MayAteş'in Hikâyesi Bölüm 38

339 24 68
                                    

EVET. İŞTE YENİ BÖLÜM. SİZ GÜZEL YORUM YAPARSINIZ DA BEN BÖLÜM ATMAM MI HİÇ. YANLIŞLARIMI DA MAZUR GÖRÜN LÜTFEN. VE BU BÖLÜMDE MAY'ATEŞ İKİLİSİNİ ÖZLEYENLER BAYA SEVİNECEK. KEYİFLE OKUYUN ^^

Her şeyin başladığı yere dönmüştüm: Ateşi ilk gördüğüm zamana. Okul kantininde çarpıştığımız o ana. Ama bu sefer bir şeyler farklıydı. Mesela bu sefer olanları yaşayan değilde dışarıdan izleyen üçüncü bir gözdüm. Yani ateşle yine ben çarpışıyordum ama bu sefer kendimi dışarıdan izliyordum. Sanki olanları tekrar izlemem için geçmişe gönderilmiş gibiydim.Kimse tarafından görülmeyen, gelecekten gelen bir hayalet gibi. Bu mümkün müydü bilmiyordum ama sonuç olarak oradaydım. Üstelik yaşadığım dünyada her şeyin mümkün olabileceğini de görmüştüm.

Başımı Onur, Cemre ve Su ile oturduğumuz masaya çevirdim. Ben henüz gelmemiştim ama onlar oradaydı. Özlemle onlara doğru yaklaşmaya başladım. Onur yine bir şeyler saçmalayıp onları güldürüyordu. Yüzümde buruk bir tebessüm oluştu. Onları özlemiştim. Elimi kaldırıp Onurun saçlarını karıştıracağım sırada geçmişte ki ben kantine girdim ve masaya doğru ilerlemeye başladım. Bir kaç saniye içinde masaya ulaştım ve onurun saçmalıklarıyla karşılaştım.

Bir kaç dakika yaşadığım o anları tekrar yaşamanın mutluluğu ile onları izledim. Ve sonra maya yani ben kahve almak için masadan ayrıldım. Şermin teyzeye kahve sipariş verişimi ve onunla yaptığımız saçma sohbeti tekrar izledim. Kahveleri alırken gözüm sol yanımda ki bir şeye takıldı. Ateş duvarın arkasında saklanmış beni izliyordu. Aniden duvarın arkasından fırlayıp üzerime gelmeye başladı. Daha ben çekilemeden içimden geçip mayanın arkasında belirdi. Ve maya arkasını döndüğü an ona çarptı.

Kelimesi kelimesine aklımda olan konuşma geçmeye başladı aralarında. Ben ateşin duvar dibinde saklanıp beni beklemesine takılmıştım. Ateş konuşma bittiğinde yürümeye başladığında bende arkasından yürümeye başladım. Geçmişte ki mayanın ondan sonra ne yaptığını biliyordum nasılsa. Ben geçmişteki ateşi takip ederken o hızla yürüyüp bina dışına çıktı. Bende onu gözden kaybetmemek için koşarak peşinden çıktım. Ve onu tam köşeyi dönerken son anda gördüm. Bu durumu daha öncede yaşamıştım. Ateşi daha öncede o duvarı dönerken son anda görmüştüm. Ama konumuz elbette bu değildi.

Şuan ben geçmişe ışınlanmış bir hayalet idim o da geçmişteki ateşti. Geçmişi boş verip tekrar koşmaya başladım. Ve o köşeyi döndüğümde tıpkı geçmişte olduğu gibi Ateş orada yoktu. Ama artık onun hakkında her şeyi bildiğim için bu koca duvarları nasıl aştığını da biliyordum. Uçmuştu. Çünkü o bir melekti. Ölüm meleği. Anne ve babamı öldüren ölüm meleği. Tam arkamı dönmüş gideceğim sırada ensemde bir nefes hissettim. Hızla arkamı dönüp yumruğumu savurdum. Artık dövüşmeyi biliyordum ve bu gibi durumlarda nasıl tepki göstereceğimi öğrenmiştim.

Ama hesap etmediğim şey karşımdaki kişininde dövüşmeyi biliyor olmasıydı. o kadar hızla yumruğumu havada yakalayıp beni duvara yapıştırdı ki kim olduğunu görememiştim. Bir eliyle başımı duvara sertçe bastırıyor diğer eliyle de yumuk atmaya çalıştığım elimi büküyordu. Ben acıyla inlediyip çırpınmaya başladığım sırada onun kim olduğunu söyleyen ses tonu duyuldu.

'' Senin burada ne işin var Aftiel? Geçmişte ne işin var?'' Söylediği şeyle çırpınmayı bıraktım. Benim gelecekten geldiğimi nereden biliyordu? Üstelik kantinde içimden geçmişti şimdi nasıl oluyor da beni görüyor ve kolumu tutuyordu? Üstelik bana Aftiel demişti. Aftiel. Kalbim heyecanla hızlandı. Ama başımı sertçe yasladığı duvara vurmasıyla kalbimde normal hızına döndü.

'' Sana bir soru sordum? Buraya nasıl ve neden geldin?'' Ben başımın zonklamasıyla başa çıkmaya çalışırken o beni kendine çevirdi. Ellerimi başımın üzerinde birleştirip tek eliyle tuttu. Diğer elini de çeneme götürüp gözlerine bakmaya zorladı. Aslında buna gerek yoktu. Zaten gözlerimi beni kendine çevirdiği andan beri gözlerinden alamıyordum. Ama o yinede yapmıştı.

İMKÂNSIZ AŞK(VaMel.S1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin