AEM☠BÖLÜM||41

471 49 61
                                    

LYN / SONG FOR LOVE (İNGİLİZCE VERSİYON)

---

Artık hiçbir şey mantıklı gelmiyordu.

O gece güneş yıldızlara kendini feda ettiği sırada Asil yüzünü göğsüme gömüp uyuduğunda da ve ertesi sabah yıldızlar güneşe tekrar canını verdiğinde de hala mantıklı gelen tek bir şey bile yoktu aklımda.

Olanlar gerçek miydi? Her şey yaşanmış ve bitmiş miydi? Ne kadar kaçsam da hala arkamda dolaşan o ruhun varlığı gerçekten öte, mantıklı mıydı?

"Sinirimi bozmaya başlıyorsun."aşina olmaya başladığım o sesi alışık olmadığım sevimli bir sinir kaplamıştı. Gözlerimi çevirdiğim pencereden alıp ona baktım. Gözleri önümde hala dolu duran kahvaltı tabağındaydı.

Bakışları beni yakaladı,"Dövüşmeyi özlememiş gibisin, hâlbuki aklını dağıtmak istiyor gibiydin."dediğinde gözlerimi kıstım. Zaaflarımı bu kadar iyi biliyor olması güzelden yana biraz sinir bozucuydu. Sizi iyi tanıyan birinin kötü yanlarından birisi işte buydu, ondan bir şey saklamak şöyle dursun, istedikleri önünde çoğu zaman boyun eğmek zorunda kalıyordunuz.

"Asıl sen sinirimi bozuyorsun. Bir şey yemek istemiyor olamaz mıyım?"dediğimde ağzını ekşitip kaşlarını kaldırdı ve hayır anlamına gelen bir cıklama sesi dudakları arasından serbest kaldı,"Kusura bakmayın hanımefendi, sizin bedeniniz çelikten değil ki aç karnına boks yapabilesiniz. Mideniz içi çok dolu ya da çok boşken gayet güzel bir sakatlık malzemesi olabilir. Bunu bilmiyor musunuz?"

Daha fazla konuşmasına engel olmak için tabakta duran her şeyden çatala batırıp tek seferde ağzıma tıkıp hızlı hızlı çiğneyip yutacaktım ki yine konuşmaya başladı. "Ve sizin sindirim sisteminiz bir bilgisayar programı değil hanımefendi, tam çiğnenmemiş ve hızlı yenmiş yemekler karşısında şişkinlik yapmasın."dediğinde ağzımda ki her şeyi tek seferde tabağın üzerine çıkarttığımda sırıtarak bana baktı.

"Boş mideyle nasıl güzel yumruk attığımı görmek istemiyorsan o sırıtkan dudaklarını düzelt yoksa dişlerini ağzına döktüğümde ömür boyu şişkinlik çekmek zorunda kalırsın beyefendi."bu kez hiç çekinmeden kahkaha atmaya başlayınca durup onu izledim. Kırk yılda bir olan her şey insanı hem şaşırtıyor hemde şüpheye düşürüyordu.

Ne yapmıştım ki?

"Tamam, IronWoman, susuyorum ama düzgünce kahvaltını yapmak şartım hala geçerli."dedikten sonra ayağa kalkınca kaşlarımı çattım,"Nereye?"diye sorduğumda yanıma geldi ve başımı tutup alnıma yumuşak bir öpücük kondurunca ürperdim. Bu tüy dokunuşlara hala alışamamıştım.

"Son durumları söylemek için Asil gelir birazdan. Onunla işim bittikten sonra seni aşağıda bekliyor olacağım tamam mı?"dediğinde sessizce başımı salladım ve gitmesini izledim ve sırf bir şeyler beynimi kemirdiği için dediği gibi uslu bir şekilde kahvaltımı yaptım.

----

Asil'den zorlukla hiçbir bilgi alamadıklarını ve bir sonra ki hareketlerini sadece tahmin etmek zorunda olduklarını öğrendikten sonra spor salonunun önüne gelmiştik. Yarım saatlik yol boyunca ondan duyduğum birkaç cümle yüzünden de sinirlerim bozuktu. Şimdi ki yaşıma göre yaşadıklarım ağır gibiydi ama ben hiçbir şey hissetmiyordum.

Siyak bir inci ve kirli bir ruh dışında.

Araba durduğu anda hiç beklemeden indim ve hızlı adımlarla spor salonunun içine girdiğimde o aşina aldığım ekşi ve kekremsi koku boğazımı sıktı. Bedenime biriken tüm o sıkıntı ve stres aniden boşalıp beni tuhaf bir dinginliğin içine atarken sonra 10 seneme baktım. Hayatıma şekil veren bu yere ve beni Asil'e getiren salona.

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin