SON|1

712 38 36
                                    

'Pencereden yansıyan ışık  beyaz ve mavilerle donatılmış odadan bir toz kını gibi içeriye düzgün şeritler halinde doluyordu. Sokağa minimal bir düzenle dizilmiş ağaçların yaprakları baharın gelişine hazırlanıyor küçük tomurcuklarıyla tekrar yaşam bulmaya çalışan diğer tüm cinsleri gibi nefes alma mücadelesine girişiyorlardı.

Güneşin aydınlattığı milyonlarca odadan sadece tek birisinde yalnız birisi oturuyordu. Maddi değil manevi yalnızlıkla baş etmeye baş ediyor elinden geldiği kadar başarılı olmaya çalışıyordu. Elinden gelen onu huzura erdirmiyordu ancak yapabileceğinin en iyisi buydu.

Ufak bir rüzgar henüz tomurcuklanan ağaçların dallarını sallarken bir şeyler söylemek ister gibiydi, bir şeylerin gözden kaçtığını bağırır gibi... her şeyin bittiğini, bitmesi gerektiğini söyler gibi...'

"Meltem, are you there?"
  'Meltem, orada mısın?'

Uzun  süredir üzerinde çalıştığım projeyi her zaman ki gibi evin çatı katında yazarken aşağıdan gelen sesle birlikte irkildim.

Jenn ve Virginia tam da söyledikleri saatte beni almaya gelmişlerdi. Dikkatlice yazımı kaydedip tüm bu cümleleri bana veren pencereden dışarıya tekrar baktım. Bu çatı katının bu kadar kirli olmasına bir kez daha dua edip üzerine oturduğum eski minderden kalkıp merdivenlerden aşağıya inerken hemen koridorun sonunda büyük bir havza gibi açılan salonda iki arkadaşımın oturduğunu gördüm.

"Hemen geliyorum."dedikten sonra odama gidip bilgisayarımı çantama koyup sakince aynada kendime baktım. Bazen soruyordum kendime; gerçekten projem için bir karakter mi yaratıyordum yoksa yıllar önce üzerime manevi bir yalnızlık gerçekten çökmüştü de bunu hayallerimde ki o karaktere mi yıkıyordum?

"Meltem acele et, Jay bizi bekliyor."diye bağırdığında Jenn aynadan çektim gözlerimi, oraya yansıyan şeye biraz daha bakarsam kendime yabancılaşacağıma emindim.

Bilgisayar çantamı defter ve kalemlerle birlikte sırt çantama yerleştirip hızla omzuma attıktan sonra odadan çıktım. Kızlar beni görünce derin bir nefes aldılar. Virginia her zaman ki sakin ve sükut dolu yüzüyle bana hafifçe gülümsedi, Jenn yine enerjikti, ben ise ifadesiz ancak gülümsemeyi unutmuyordum.

"Sonunda."diyerek isyanını belli etti Jenn, birlikte dışarıya çıktık. Jay arabasının önünde dikiliyordu, beni görünce yüzüne yine o sıcak gülümsemesi yayıldı, bunun ne anlama geldiğini biliyordum ama uzun süre önce kalbimi bir kere açmıştım oraya sahip olan kişiyse katranla kapatıp gitmişti o boşluğu. Hiçbir şeye açamıyordum artık kalbimi. O büyük boşluk ruhuma kadar işlemişti üstelik, içimde ki o duygusal eksikliği bir şeylerle örtmeye çalıştığım her sefer de biraz daha dibe batmıştım.

"Selam Jay."diyerek hafifçe gülümsedim.

"Merhaba Meltem."dedi. Arka koltuklardan birine oturduğum da ona döndüm, yüzünde ki gülümseme silinmişti. Bir gün bu bekleyişe son vereceğini umuyordum.

Araba hareket edince Jenn her zaman ki gibi konuşmaya başladı. Yeni bir hocamız vardı, İngiliz edebiyatı dersimize girecekti üstelik daha önce bu üniversiteden mezun olmuş birisiydi ancak bizim gibi yaratıcı yazarlık bölümünde okumuyordu ve söylediklerine göre -Jenn aynen böyle anlatıyordu- insanı cehenneme gönderecek kadar yakışıklıydı. 

"Umarım Virginia Woolf'a atıp tutan kadın düşmanı hocalardan biri değildir yoksa yine sakin kalamayacağım."dediğinde Virginia hafifçe gülümsedim, aynadan üzerime yoğunlaşan bakışı hissettim ama dönüp bakmadım. Virginia'nın annesi yazardı ve en sevdiği yazar olan Virginia Woolf'un ismini tek kızına vermişti. Virginia da tıpkı annesi gibi Woolf'u çok seviyordu ve tüm tezlerini onun hakkında yazıyordu. Haksız da sayılmazdı.

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin