VEDA.. Bölüm 50

118 7 2
                                    

EVET ARKADAŞLAR SERİNİN İLK KİTABINI BİRAZ FAZLA SÜRÜNDÜREREK BİTİRDİK. KAÇ  YIL OLDU BİLMİYORUM ZAMANLA ARAM HİÇBİR ZAMAN İYİ OLMADI ZATEN. AMA UZUN BİR ZAMAN OLDUĞUNU BİLİYORUM. BUNUN İÇİN ÜZGÜNÜM. SABIRLA BÖLÜM BEKLEYİP OKUDUĞUNUZ İÇİN MİNNETTARIM. YAKINDA TEKRAR GÖRÜŞÜRÜZ UMARIM. EN AZINDAN BAŞKA BİR HİKAYEDE. ŞİMDİLİK HOŞÇA KALIN...

BÖLÜM 50: FİNAL

Zihnim söylediği üç kelimeden sonra boşalmıştı. Hiçbir şey hissetmiyordum. Korkmuş, dehşete düşmüş veya paniklemiş değildim. Sadece...rahatlamıştım. Anlamsız olduğunu biliyordum ama rahatlamıştım. Sanki sırtımda uzun zamandır ağırlık taşıyormuşum da sonunda o ağırlığı indirmişim gibi bir rahatlıktı bu.

Ayağa kalktım. Bunu neden yaptım bilmiyordum. Çünkü hareketlerimi artık ben kontrol etmiyordum. Reflekslerimi göre hareket ediyordum. Salonda birkaç tur atıp bana deli görmüş gibi bakan Ateş'e döndüm. Ben ayakta o ise oturduğu yerden birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Ben ona umut, acı, sevinç ve sevgi ile bakarken o bana deliymişim gibi bakıyordu.

Birden bu hali komiğime gitti ve gülmeye başladım. Saniyeler içinde gülüşlerim o kadar arttı ki ayakta duramayıp dizlerimin üstüne çöktüm. O kadar çok gülüyordum ki Ateş şaşkınlık ile yerinden kıpırdayamamıştı bile. Sonra gülüşüm birden ağlamaya dönüştü. Az önce deli gibi gülen ben şimdi deli gibi ağlıyordum.

O kadar çok ağlıyordum ki Ateş hala bir tepki verememişti. Bu hali yine komiğime gitti tekrar gülmeye başladım. Sonra tekrar ağlamaya. Kendimi durduramıyordum. Ağlamak ve gülmek arasında mekik dokuyordum. Ağlamam o kadar şiddetlendi ki hıçkırıklara boğuluyordum. Yerde, dizlerimin üzerinde hıçkıra hıçkıra ağlarken o kadar çaresiz hissediyordum ki kendimi...

Kaybettiklerim tek tek gözümün önüne geliyordu. Anne ve babamın gözümün önünde yok olup gitmeleri, onların aslında gerçek anne ve babam olmadığını öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığı, gerçekte bir insan olmadığımı öğrenmem, arkadaşlarımı uzun zamandır görmüyor olmam ve bir daha hiç göremeyecek olmam, evim, arabam, kuzenim Akın..

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Tek derdimin derslerimi vermek ve iyi bir gazeteci olmak olduğu zamanlar artık yoktu. Artık eski Maya yoktu.

Mümkünmüş gibi ağlamam daha da şiddetlendi. Uzun zamandır yaşadığım şeyleri içime atmış ve en sonunda patlamıştım işte. Hep çekmeyi ertelediğim acılar birikmiş, üzerime çökmüştü. Ve ben o çöküntüden nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Altında ezildiğim acılar ve gerçekler beni yok etmeden nasıl kurtulacaktım?

Birden birinin varlığını yanımda hissettim. Kim olduğunu göremiyordum çünkü göz yaşlarım etrafı bulanık görmemi sağlıyordu. Ama elbette kim olduğunu biliyordum. Sonra o kişi kollarını boynuma doladı. Kokusu burnuma dolunca iki saniyeliğine duran ağlamam tekrar şiddetli bir şekilde başladı. Bende kollarımı ona sarıp ağlamaya devam ettim. Ateş beni bir bebekmişim gibi yavaşça sallarken bu durum daha da dağılmama neden oluyordu. Kulağıma yavaşça bir şeyler mırıldanıyor, elleriyle sırtımda yavaşça aşağı yukarı bir yol izliyordu.

Ben hayatımda hiç bu kadar şefkatle teselli edilmemiştim. Ben daha önce hiç teselli edilmemiştim. Çünkü teselli edilmeye değecek kadar büyük bir şey kaybetmemiştim. Kaybetmenin ne demek olduğunu bana bütün şefkatini veren Melek, hayatıma girdikten sonra öğrenmiştim. Sevmeyi, o hayatıma girip sıradan renksiz hayatımı renklendirdiğin de ondan öğrenmiştim. Sevmeyi onu severek öğrenmiştim.

Şu an bana sarılıp beni teselli eden Melek benden o kadar çok şey almıştı ki. Aynı zamanda bana o kadar çok şey vermişti. Hangisinin ağır bastığına emin değildim ama iki şeyden kesinlikle emindim. Bu Melek, benden hayatımı almış, aynı zamanda bana hayat vermişti.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin