Çığlıklar

228 14 0
                                    

Önceki bölüm sakin ve sıradan olduğu için kusura bakmayın vote ve sorunlarınızı bekliyorum

Annemden dün akşam beni tarım erken kaldırmasını istedim çünkü iş aramaya gidecektim. Annem beni 9:30 da kaldırdı. Dolabımdan mavi yüksek bel bir kot üztümede mavi bir gömlek giydim. Kahfaltımı yapıp evden çıktım. Caddelerde gezerken evimden iki sokak ötede postahane var. Camında 17-20 yaşlarında, hızlı, bilgisayardan az-çok anlayan birini arıyorlardı. Taşımalı tutuyor, yıldırım gibi koşamasanda az-çok hızlısayılırım, bilgisayarla da aram süperdir. Bana göre beni işe almamaları için bir sebep yoktu ve öyle de oldu. Beni işe aldılar ve ilk dakidan bir kutu gibi birşey verdiler iş olarak. Götüreceğini adreste evimle şehir arasındaydı. Evini geçtikten yuvarlama yarım saatlik mesafedeydi. Postayı götürürken bizim evden on dakika uzaklıkta bir depo var. Oradan sesler geldiğini duydum.

-İmdat! Bırakın beni.

-Bağırması kes seni küçük bacaksız.

İçeri girmeli miydim? Yoksa kıza zarar vermelerine izin mi vermeliydim? Etrafta benden başka kimsede yoktu ve en sonunda içeri girdim. Kapının arkasına saklandım. İçeride 8 yaşlarında , sarışın , yesil gözlü şirin bir kız vardı. Etrafında onun 5 katı izbandut gibi 6 tane adam vardı. İçlerinden birisi siyah bir t-shirt ile siyah kumaş bir pantolon giymişti. Tabiki diğerleri siyah takım elbiseliydi.

-Bırakın beni , derhal.

-Nefesini boşuna tüketme abin seni bulmaya gelene kadar yanı ayağıma gelene kadar buradayız.

-İmdaaat!

-Bantlayın şunun ağzını.

Tam polisi aramak için telefonunu çıkarmak için cebime elimi atamadan arkamdan biri beni tutup t-shirtlünün ayağının dibine fırlattı.

-Patro bak kapı dinleyen fareler de varmış.

Sesin geldiği yere baktığımda iki izbandut daha duruyordu karşımda.

-Ben bir fare deilim.

Patron dedikleri adam bana döndü. Adam kaslı , uzun boylu , hafif esmer biriydi. Deniz mavisi gözleri , kahferengi saçları vardı.
-Bak sen bu fare konuşabiyormuş da.

-Bana fare demeyi kes yoksa...

-Yoksa ne bağırır mısın , ağlar mısın... Yoksa beni döver misin?

Yakışıklı olabilir ama ukala olduğu kesin. Biz konuşurken arkamdaki adamlardan birinin telefonu çaldı. Telefonu kapatınca araya girdi.

-Bora'ya haber yolladık ve buraya geliyormuş.

Onlar konuşurken ben yavaşca doğruldum. Patronun bakmadığı anda kızın yanına doğru koştum. Tüm korumalar beni yakalamayı denediler ama beceremediler. Tam kızın yanına geldim deken beni kolumdan yakaladı.

-Nereye gittiğini sanıyorsun fare.

Kolumu çektim.

-Bana fare demeyi kes.

Ona bağırmamdan sinirlenmiş olması lazım ki bana vurmaya çalıştı. Kendimi korumak için elimi kafamın hizasına getirdim. Sonra gözlerimi açtığımda adamın elleriyle aramda ince , cam gibi , arkasını gösteren , turuncu bir tabaka vardı. Adamlar şasırmışlar ki ağızlarını acıp bana bakıyorlardı.

-Seni gidi fare bunu nasıl yaptın.

Bu sefer çok sinirlenmiştim. Ellerimin ısındığı hissediyodum. Ellerimde tuhaf birşey vardı. Turuncu-kırmızı ve sıcak. Sanki ellerim yanıyordu. Ellerimi onlara doğrulttum ve ateş ettim. Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama yapmıştım. O kadar çok kızmış olmalıyım ki hepsi yerde yatıyordu ve hafiften tütüyorlardı. Fırsattan istifade kızıda çözüp depodan çıktık. Şehre doğru koşmaya başladık. Depodan uzaklaşınca soluklanmak için durduk. Saate baktığında 11:30 olmuştu. En iyisi bendeki postayı teslim etmek yoksa böyle açıkta durursak adamlar bizi yakalayabilirdi.

******************************

Postayı teslim edip eve gitmiştim. Üstümü değiştirdim ve annemden kızla ilgilemsesini istedim sonra postahaneye gittim. Olanları yani benim yaptıklarım dışındakileri onlara anlattım yoksa hepsini anlatsaydım beni deli zannedebilirlerdi. Zaten bu anlattıklarımada pek inandıkları söylenemez. Akşam isten çıktığımda saat 8:00 dı. Eve geldigimde yemeye oturduk. Yemekten sonra depoda bulduğum kızla benim odama geçtik.

-Ben sana bugünkü telaşla sormayı unutmuşum adın ne?

-Eda. Senin ne?

-Doğa. Tanıştığıma memnun oldum.

-Bende memnun oldum.

-Yaşın kaç senin.

-Dokuz. Sen kaç yaşındasın.

-On yedi.

-Bugün depoda yaptığın o şeyler...

-Hiç sorma bende bilmiyorum nasıl yaptığımı ama işimize yaradı.

-Teşekkür ederim.

-Önemli deil. Hadi gel sana bu gece kullanman için benim küçüklük geceliklerimden bakalım.

Saat geç oldu ama yarın ilk işimin bu kızın ailesini bulmak olucağını biliyorum yani postahaneye uğradıktan sonra.

Yazım hatalarından dolayı özür dilerim elimden geldiğince hatasız yazmaya çalışıyorum.

Kurtarıcının AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin