AEM☠BÖLÜM||18

800 63 29
                                    

BRING ME THE HORİZON/ AVALANCHE

♓♓♓

Herkesin yaşadığı yerde mutlu olması gerekirdi. Acıların onların küçük kalplerini incitmemesi, hislerinin yokluğa koşmaması, Gözyaşlarının hiçbir vakit duygularına karışmaması gerekirdi.

Ben kendimi fırlatıp atılmış bir ceset gibi hissediyordum. Gözlerimi açamıyor, bedenimi istesem bile hareket ettiremiyordum. Olduğum yerin mezar olmadığını biliyor, bilmekten çok hissediyordum fakat burası her neresi ise rahat ve mutlu değildim.

Birleşip kakafonik bir gürültü oluşturan seslerin bütünü, içinde saçma ve mantıktan uzak cümleler barındırıyor, hisler ise öfke ve sinir kokuyordu. Bedenimin yanında şimdi duyularım ve zihnimde Yoruluyordu.

Sinir yavaş yavaş akıyordu Kanıma, ruhumun içinde baş kaldıran öfkeli tarafın koyulaşmış yüzünü görebiliyordum, gözlerimi açmak kolaydı artık. Başımı çevirip, tüm gürültünün sebebi iki sinirli erkek ve onları korkulu gözlerle izleyen birisi salak diğeri saf iki kızı bakışlarımla yakalayıp daha da sinirlenmek ise benim için kaçınılmaz son gibi duruyordu.

Kader tanrısı bilerek mi yapıyordu bunu bana bilmiyorum ama gözlerimi her açtığımda olduğum yerde mutlu olmamak sanırım benim için artık tek gerçek olmuştu.

"Kardeşime bir kez daha baktığını görürsem seni parmağımla ezer, öldürürüm."tıslanan kelimeler bariz bir tehlike ve sinir barındırıyor olabilirdi. Bu beni korkutmuyordu fakat iki küçük saf salak kızın çektiği soluklarını sesli bir şekilde tuttuğunu duymuştum. Bunlar gerçekten aptaldı.

Üstelik Poyraz'ın söylediklerine cevap vermek üzere ağzını açan Mustafa, geçelim korkuyu beni şaşkınlığa itmişti, ben boktan bir hastahane yatağında yatarken bu bok kafalılar ne halt etmiş olabilirdi ki.

Fakat Alize tabi ki çenesini yine konuşturmuştu, "Abartma be, benden sadece iki saat büyüksün."diye araya girince Merve beceriksiz bir şekilde onu kolundan çekip susturmaya çalıştı fakat bu bulutların yağmurdan önce gökyüzüne üşüşmesini engellemek gibiydi. Saçma ve anlamsız.

Mustafa Alize'ye üstten kibirli bir bakış atınca kaşlarımı çattım, gözlerinde dönen sinsi ifade bana hiç hoş gelmemişti,"Sakin ol Koç. Bakmak ve görmek farklıdır. Baktığım doğru ama hiçbir şey göremedim."deyince, Poyraz bir adım ileriye atıp, kasılan çenesiyle Mustafa'nın gözlerinin içine baktı.

"Seni sikerim!"dişlerinin arasından çıkan o iki kelime saf öfke doluydu, şaşırmadım, Poyraz'dan daha azını bekleyemezdim.

"Tabi efendim, bende seni zevkle sikerim."diye karşılık verince, Mustafa'nın kendi gibi davranmadığını, her ne kadar alaylı da çıksa kelimelerinin içinde gizli bir öfkenin saklandığını hissetmiştim.

"Ben şimdi ikinizinde ağzını bir si..."aniden bağırarak başladığım cümlemin gerisinde gelecek olan küfür kesinlikle bir kızın iki erkeğe karşı savurabileceği türden bir tehdit değildi, cümlemi yarıda kesip daha normal bir şekilde,"Kesin lan sesinizi!"diye tüm gücümle bağırdım.

Merve'nin korkup olduğu yerde zıpladığını hissettim, Mustafa bana dönmüş sakin bir şekilde durma çalışmalarına başladığını göstermeye çalışıyordu, Poyraz ise derin derin aldığı nefesler ile kendini yatıştırma çabasındaydı ama beni hezimete uğratan tabi ki yine Alize'ydi. Bu kızı özel olarak uyarmam gerektiğini biliyordum.

☠ASİL ESEN MELTEM☠Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin