MayAteş'in Hikayesi Bölüm 35

307 29 0
                                    

MERHABALAR. UZUN ARADAN SONRA YENİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. HİÇ UZATMADAN GİDİYOR VE KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM.

HA BU ARADA MEDYA ARAMIZA YENİ KATILAN KANKAMIZ TOPRAK. 😂😂 MERHABA DİYEBİLİRSİNİZ

Sessizlik..

Boşluk..

Hiçlik ve hissizlik..

Hissettiğim şeyler tam olarak bu kelimelerle ifade ediliyordu. Tabi hissizliği hissetmek ne derece mümkündü orası ayrı.

Ama sessizlik ve boşluk o kadar yoğundu ki sanki havada asılı duruyor, oradan almam bekleniyordu.

Yine nerede olduğumu buraya nasıl getirildiğimi bilmediğim bir yerde saatlerdir oturuyordum. - tabi benim zaman kavramımla bu ortamdaki aynı ise.- Saatlerdir buradayım diyorum çünkü uyandığımda buradan nasıl çıkacağımı düşünmüş bir çıkış yolu aramıştım. Öncekilerin aksine bu sefer bulunduğum yer zifiri karanlık değildi. -Neyse ki- Anormal, doğa dışı da görünmüyordu. Aksine son derece insansal ve normal gibi duruyordu. Yani içinde bulunduğum cam fanusu saymazsak elbette.- Fanusu kare şeklide hayal edebilirsiniz-

Uyandığım zaman elbette buradan çıkmak için bir kapı bir çatlak aramış ama ne yazık ki bulamamıştım. En sonun da pes etmiş - benden asla beklenmeyecek bir şey bu- cam fanusa sırtımı dayamış, bacaklarımı kendime çekip oturmuştum. Şimdi de olanları düşünüyor bekliyordum.

Bedenimde hissettiğim keskin acıdan sonra kendimi burada bulmuştum. Ölmüş olamazdım. Çünkü ölenlerin böyle bir yere gelmediğini biliyordum. Yaşıyor olduğumu da sanmıyordum. Zira bu kulakları sağır eden sessizlik ve hissizlik canlı bir insanın hissedebileceği boyutta değildi. Aslında dayanabileceği boyutta değildi demek daha doğru olurdu.

İlk başlarda bu durum beni ürkütse de saatler geçtikçe bu duruma alışmıştım. Hatta o kadar alışmıştım ki bulunduğum konumdan zerre kıpırdamıyor, gürültü yaratmak istemiyordum. Evet, saatlerdir bulunduğum konumda oturuyor, hareket etmiyordum. yani gözlerimi kırpmak dışında hareket etmiyordum. Yaptığım tek eylem gözlerimi kırpmak ve düşünmekti.

Aklıma gelen bir düşünce ile saatlerdir kendimce uyguladığım akıl almaz bu kuralı başımı oynatarak bozdum. İşte o zaman boynumun tutulduğunu anladım. Ama düşündüğüm şey boyun ağrımı unutmamı sağlıyordu. Üzerinde düşündükçe geri kalan bedenim de yavaşça hareket ediyor bu düşüncemi uygulamak için can atıyordu. Yavaşça ve acılı bir şekilde ayağa kalkıp karşımdaki camdan duvara ilerledim. Sağ elimi yavaşça kaldırıp işaret parmağımı cam duvara hafifçe vurdum.

İşte o zaman saatlerdir gürültü çıkarmamak için oturmamın sadece kendime eziyet olduğunu anladım. Çünkü ne yaparsam yapayım - ister cam duvarları yumruklayayım, ister çığlık atayım isterse olduğum yerde deli tepineyim- hiç birinin tek bir tık bile çıkarmadığını o zaman idrak ettim. Henüz fark ettiğim bu gerçeklik göğsümde kocaman bir panik dalgasına yol açtı. Bu durumun gerçekliğinden emin olmak için var gücümle camdan fanusa tekme savurdum ve çıkması gereken gürültüyü dinledim. Ama ne yazık ki değil gürültü çıt dahi çıkmamıştı. Bu durum daha da paniklememe yol açmış, nefes alışverişlerimi hızlandırmıştı.

Öyle ki birden nefes alamaz hala gelmiştim. Panikle ne yapacağımı bilemez halde cam fanusun içinde bir o yana bir bu yana - genişliği el verdiği kadar tabi- gidip gelmeye başladım. Sessizlik o kadar yoğundu ki nefesimi kesiyor beni boğuyordu. Saatlerdir nasıl oldu da farkına varamamıştım bilmiyordum ama iyi ki varmamışım. Yoksa saatler önce bu yoğun sessizlikten ölmüş olabilirdim.

Tabi eğer zaten ölü değilsen.

Zihnimde yankılanan bu düşünce içimdeki panik duygusuna ekmek su vermiş gibi daha da şiddetlendi. Ne yapacağımı bilemez halde nefes alabilmek için ellerim boğazıma gitti. Gittikçe daha az hava giriyordu ciğerlerime. Dizlerimin üzerine çöküp daha fazla nefes alabilmek için ağzımı kocaman açtım. Ama ne yazık ki bu hareketim ters etki yapmış ciğerlerime çektiğim sınırlı havayı da çekip almıştı. Artık hiç nefes alamıyordum. Artık hiçbir şey yapamayacağımı anladığım anda mücadele etmeyi bıraktım.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin