Kapıyı açtığımızda içeride bize saldıran üçlü vardı. Resepsiyondaki çalışan adamı esir almışlardı.
+Siz burada ne yapıyorsunuz?
Mavi cübbeli:Hiç sadece sizi bekledik.
Su:Sizin hapiste olmanız gerekmiyor mu?
Kırmızı cübbeli:Evet ama hapse girmeden kaçtık.
Siyah cübbeli:Bak , ben bu işten çok sıkıldım. Çok bile sabrettim. Bu işi şimdi burda bitiriyoruz.
Şimdi yavaşça yaklaş.+Ya istediğini yapmazsam?
Siyah cübbeli:O zaman bu beyefendi ölür.
+Bu işi dışarıda halletsek olmaz mı?
Mavi cübbeli:Ya , tabi. İki defa hastanelik olduk. Bir daha böyle bir şeye izin vermem.
Bu adamlardan çok sıkıldım. Adamları sihir yapmadan yenemem ama çalışanın yanında da sihir yapamam. Bayıltma sihrini yapabilirim ama benim sihir yapacağımı anladıkları an engellerler.
+İyi bakalım. Benim prenses olup olmadığına bakmanıza izin vericem. Ama ilk önce prenses olup olmadığımı nasıl anlayacaksınız onu söyleyin.
Mavi cübbeli: Omzunda anne karnında oluşmuş bir döğme olucak. Yani doğum lekesi. Doğmadan döğmeciye gitmişsin gibi düşünebilirsin.
+Döğme mi? Bu döğmenin standart bir şekli var mı?
Siyah cübbeli: Şimdiye kadar hep taç şeklinde oluşurlar. Başka şekilde oluştukları görülmedi ama taçların şekilleri , renkleri ve bazende büyüklükleri farklı oluyor.
+Size omzumu göstericem ama adama dokunmak yok.
Kırmızı cübbeli: Sen bu tarafa doğru gel , biz bu beyefendiyi yollayacağız o tarafa doğru.
Onların yanına yavaşça gittim. Mavi cübbeli beni kolumdan tuttu. Sonra onlarda adamı bu kızların yanına ittiler. Bora sihir yaptığımızı görmesin diye adamı odadan çıkardı. Otelde onlarla savaşamazdım. Bu yüzden aklıma gelen yere mavi cübbeliyle ışınlandım. Yani bizim evin yakınındaki depoya. İlk aklıma orası geldi.
Mavi cübbeli:Seni gidi küçük yaramaz. Bizi nasıl kandırmaya cüret edersin?
+Cüret ettim ki ikimizde buradayız.
Mavi cübbeli:Seni var ya...
+Yeter be. Bıktım sizden de prenseslik muhabbetinizden de. Prenses olsam ne olucak? Öldürücek misin beni? Ana kralın ikisi bu niyetinden vaz geçmişken siz bu aptal işi niye devam etiriyorsunuz ki?
Mavi cübbeli:O vazgeçmiş olabilir ama biz vazgeçmedik. Zamanında ana kralın ikizi prensesi öldürürsek bizi baş korumaları yapacağına söz vermişti. Prenses öldükten sonra prensesin abisini öldürücektik. Böylelikle onun oğlu tahta geçebilecekti ama ana kral onu ayarattı. Şimdiki amacımız prensesi bulup öldürücez. Ondan sonra ana krala götürücez. Bizi hapse atarsa atsın , önemli değil. Biz senelerce yatar çıkarız ama ana kral ömür boyu hayatında hiç görmediği , sevemediği kızının acısıyla yaşayacak. Bütün bunlar kralın ikizinin yüzünden olduğu için kardeşinin halini gördükçe kralın ikizi üzüntüsünden ölür.
+Yani bütün bu uğraşlar kralın ikizinden intikam almak için mi?
Mavi cübbeli:Evet.
+Bu sana şu saatten sonra hiçbir şey kazandırmaz. Sadece hapiste geçen yıllarına yazık olur.
Mavi cübbeli:Olsun , ben her şeye hazırım. Yeterki kralın ikizi acı çeksin.
Biz konuşurken kızlar ve diğer büyücüler sihirle yanımıza geldi.
Mavi cübbeli:Artık bu kovalamaca burada biticek. Nazlanmada gel şuraya.
Nazlanmak mı? Öyle bir söylüyor ki kendisine cilve yapıyorum zannederler.
+Ben biraz inatçı bir kişiliğimdir. Öyle her denileni yapmam.
Siyah cübbeli: İyi o zaman. İster prenses ol , ister olma. Sen ve aptal arkadaşların öleceksiniz. Sizden sonra diğer tarafta size yardım edenleride öldürücez.
Aptal mı? Hiç bir kimse arkadaşlarına aptal diyemez. Hem onlara dokundurtcağımı da kim söylemiş? Bu beni çok sinirlendirdi. İçimde bağırmak geliyor. Öyle bir bağırasım var ki kulakları sağır olsun istiyorum. Kendimi fazla tutamadım ve bağırmaya başladım. Hem kızlar hem de onlar kulaklarını yıkıyorlar. Sonra bağırmayı bırakıp sihir topu atıp mavi cübbeliyi duvara yapıştırdım. Bir dakika. Attığım sihir topu kırmızıydı ve ben şimdiye kadar hiç kırmızı sihir toplarım yoktu. Herneyse , bunu sonra düşünürüm. Hazır onlar yarı sağır olmuş kurallarıyla uğraşırken kalan ikisini de arkadaşının yanına yolladım. Sonra Doruk'ta haber verdim. Fazla geçmeden geldi.
Doruk:Ne oldu burada?
+Hiç , birazcık bağırdım o kadar.
Kızları da yarı sağır etmiştim çünkü biraz bağırarak konuşuyorlardı.
Melis:Ne? Ne diyorsunuz? Duyamıyorum.
Doruk:Anlaşıldı , bu durumu doktora göstermek gerekiyor. Hadi gidelim.
Kızları alıp yine paralel dünyaya ışınlandım. Doruk'ta cübbeliler ile birlikte ışınlandı. Cübbelilerin bileklerine güçlerini kullanamasınlar diye sihirden bir kelepçe yaptı. Kızları ve cübbelileri revirde doktora gösterdik. Sonra cübbelileri ana krala teslim ettik.
Ana kral:Okulu bitirdikten sonra sizi baş korumam yapmayı düşünüyorum.
Melis-Su-Doğa:Ne?
Ana kral:Birinci sınıfta böyle güçlü öğrenciler görmedim ben. Ayrıca çok çabuk öğreniyorsunuz. Beni sizden başka kimse iyi koruyamaz.
Kral cübbelileri alıp gitti. Bizde Doruk'un odasına geçtik.
Doruk:Anlat bakalım. Beşini birden aynı anda nasıl sağır etmeyi başardın?
+İçimden o anda bağırma isteği geldi. Sonra bağırdım ve onlarda sağır oldular.
Doruk:Hepsi bu kadar mı?
+Sağır olmalarının sebebi bu ama size sormak istediğim başka bir şey var.
Doruk:Sor bakalım.
+Benim yaptığım sihir topları içinde kırmızı yok ama ben kırmızı sihir topu attım. Neden?
Doruk:Bunun cevabını vermeden önce ben sana bir şey sormak istiyorum. Biz altı temel gücün temel renkleri nelerdir?
+Ateş için kırmızı-turuncu arası bir renktir. Su için mavidir. Teknoloji için mordur. Doğa için yeşildir. Müzik için kırmızıdır. Güneş için sarıdır. Sihir toplarının temel renkleri bunlar oldukları söylenir ama diğer renklerden de görülmüştür.
Doruk:Verdiğin bu cevaba göre hangi güç sence?
Biraz düşündüm. Kitapta bağırma isteği ile ilgili bir bölüm okumuştum ama hangisi? Buldum.
+Müzik.
Doruk:Doğru. Sana söylenen ve ya yapılan bir şeyler içindeki müzik gücünü ortaya çıkardı. Su Alex'i geri fırlatmak için bağırdı , sen sağır etmek için.
+Bu tamamen içgüdüseldi. Bilerek yapmadım.
Su:Suçluları da teslim ettiğimizde göre biz geri dönebilir miyiz? Anneleri görmek istiyorum. Ne zamandır görmedim.
Doruk:Tamam. Hadi gidin.
Diğer tarafa yani Bora'ların yanına geri döndük. Otele girdik ve odamıza çıktık. Odaya girdiğimizde Bora endişeli görünüyordu.
+Bora ne oldu?...
############################
Yorumlarını ve voteleriniz için teşekkür ederim. En büyük teşekkürü kitabımı okuduğunuz için etmek istiyorum. Eğer hataların varsa da özür dilerim.