Ejderham beni arıyor!

41 7 1
                                    

Kapıdan dışarı baktığımda etrafta kaçışan öğrenciler ve onların ortasında ejderham vardı. Bir an ejderhamla göz göze geldik. Annesini bulmuş bebek sevinciyle bana doğru yürüdü. Ben ona odanın kapısını açtım ve içeri girdi.

+Arkadaşlar ejderhamın yaptıkları için sizden çok çok özür diliyorum. Kendisinin iri göründüğüne bakmayın. O daha bir haftalık.

Öğrencileri çok korkutmuş ve bazılarına kendisine zarar vericek diye canını açıtmış olmalı ki içlerinden bir erkek bağırdı.

-Sende ejdeehana sahip çık o zaman.

+Bundan sonra daha dikkatli olucam.

Kapıyı kapattım. Ejderhama doğru baktım.

+Bak , biliyorum senin doğanda var ateş püskürmek , bir şeyler parçalamak ama burda öyle yapamazsın. Yoksa seni benden alırlar.

Aslında şirin ve sevimli bir ejderha. Sanırım ben ona çok alıştım. Ejderhanın yanında diz çöküp boynuna sarıldım. Sarılmam bitince yanağından öptüm. Bir haftalık olmasına rağmen derisi beya sertmiş.

Ejderha:Tamam , bundan sonra kendime hakim olmaya çalışıcam. Benim eğitime ne zaman başlıyoruz?

+Senin eğitimin mi? Senide mi eğitmen gerekiyor?

Ejderha:Tabiki de evet. Savaş durumlarında sana yardım edebilmem için beni eğitmen gerekiyor.

+Bunu nasıl yapacağım peki?

Ejderha: Seni nasıl eğitiyorlarsa benide öyle eğiticeksin.

+Sihir ezberleterek mi?

Ejderha: Hayır , uygulamalı olarak. Yani sihir yaparak çalışıcaz.

+Olabilir ama ondan önce girmem gereken dersler var. Ondan sonra Doruk izin verirse çalışırız?

Ejderha: Seni burda bekliyor olucam. Zaten burayı zor buldum.

Üzerimi değiştirip çantamı ayarladım. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltı için kantine indim. Benden sonra Hira , Melis ve Su birlikte geldiler. Sanki anlaşmışlar. Biz kahvaltıyı almak için sıraya girdikten birkaç dakika sonra Rüzgar ve Çağlar da geldi. Onrda sıraya girdiler ve aramızda iki kişi filan var. Hepimiz kahvaltı tabaklarımızı alıp masaya oturduk.

Hira:Senin gizli hayranından ne oldu?

+Dün sen gittikten sonra kapının önünde bir mektup daha buldun.

Su:Bu seferde isim yazmadığını söyleme sakın.

+Maalesef öyle. Mektupları yazan her kimse oyun oynamayı seviyor olmalı.

Melis:Bu iş benim canımı sıkmaya başladı. Ya bu okuldan biriyse ve sana zarar verirse o zaman ne olucak?

Çağlar:Okulun kuralları çok katıdır. Buna cesaret edemezler.

Melis:İyi o zaman.

Tam konuşmamız bitince Alex yanımıza kahvaltı yapmak için oturdu. Morali iyiydi sanırım. Babasını ana krala söyledikten sonra benimle aynı havayı bile solumak istemez diye düşünüyordum.

Alex:Babamı ana kral affetmiş.

+Öyle mi? Bu güzel bir haber.

Alex:Babamı görmeye ana kralın yanına gittiğimde bana babamı neden tutukladığını söyledi. Aslında siz haklıymışsınız. Babam ana kralın arkasından iş çevirmiş.

Su:Böyle bir şey bizde olsun istemezdik ama baban bizi biraz fazla zorladı.

Alex:Babamla konuşucam. Biraz daha anlayışlı olabilir.

Melis:Bunu lütfen yap. Emin ol ki herkesin yararına olur.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra sınıflara çıktık. İlk iki dersim teknoloji. Bu derste bilgisayarı ellemeden nasıl bir şeyleri araştırabileceğimizi öğrendim. Gözlerini bilgisayarın monitörüne dikiyorsun ve birazda sihirle birlikte istediğin her şeyi öğrenebiliyorsun. Teknoloji sınıfında bilgisayar ve projeksiyon aleti vardı. Projeksiyon aleti ve bilgisayar açıktı. Tahtada dokunmaktikti. Öğretmen göstermek amaçlı tahtaya odaklandı ve internetten kraliyet ailesinin tarihini açtı. Çok garip bir şey. Odaklanıyorsun ve istediğin şeyler sen kılını bile kıpırdatmadan açılıveriyor. Öğretmen bu sihirin işimize yarayabileceğini ama gözlerimizi ağrıtabilecegini söyledi. Olsun , her güzel şeyin bir bedeli vardır. Ben böyle düşünürken zil çaldı. Öğretmenin dediği nerdeyse her kelimeyi defterime yazdım. Tuvalete gitmek için sınıftan çıktım. Tuvalete gittim. Dönüşte bir tane çocuk bana bir tane zarf verdi. Zarfı verirken , öbür taraftan gelen mektupları dağıttığını ve bu mektubunda bana geldiğini söyledi. Sınıfa gittim ve sırama oturdum. Mektubu çantamın içine koydum. Eğer şimdi bu mektubu okursam aklım orda olucak. Belki öğlen arası okurum. Zil çaldı. Teknoloji dersinden sonra iki saat müzik dersim vardı. Öğleden sonra iki saat dersim su.
############################

Sonunda öğlen oldu ve ben çok açıktım. Normalde ben bu okulda yaptığım kahvaltının nerdeyse yarısıyla okul bitene kadar yemek yemeden durabilirdim(abur cubur hariç) ama bu okula geldikten sonra burada verilen kahvaltı bile yetmemeye başladı. Kantine gittim ve hem sıraya girdim. Bu sefer kantine en son gelen ben olmuştum. Yemeğimizi alıp cam kenarında bir masaya oturduk. Tabağım ağzına kadar doluydu. Neredeyse dökülecekti.

Su:Annesinin dürtmesiyle yemek yiyen kız , tabağını ağzına kadar doldurtmuş.

+Kurt gibi açım. Ayrıca kahvaltıda bana yetmiyor.

Melis:Kulaklarım neler duyuyor? Annen bu söylediklerini duysa mutluluk göz yaşları dökerdi.

Rüzgar:Bu kadar çok yiyor ama dersta eritir. Sihir yapmak bizim gibi yeni başlayanlar için çok enerji gerektirir.

Su:En azından siz çocukken yapıyormuşsunuzdur ama bizde o da yok.

Hira:Olur , olur. Her şey zamanla.

Yemeklerimizi yedik. Öğle arası bir saat. Ama biz yarım saatte işlerimizi halledip bahçeye çıktık. Biraz temiz hava almak iyi olur. Bahçede herkes grup grup geziyordu. Bazı gruplar ağaç diplerinde , bazıları banklarda oturuyordu. Bazı gruplar ise sihirli güçleri ile düello yapıyorlardı.

Su:Düello yapmaya izin var mı?

Alex:Kimse yaralanmadığı sürece tabiki var.

+Hadi bizde yapalım. Neler öğrendiğimi görmek istiyorum.

Çağlar:Sihir yapmak enerji gerektirir ve bize başka yemek vermeyecekler.

+Olsun. Ben bisküvilerle akşam yemeğine kadar idare ederim.

On beş dakika içinde Ale ile ateş , Hira ile su çalıştım. Gayet iyiydi ama yoruldum. Biz çalışırken diğerleri bir tane ağacın altına oturdular. Bize işimiz bitince yanlarına oturduk. Fazla yorulmadım ve fazla enerji harcamadık. Zilini çalmasına beş dakika kala bisküvi alıp sınıfa çıktım. Zil çalana kadar bisküviyi mideye indirdim. Ben bisküviyi bitirdikten sonra zil çaldı. Sonunda son iki ders kaldı.

############################

Sonunda dersler bitti. Beynim her gün olduğu gibi bugünde çok yoruldu. Dersten çıkar çıkmaz hemen odama gittim. Bir saat kadar uyuyup dinlenmek istiyorum. Kapıyı açıp içeri girdim. İçeride hiç beklemediğim biri vardı.

-Doruk!

############################

Yorum ve voteler için teşekkür ederim. Yanlışların varsa özür dilerim.

Kurtarıcının AŞKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin