AEM☠BÖLÜM||2

2.1K 132 9
                                    

BÖLÜM MÜZİĞİ: CEZA-KİM BİLİR?

Keyifli okumalar...

☡☡☡

Ölümün kıyısında atar ya kalpler?

Gözler Azrail'i seyreder...

Karanlık ya da nur ruha işler.

O an son nefes dünyayı terkeder.

Nefeslerim, belli bir düzene ayak uydurmuş olan bedenime anarşist bir şekilde yaklaşarak hızını aşmış, göğsümün şiddetli bir şekilde inip kalkmasına sebep olmaya başlamıştı.

Bacaklarım, gerilmiş bir ip gibi sınırlarını zorluyor ve her an kopmamak için Nefeslerim ile birlikte asilik yaparak benim emrimde olan bedenime baş kaldırıyordu.

Benim ise durmaya niyetim yoktu.

Yaklaşık yüz metrelik bir mesafe kalmış olan evimize doğru koşar adımlarla ilerlerken, başını alıp giden Nefeslerim aç akbabalar gibiydi. Çok daha fazla oksijen için en kuytu köşelerimi didik didik ediyorlardı. Ciğerlerim ise son kotasına kadar nefesleri içlerine çekiyorlardı.

100 metre 10 saniye içinde kapanmışken, son demlerini yaşayan bacaklarım ve nefeslerimi bir kez daha zorladım.

Bir kaç dakika önce öfkelendiğim ve hayata karşı tekrar bir sinir beslediğim için kendimi yorarak sonu görünmeyen bir yolda ilerliyordum. Ne yaptığımı bende bilmiyordum ama bu kimin umrundaydı ki?

Şimdiye kadar bilerek yola çıkan ne bok yiyebilmişti de ben de bilinmez çizgilerle çizdiğim yolda bir çukura düşseydim?

Evin bahçe kapısının üzerinden tüm gücüm ile zıpladım. Yarım daire şeklinde ki korkulukların üzerine sağ elimi bırakıp kendimi ittim ve bahçenin içine atlayıp arkaya doğru koşmaya devam ettim.

Ciğerlerimin parçalanırcasına acımasından, kalbimin kafese kapatılan yabani bir kuş gibi çırpınmasından sadistçe ve soğukkanlı bir şekilde zevk alıyordum.

Odamın penceresinin önüne doğru uzanan kestane ağacına hızla tırmanıp her zaman açık bıraktığım penceremden içeriye girmeden önce bir rüzgar esip saçlarımı yüzüme doğru savurmuştu.

Ellerimle saçlarımı düzeltmeden önce odaya girmiştim. Kendimi gri çarşaflar ile bezenmiş yatağımın üzerine atmak istedim ama ondan önce yapmak için can atacağım başka bir şeyi gerçekleştirmeye koyuldum.

Telefonumu bluetooth ile hoparlöre bağlayıp, kendimi, bedenimin çığlık çığlığa yapmak için can attığı şeyi yapıp, kendimi yatağa attım.

Nefesler geçtikleri yol çakıllıymış gibi hırıltılı şekilde dudaklarımdan izlerini bırakırken, bacaklarım, içerisinde atan ikinci bir kalp var gibi zonkluyordu. Göğüs kafesim hızlı ve sert şekilde gerildiği için canımı acıtmaya başlamıştı ama buna alışmalıydım.

Ben kapana kısılmış gibi hissettiğim bu beden ve dünyanın içinde koştuğum ve bedenimi yorgunluğun acısı ile kavurduğum süreler içinde özgür hissediyordum.

Benim şu an bedenimde hissettiğim acılar, geçici parmaklıkların ardından serbest bırakılan bir mahkum gibiydi. Zamanı geldiğinde, acılarım dinerdi ve ben yine o Parmaklıklar ardına kapanırdım.

Hayat adil olmayan bir pezevenkti işte.

Ben ise buna daha fazla kafa yormak istemiyordum.

Gözlerimi kapatıp derin nefeslerimin yavaş yavaş sığlaşması ile birlikte kulaklarımı çalan müziğe dikkat kestim.

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin