bir sürü şey hazırlamıştı.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin