Arkadaşlar bölüm hiç içime sinmedi. Ama yinede yayınladım. Ateş bu bölümde yok
keyifli okumalar...
''GELDİM. Çatlama be ''
Merdivenleri hızla inerken bir yandan da söyleniyordum. Kapıyı alacaklı gibi çalan her kimse hem kapıyı böyle çaldığı için hem de beni uykunun en güzel yerinde uyandırdığı için pişman olacaktı.
Bütün gün okulda uyuklamış hatta final sınavında bile uyuya kalmıştım. Gerçi Tarık hoca buna beni yeterince pişman etmişti. Aslında kâğıdı okuduğunda daha çok pişman edecekti.
Okuyacak bir şey bulursa tabi ki.
Hem annem neredeydi? Her neredeyse geldiği zaman bu eve bir yardımcı alma konusunda ciddi anlamda baskı yapacaktım.
Ben bunları düşünürken kapıya bu sefer daha sert vuruldu. Sinirle kapıyı açıp kim olduğuna dahi bakmadan bağırmaya başlamıştım.
'' Ne alacaklı gibi çal-'' daha cümlemi tamamlayamadan birisi beni kucağına alıp döndürmeye başladı. Ben şoka girerken duyduğum ses beni şoktan çıkarıp şaşkınlığın kollarına bırakmıştı.
'' bende seni çok özledim kuzen''
'' Akın?'' dedim şaşkınlıkla hala beni döndürmeye devam ederken. Amerika'dan ne zaman gelmişti?
'' evet, canım Akın'' deyip beni yere bıraktı. Ben dönmenin etkisiyle biraz sarsılırken Akın beni tutup salona doğru yürütmeye başladı.
'' baş döndürücü olduğumu biliyorum kuzen. Bu kadar belli etmene gerek yok '' deyip otuz iki diş sırıttı. Ben elinden kurtulup kendimi büyük koltuklardan birine attım. Oda hemen karşıma geçip oturmuştu. Hala biraz başım dönüyordu.
'' e Akın Bey, hangi rüzgâr attı seni buraya? Dökül bakalım.'' Beni hiç takmayıp ayaklarını ortadaki sehpanın üzerine atıp televizyonu açtı. Bu duruma sinirlensem de biraz sabırlı olmayı tercih edip tekrar sordum.
'' kime diyorum. Heyy ''dedim. Yine tepki vermeyince yanımdaki yastığı kafasına attım. Ama o tek eliyle havada yakalayıp hiç beklemediğim şekilde benim kafama attı.
Ben onun gibi atik olmadığım için yastığı kafama yemiştim. Yastığı tekrar fırlatıp aynı hızla ayağımdaki Garfield pofuduk terlikleri de arka arkaya kafasına attım. Ama yine o aynı atiklikle hepsini bertaraf etmeyi başarmıştı. Sonunda pes ettim. Onunla istediği şekilde konuşmazsam bu durumun akşama kadar devam edeceğini biliyordum. Ayağa kalkıp yanındaki koltuğa oturdum. Elimi omzuna atıp şirin bir ifadeyle;
'' canım kuzenim. Neden geldiğini söyler misin? '' dedim. Anında tepki verip yüzünü baktığı - aslında bakmadığı sırf beni gıcık etmek için bakıyormuş gibi yaptığı- televizyondan bana çevirdi.
'' seni özledim kuzen'' dedi. Hah beni özlemiş yalancı. Arayıp sormayan birisimi söylüyordu bunu.
'' hadi ama kuzen. İkimizde bunun kop koyu bir yalan olduğunu biliyoruz. '' deyip elimi omzundan çektim. Koltukta bağdaş kurup ona döndüm.
Televizyonu kapatıp kumandayı koltuğa atarak oda bana döndü.
'' çokta yalan sayılmaz aslında. '' deyip göz kırptı.
Kuzenim diye söylemiyorum ama bu hareket gerçekten çok tatlı olmasına neden oluyordu.
'' peki, değer verirsek ne kadar yalan?'' diye sordum. Başparmağını şakağına koyup düşünüyormuş gibi yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)
VampireTANRI'NIN SENİN İÇİN HAZIRLADIĞI KADERİ YAŞAMAK ZORUNDASINDIR. KAÇAMAZSIN. DEĞİŞTİREMEZSİN. AMA NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREBİLİRSİN. BEN BİR CANAVARDIM. BUNU DEĞİŞTİREMEZDİM. AMA İYİ VEYA KÖTÜ BİR CANAVAR OLMAYA BEN KARAR VEREBİLİRDİM. VE BEN KARA...