Sen , bana , Eda'yı vermeyeceksin öyle mi? Benim adım Doğa ise senin Eda'ya zarar vermene izin vermem. Bu arada ellerinde bir kıpırdanma hisseddim. Normalde hava güneşliydi ama birden kararmaya başladı. Yağmur yağıyordu. Şimşekler çakıyordu. Hepsi gittikçe artıyordu. Ellerim ve kollarım istemsiz çalışıyordu. İşaret parmağımla Alex'i gösterdim. Tepesine şimşek düştü. Eda'ya bir şey olmadı. Bu tür sihirler istenmedikçe sihir yapamayanları etkilemiyor sanırım. Alex Eda'nın kolunu bıraktı. İlk önce dizlerinin üzerine sonra yüz üstü düştü. Eda koşarak yanıma geldi. Bana sarıldı. Bana sarılmasıyla bütün sinirim gitmişti ve kötü havada öyle.
Su:Ne oldu şimdi? Ben hiçbir şey anlamadım.
+Sanırım ben biliyorum. Su gücüne sahibim. Benimde anlamdığım küçük bir yer var. Ben havayı nasıl yönettim?
Doruk:O senin gücünün bir parçası. Sırf havayı konturol edenler var ama senin gücün öyle değil.
+Alex ne olucak? Tepesine yıldırım düşürdüm ama bilmeden. Onu hastahaneye götürmek gerekiyor. Ölmesini istemem.
Doruk:Merak etme. Onunla ben ilgilenirim. Siz eve gidin.
Melis:Tamam da biz anca kendimizi ışınlamayı biliyoruz. Eda ne olucak?
Dpruk:Onu ben yollarım.
Biz kendimiz , Eda'yıda Doruk ışınladı. Yukarıda yanan son adam içinde diğerlerinin yanına bir tane yatak yaptım. İlaç vakitleri geldi. Zaten hepimiz acıktık. Mutfağa geçip yemek yaptım. Hastalar dahil hepimiz yedik. Ondan sonra ilaçlarını verdim. En son Bora'ya verdim. Bora'nın odasındayım.
Bora:Ne zaman banyo yapma şansım olucak?
+Biraz daha iyileşince.
Zil çaldı. Ben ilaçları toplarken kızlar kapıya baktı. Gelen kral Cağrı'ymış. Hemşire ile birlikte gelmiş. İçeri girdiler. Kızlarda peşinden girdi.
Kral Çağrı:Doktor sen bütün yaralılara bak. Doğa sen benimle salona gel.
+Tamam efendim.
Salona indik. Bu işin sonu iyi bitmiyicek. Kesinlikle bana Alex'i sorucak.
Kral Çağrı:Alex'in tepesine neden yıldırım düşürdün?
+Ben onu bilerek yapmadım. Ayrıca beni ikna edebilmek için küçük , güçleri olmayan bir kızı kaçırdı.
Kral Çağrı:Bu onun tepesine yıldırım atmanı gerektirmez.
+Ben ona normal yollarla ikna etmeye çalıştım ama o inat etmeye devam etti. Sonra ben güçlerimi değilde güçlerim beni konturol etti denilebilir.
Kral Çağrı:Eğer güçlerini konturol edemiyorsan onları senden alsınlar.
+Öyle mi? O zaman yukarıda yatanlarıda benim hesabıma yazın.
Yukarı çıktım. Ayrıca güçler birinden alınamaz. Sadece bir süreliğine kullanması engellenir. Kitabın ilk sayfasında böyle yazıyordu. Bora'nın odasına girdim. Bir-iki dakika sonra kral geldi. Biz gelmeden önce doktor hepsini konturol edip odaya girmiş.
Doktor:Hepsi iyiye gidiyor. Onlara gayet iyi bakmışsınız. Bir şey sorabilir miyim? Bunlar 6 kişi değil miydi? Bir odada iki kişi varda.
+Bugün yandı.
Kral Çağrı:Ben sana dedim. Kesinlikle güçleri...
Melis:Alex yaptı. Eda'yı kaçırdığında.
Kral Çağrı:Ne? Gerçekten mi?
Eda:Siz oğlunuza hakim olmazsanız bu tarafta sağlam kimse kalmayacak. Lütfen biraz daha dikkatli olun.
Kralın morali bozuldu. Hem oğlunun yaptıkları için hem de bana dedikleri için. Birşey söylemek için ağzını açtı ama sonra vazgeçip kapattı. Bora'nın yanına oturdum. Kral arkasını dönüp odadan çıktı. Tabi doktorda peşinden. Doktorla birlikte paralel dünyaya geri döndüler. Çünkü kapının dışından sihir sesi geldi.
Su:Doktor haftaya tekrar geliceğini söylemişti sen yokken.
+Tamam.
Melis:Ne oldu?
+Önemli bir şey yok.
Bora elimi tutu. Utanmıştım. Yanaklarım hafiften pembeleşmişti.
Bora:Teşekkür ederim.
+Ben tek başıma yapmadım. Arkadaşlarım da yardım etti.
Bora:O zaman hepinize teşekkür ederim.
+Benim gidip kalan temizlik işini bitirmem gerekiyor.
Bora:Tamam.
Eda abisinin yanında kaldı. Kızlar temizlikte bana yardım etmek istedi. Su mutfağı temizliyicek. Melis çamaşırların geri kalanını yıkayacak , toz alacak ve yerleri silecek. Ben camları ve kapıları sileceğim.
############################
İşimiz bitti. Üçümüzde salondaki üçlü kotuğa yığıldık kaldık. Eda yanımıza geldi.
Eda:Ne oldu size böyle.
Su:Hiiiç , sadece üzerimizden kamyon geçti.
Eda:Kamyon mu geçti? O kamyon iyikide geçmiş. Her yer parlıyor.
+Eda yarın bana hatırlat yarın halıları halıcıya verelim. Biz bu yorgunluğun üzerine halı filan yıkayamayız. Ayrıca elbise dolaplarınıda silmek gerkiyor. Yani daha çok işim var.
Su:Merak etme hallederiz.
Saate baktığımızda saat 20:30'u gösteriyor.
+Hadi yatalım yarın erken kalmam lazım. Hastalara ilaç verilecek. Ama yatmadan önce banyo yapalım.
Melis:Önce ben.
Doğa-Su:Tamam ama çabuk ol.
############################
Sabah yine erken kalktık. Her zamanki gibi yaralıların karnını doyurduk , ilaç verdik. İlaçlar fayda etmeye başlamışlar çünkü Bora'nın yüzündeki yara küçülmeye başladı. Diğer yerlerindeki yaralarda küçülüyor ama yüzündeki kadar belli olmuyor. Kızlar işleri bitince salona geçmişler. Bende mutfakta bulaşıkları yıkadıktan sonra yanlarına gittim. "Eee bugün ne yapıyoruz." demeye kalmdan kapı çaldı.
+Kamerada fayda etmez bunlara. Kapıya gün içerisinde rahatsız etmeyiniz yazıcam.
Su:Onu bunu boşverde kapıya bakalım. Açmazsak ayıp olur.
Su yerinden kalkıp kapıyı açtı. Sonra tekrar kapattı. Sırtını kapıya dayadı. Gözlerini faltaşı gibi açmış bize bakıyordu. Acaba neden?