May'Ateş'in Hikayesi Bölüm 46

92 10 4
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR. LÜTFEN YORUM YAPMAYI VE EN SONDA KALBE BASMAYI İHMAL ETMEYİN. KEYİFLİ OKUMALAR.. 

BÖLÜM 46

İlk birkaç saniye ne dediğini algılamaya çalışarak geçirdim. Sonra, bunun bir şaka olma olasılığını hesaplayarak birkaç milisaniye daha geçirdim. Milisaniye çünkü, öyle bir olasılık yoktu. Ateş asla şaka yapmazdı. Daha sonra ne yaptığımın farkına varmadan kabul ettim.

'' tamam. Yapacağım. Ama önce beni orada nelerin beklediğini bilmem gerekiyor'' ben aptaldım. Ben çok büyük bir aptaldım. Ateşe ne olacağını bilmediği bir formülü üzerinde denemesinin pervasızca olduğunu söyleyen ben, kalkmış tekrar ölmeyi istediğimi söylüyordum. Sanırım 'Dünya'nın en aptal insanı' adlı bir ödül olsaydı, onu büyük bir farkla ben alırdım.

'' kabul ediyor musun? Bu kadar çabuk mu?'' dedi şaşkınlıkla. Şaşırması beni şaşırtmamıştı. Çünkü onun için neler yapabileceğimi bilmiyordu. Sanırım bu göstermek için iyi bir fırsattı.

'' senin için neler yapabileceğim hakkında en ufak bir fikrin yok değil mi? '' deyip elimdeki şişeleri bir kenara bıraktım.

'' aptallığının bir sınırı olmadığı hakkında pek çok fikrim var '' gülümsedim. Onu suçlayamazdım. Sevginin bile ne demek olduğunu bu yaşımda öğrenen benim, ruhsuz yaratılmış ona kızmaya hakkım yoktu.

'' evet. Bu konuda bende bir şeyler söyleyebilirim.'' Dedim işi şakaya vurarak. Başa çıkmam gereken sorunlarım olduğu zamanlarda genelde onları küçümser, espriler yapardım. Çünkü o şekilde başa çıkmam çok daha kolay oluyordu. Buda benim kendimi savunma yöntemlerimden biriydi.

'' Her neyse tam olarak nasıl yapacağız? '' diyerek asıl konuya geçtim.

'' otursak daha iyi olacak.'' Deyip tekrar geniş salona yürümeye başladı. Bende anında peşine takıldım. Kanatları biraz sönmüş gibi yerde daha fazla sürünüyorlardı. Yapıştırıcının etkisi geçmeye başlamıştı.

'' gitmeden kanatlarını tekrar yapıştırsam iyi olacak ''

Salona gelip kanatlarını koltuğun arkasına atmaya çalıştı. Yardıma ihtiyacı olduğunu fark edince bende kanatlarını arkaya atmasına yardımcı oldum. Yumuşacık kanatları bütün stresimi alıp götürürken ateşin beni izlediğini fark ettim. Ama dikkatimi yaptığım işten çekmedim. Sonunda kanatlarını sorunsuz bir şekilde koltuğun arkasına attığımızda koltuğa çöktü. Bende ona çok yaklaşmadan yanına çöktüm.

Önce biraz tereddüt etti -ya da bana öyle geldi- sonra anlatmaya başladı.

'' kitapta yazan formüller dünyada bulunmayan malzemeler. Bunu daha önce de söylemiştim. Bunlar ancak cennette bulunan çok değerli çiçekler. '' durdu. Tepki vermemi bekledi. Ama ben yalnızca başımı salladım. Oda devam etti. '' seni öldürüp cennete gitmeni sağlayacağım. Sende bu çiçekleri az önce sana verdiğim özel şişelere koyacaksın. Sakın o şişeleri kaybetme, çünkü dünyaya o otları ancak o şişelerle getirebilirsin. ''

'' tamam. Peki geri nasıl geleceğim? ''

'' onu ben halledeceğim. Sen otları bulduğunda aramızda olan bağdan benimle iletişim kuracaksın. Gerisini ben halledeceğim. '' dedi. Ama hala sorumlarım vardı. Bir düzine kadar.

'' seninle nasıl iletişime geçeceğim peki?'' bıkkınlıkla nefesini verdi.

'' daha önce yaptığın gibi. Ormanda seni kızıl gözlü adamdan kurtardığımda yaptığım gibi ''

'' ama onu isteyerek yapmamıştım ki. Sadece olmuştu. Benim kontrolümde olan bir şey değildi.''

'' yaparsın. Biliyorum. Bir yolunu bulursun. Çünkü hep buldun. Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama karşılaştığın her sorundan bir şekilde kurtuldun. Bundan da kurtulursun '' ruhsuz bir ölüm meleğinden bu sözleri duymak inanılmaz güzel olsa da hala tereddütlüydüm.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin