KEYİFLİ OKUMALAR....
Ölüm meleği.
Düşmüş bir ölüm meleği ile bağ kurmuştum.
'' ben düşmüş değilim Maya. Sadece kısa süreliğine dünyaya sürüldüm'' diye düşüncemi düzeltti. Olanları anlamak yerine bu durumu daha karmaşık bir hale getiriyordu. Yaptığı tek tük açıklamalar beni aydınlatmıyor aksine daha çok kafamı karıştırıyordu. '' seni daha sonra aydınlatacağıma söz veriyorum Aftiel, ama önce burada ki işimizi bitirsek iyi olur. Onların daha fazla baygın kalacağını düşünmüyorum '' deyip eliyle arka kısmı gösterdi.
Söylediği şeyle burada olmamızın asıl amacını hatırlamış yürümeye başlamıştım bile. Ateş'in de arkamdan geldiğini belirten sesler kulağıma ilişiyordu. Az önce çarparak yıktığım duvardan geçip binanın içine girdim. Ne yapacağımız hakkında en ufak bir fikre sahip değilken gözlerim Ateş'e kayıyor. O ise gözlerini yıkılmış duvara dikmişti.
'' Ateş?'' dedim. Ama o beni duymamış gibi hala yıkık duvara bakıyordu. Birden acaba pişman mı oldu diye düşündüm. Ama tabi ki bu düşüncemi duymuş ve anında öyle olmadığını sert bir şekilde dile getirmişti.
'' saçmalama melez. '' deyip yanımdan hızla geçip bu sefer o önden yürümeye başladı. Bende artık yetişebildiğim kadar ona ayak uydurmaya çalışarak yanında yürümeye başladım. O kadar büyük adım atıyordu ki bazen uçtuğunu düşündürüyordu bana.
Birden bire neden hiçbir yerimin ağrımadığı geldi aklıma. Yani az önce duvarları yıkıp geçmiş olduğumu düşünürsek şuan komada falan olmam gerekiyordu. Ama değildim. Ayaktaydım ve hiç darbe almamış gibi yürüyordum. Tuhaf. Başımı düşündüklerimle iki yana sallayıp zihnimden savuşturdum. Şuan bunları düşünmenin ne yeri ne de zamanıydı. Annemleri bulmam gerekiyordu.
Ateş merdivenleri çıkarken ben onu takip ediyordum. Daha bir merdiven çıkmadan duraksadım. Tuhaf bir şekilde annemlerin yukarıda olmadığı hissine kapıldım. Sanki bir şeyler yanlıştı. Bu hisse aldırmayıp merdivenleri çıkmaya başladım. Ama sanki yukarı çıktıkça içimde bir şeylerin yanlış olduğu hissi artıyordu. Sonunda dayanamayıp tekrar durdum. Bir şeyler yanlıştı. Buna emindim.
'' Ateş? '' dedim. Duraksadı ama bana bakmadı. Bir şeyde söylemiyordu. Sanki... Dinliyordu. Neyi dinlediği hakkında hiçbir fikir sahibi değilken o konuştu.
'' Maya, senin hislerinle hareket edemeyiz. Hadi. '' o anda benim düşüncelerimi dinlediği gerçeğiyle yüzleştim. Ama bir şeyde yanılıyordu. Ben hislerimde yanılmazdım.
'' Ateş, eminim yukarıda değiller. Bana güven. Hislerimde asla yanılmadım. '' deyip çıktığım merdivenleri tekrar indim. Duyduğum of sesiyle Ateş'in de peşimden indiğini anladım. Ona döndüm. Bana hiçte iyi niyetli olmayan bakışlar atıyordu.
'' madem yukarıda olmadıklarını biliyorsun nerede olduklarını bul o zaman '' dedi sinirden koyulaşan gözleriyle. Dediğine karşı bunu yapamayacağımı söylemeyi düşündüm. Ama sonra bana attığı bakışları görüp bu düşünceden vazgeçtim. Onun yerine dediğini nasıl yapacağımı düşünmeye başladım. Sahi nasıl yapacaktım? Daha doğrusu yapabilecek miydim?
'' senin sorunun ne biliyor musun melez?'' dedi. Ama cevap vermemi beklemeden cevabını kendi verdi. '' kendine güvenmiyorsun. Ve düşünmüyorsun. '' söyledikleri gururumu kırarken o hiç düşünmeden konuşmasına devam etti. '' onların yukarıda olmadığını hissedebiliyorsan nerede olduklarını da hissedebilirsin. Bir yetenek hiçbir zaman tek yönlü değildir. Bir şeyi yapabiliyorsan aksini de yapabilirsin ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)
VampireTANRI'NIN SENİN İÇİN HAZIRLADIĞI KADERİ YAŞAMAK ZORUNDASINDIR. KAÇAMAZSIN. DEĞİŞTİREMEZSİN. AMA NASIL YAŞAYACAĞINA KARAR VEREBİLİRSİN. BEN BİR CANAVARDIM. BUNU DEĞİŞTİREMEZDİM. AMA İYİ VEYA KÖTÜ BİR CANAVAR OLMAYA BEN KARAR VEREBİLİRDİM. VE BEN KARA...