AEM☠BÖLÜM|||5

1.3K 107 66
                                    

"Acı, Çaylak, hissedilmesi gereken tek duygudur. Kendinden önce ve sonra gelen her duyguyu unutturur."

-Asil KARASEL

Bölüm Müziği: FİNK//PİLGRİM

♓♓♓

Bazı boş ruhlar, hayattan kopar, parmakları cehennemin kapısını tıklatır sonra, farkında bile olmadan.

Cehennemin kapıları gözlerime kilitlenen ela gözlerdi, parmaklarım ise hiç zaman kaybetmedi, uzandı ona doğru, gözlerinden açılacak kapıların dibinde bitti, göz bebeklerimden uzanan o parmaklar çaldı kapıları fakat bir sorun vardı.

O cehennemin sahibi beni içeri almak istemiyordu, ben de girmek İstediğime emin değildim zaten, belki de bunu biliyordu. O yüzden uzanan o parmaklar geriye çekildi, tekrar gözlerime kapanırken her biri tek tek, yeksan olmuş bir kaç duygu çağladı ruhumun en derininde.

Hızla geri çekildim ondan, kurtuldum tutuşundan. Dünya tekrar gerçekliğe doğru davet ederken beni, ilk hissettiğim elmacık kemiğimde ki o acı sızıydı. Yüzüm gerildi tam da o anda, Kaşlarımı çattım. Öfke tekrar doğdu içimde, bedenim ısındı nefretin ateşinde, dişlerimi sıktım.

"Sakın bir daha bana dokunma."dedim dişlerimin arasından fısıldayarak. İstediklerimi bariz belli etmiştim fakat bunu ikimizden başka kimsenin duymaması gerektiğini fısıldamıştı bilincim kulağıma, onu dinledim.

Elalar hala boş bakarken, dudaklarının sol tarafı şeytan kıvrımını aldı yine, en büyük günahların, en masum sandığı gibiydi, gözlerimi sadece elalara bakması için uyardım kendimce.

"İkinci kural,"diye bağırdı, herkesin dikkatleri zaten üzerimizdeydi, bunu neden yapmıştı,"Bana emir vermeyin."dedi ve sustu. Renkleri şeffaftı, sesinden çıkarılabilecek tek bir duygu bile yoktu. Belki küllenmiş bir kaç kalıntı ama o bile yoktu, yoktu...

Özendim bir an için. Öylesine duygusuz olmak istedim, gözlerim öylesine boş baksın, dudağımın hafif bir kıvrımı bile günahları vaat etsin istedim ama zihnimin derinliğine gömülmüş o ses aniden büyük bir bağırış kopardı Kafamın içinde. Susmamı istiyordu, biraz daha saçmalarsam özümü kaybedeceğimi sayıklıyordu bana. Gözlerimi kaçırdım elalardan ve ringten çıkmak için hamle yaptığım sırada, onun sesini duydum yine.

"Beni anladın mı, Çaylak?"dedi. Sesi yine arınmıştı tüm o soyutluklardan, somut bir buz gibiydi sanki acımıştı sırtım ses tonunda ki soğuktan. Başımı hafifçe ona doğru çevirdim, cevap istiyordu, gözleri hala bomboş bakıyordu, dudakları gerilmişti bu kez, eğer reddedersem kızacak gibiydi.

Ne tuhaf. Etkiledi ama göz ardı ettim.

"Neyi?"dedim sadece. Onun dediklerini duysam bile anlam yüklememiştim demekti bu benim için. Kısaca önemi yoktu gözümde, istediğini yapabilirdi, en fazla nereye kadar gidecekti? Beni öldürür müydü? Memnun kalırdım bu hareketi karşısında, zevkle yol açardım ona hatta, gözümü bile kırpmazdım.

"Cesursun, Çaylak."dedi sadece ve ben hala ona bakarken ufak bir göz kırptı ardından dudakları, gözlerine kadar ulaşamayan alaylı bir gülümseme ile kıvrıldı. Vaat edilenler, şimdi çok daha kanlıydı. Kanlar ise kırılan onlarca duyguydu. Söylemek istediği zihnimi talan ederken, tek bir ses tonuna yüklediği onca anlam, ruhumu derinden sarsmıştı.

Hiç beklemeden ringin içinden çıktım. O sırada yüzü yine bir mermer kadar donuk ve sert bir şekilde herkesi önüne toplamış bir şeyler konuşmaya başlamıştı. Dişlerimi ve yumruklarımı sıkıp uzaklaştım sadece, soyunma odasına girip yüzüme bakmam gerekiyordu.

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin