AEM☠BÖLÜM||27

764 58 36
                                    

RED / FOREVER

Ya fotoğraf ekleyemiyorum bu bölüme yemin ederim Sinirden etimi koparacak duruma geldim ama valla kimseyi dövmedim. O yüzden bana yorum bırakın ve beni ödüllendirin.

İyi okumalarrrr 😆😆

♓♓♓

Evin içinde esen soğuk bir rüzgar varmış ve ayazı herkesi üşütüyormuş gibi ayakta gezinen bedenlerin damarlarında akan endişe ve merak, gözlerine inen perdelerin altında adeta dans ederken, fikirleri bir yerden sonra kendilerini imha etmişti.

Bilinmeyen her türlü mesele, insan doğası gereği şüphe tohumlarını ruhun en derinlerine serpiştirirken, endişe yeni büyüyen bu duygunun köklerinden beslenirdi.

Poyraz ve Alize ile anne ve babaları, Yağız ile İrem'in başına gelen buydu. İki saat önce gelmesi gereken Meltem hala ortaklıklarda yoktu, almak istedikleri bir mesaj ya da duymak istedikleri bir ses bile yeni büyüyecek tüm o duyguların kökünü kurutabilecekken ona ulaşamıyor olmaları ise en büyük endişe kaynağıydı.

Üstelik Asi, Yağız'ı arayıp, Ayaz'ın geldiğini söylediğinde, Yağız, sessizlik yemini eden bir keşişin suskunluğuna bürünmüş ardından sadece tek kelime etmişti.

"Meltem?"

Bir baba şefkati sadece kan bağı ile değildi. Amcası bile olmasada en az bir baba kadar sevgi ve şefkat duyduğu ve kızından bile ayıramadığı Meltem onun merak ettiği tek şeydi.

O küçük kızın her ne kadar annesine benzese bile ne kadar zayıf ve kırılgan olduğunu hissediyor, hissetmekten öte görüyordu. Annesi gibi değildi, duyguları ile baş etmeye çalışırken başaramıyor ve sürekli kızıp, öfkeleniyordu. O kadar masumdu ki bazen buna Yağız bile şaşırıyordu. Güçlü olmak ya da kırıp dökmek değildi ki karanlığın içine hapsolmak. Suskun olmak duygulara karşı ve hislerden uzaklaşmak tek başına karanlıktı. Meltem bunlardan uzaktı.

Ve şimdi, yıllar sonra geldiğini öğrendiği Ayaz'ın Meltem üzerinde bırakacağı etkinin sadece bir sarsılma ya da yıkılma ile bitmeyeceğini biliyordu.

"Gitti Yağız."diye cevap vermişti ona Asi titreyen bir sesle. Yıllar boyu gözyaşı dökmeyen Asi'nin, Rüzgar'ını kaybettikten sonra bir daha göz altlarını kurutamaması her gün yaraladı Yağız'ı ama elinden gelecek bir şey yoktu.

Ölüm çaresizliğin en büyük boyutuydu. Çünkü sonsuz nereye kadar sürdüğü bilinmeyen tek kavramdı.

Ne başı, ne de sonu belliydi.

Sonsuzluk çare bulunamayan tek şeydi.

Sonsuzluk Çaresizlikti.

"Merak etme, Asi."diye telkin verirken Yağız, kendisinden bile emin değildi ancak bir zaman sonra tüm yalanların en büyük doğrulardan bile daha adaletli olduğunu öğrenmişti.

Telefon kapandıktan sonra her sese kulaklarını tıkadı ve oturup beklemeye başladı/başladılar.

Ev Halkı iki saatin sonunda oturmaya bile dayanamazken, gergin bir ip misali eve yayılan havayı sözleri ile kesip atan Poyraz oldu,"Daha ne kadar oturacaksınız baba?"sert ifadesi ve duygulardan yoksun gözleri şimdi endişe ile parıldarken Yağız yıldız yeşili gözlerini oğlunun soğuk mavilerine dikti.

"Meltem'in arkadaşlarını arayın, eğer Meltem yanlarında yoksa Poyraz sen benimkini, Alize sen annenin arabasını al ve Meltem'in arkadaşları ile olabileceği yerlere bakmaya gidin."

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin