Karşımda üç tane adam duruyordu. Biri önde ikisi arkada. Kıyafetleri biraz farklıydı. Doğru burdan değillerdi. Paralel dünyadandılar ama orda gördüklerim böyle giyinmiyorlardı. Bunlar kraliyet ailesini andırıyordu.
Rüzgar:Kim geldi?
+Bilmiyorum. Burda kraliyet ailesindenmiş gibi giyinmiş adamlar var.
Rüzgar:Kraliyet ailesi mi?
Rüzgar oturduğu yerden kalktı va yanıma geldi. Rüsgar da şaşırmış gibi gözüküyordu. Ama onun yüz ifadesi biraz daha korkmuş gibiydi.
Rüzgar:Buyrun efendim. İçeri girin.
Rüzgar adamı içeri aldıktan sonra Çağlar'da Rüzgar'ın yanına gelip birlikte adamın önünde eğildiler. Sanırım gerçekten kral. Kızlara eğilmelerini işaret ettim. Bizde kralın önünde eğildik.
Çağlar:Bu kral Çağrı. Alex'in babası.
+Gerçekten mi? Kapını önünde sizi beklettiğim için üzgünüm. O zaman sizin kral olduğunuzu bilmiyordum.
Kral:Önemli değil. Burda kimse hergün kralla karşılaşmıyor.
+Haddim olmayarak sormak istiyorum. Neden geldiniz?
Kral:Oğlum bir suç işlemiş. Hem ilaçları getirdim hem de hastaları yakından görmek istedim.
+Hastalar yukarıda efendim. Odalarda yatıyorlar.
Kral korumalara dışarıdan birşey getirmeleri için emir verdi. Kendisi yukarı çıktı. Kralın arkasından giderken korumaların eve bir tane tahta sandık(fillerde olur ya kaçakçılar filan kullanır kare ama büyük , o sandıklardan) getirdiler.
Kral:Hangi odada?
+Tek bir kişi yanmadı efendim. Eğer liderini soruyorsanız şu odada.
Bora'nın bulunduğu odanın kapısını açtım. İlk önce odaya kral , peşinden ben girdim.
Kral:Çok kötü yanmışlar.
+İnsanlar normal yanıklarda bile son raddesine gelince bile dayanamıyorlar , bu durumda ne yapıcaz hiç bilmiyorum.
Kral:Merak etme iyileşiceklerdir. Her hafta onları konturol etmeleri için doktor göndericem. Doktor bana gerekli raporu verir. İçerdeki sandıkta ilaçlar var. Ayrıca ilaçlar biterse doktordan bana söylemesini isteyebilirsin.
Kafamı öne eğdim. Bu iş Alex'in başının altından çıkmış olsa bile yinede babasına yük oluyormuşum gibi hissetim.
Kral:Üzülme. Bunu oğlum yaptı. Temizlemek yani size yardım etmek bana düşer.
Odadan çıktık. Salona indik.
+Efendim size bir şey ikram etmedik. Ne içersiniz?
Kral:Gerek yok. Beni bekleyen sürüyle iş var.
Kral kapıdan çıkarken bizde eğildik. Kapıyı kapattım.
+Hadi bakalım beyler. Açın şu sandığıda görelim.
Çağlar ile Rüzgar öyle bir sırıttı ki sanki içlerden "bundan kolay iş mi var?" dediler. Çağlar'ın tek sihriyle sandığın kapağı açıldı. Onlara açtırmakta haklıyım çünkü dör bir yanından menteşeye benzer bir şeyle kapatmışlar. Kapak açıldıktan sonra içine baktığımda kutu kutu haplar ve kremler gördüm.
+Şimdilik bu burda kalsın. Sonra yerlerini ayarlarız.
Mutfağa gidip altı tane tasa yemek koydum. Sonra yemekleride ayrı ayrı küçük tepsilere koydum. Kaşık , peçete ve suyu da koydum yanlarına. İçeri gittim.