Günler çabuk geçiyordu. Büyücüleri yendiğimizden beri dört ay geçtiğine ve haftaya yarı yıl tatilinin başlayacağına hala inanamıyorum. Bu dönem ben ve arkadaşlarım çok çalıştık. Krallık tarafından gelen arkadaşlarımın sadece sihir yapmaktan başka iyi olduğu konular olduğunu ailelerine göstermeleri için bu iyi bir fırsat. Haftaya ailemi tekrar göreceğim için sabırsızlanıyorum. Sanki her hafta sonu yanlarına giden ben değildim. Diğer ailemi boşladığımı düşünmeyin sakın. Onların yanına da gidiyorum.
Eda ve Bora haftaya krallığa gitmemi hiç istemiyorlar.
Sonuçta iki hafta boyu hiç görüşemicez. Bu arada sihir kitap sayesinde birçok sihir öğrendik. İkinci sınıfta öğreniceğimiz sihirler var mı içinde bilmem ama biraz daha çok güçlendiğimizi düşünüyorum. Çünkü eski sihirler , yeni sihirler , kalkan , kara sihirler ve panzehirleri gibi birçok sihir yazıyordu. Bizde kitabın yarısını ezberledik. Bunun yanında Su , Melis ve Alex'in getirdiği kitaptan da sihirler ezberledik. Bu yaz sihir okulunda zorlanıcağımızı pek zannetmiyorum. Her zamanki gibi sabah kalıp kahvaltı ettik. Sonra okula gittik. Okulda son hafta olduğu dersler boş geçiyor. Bizde bundan faydalanıp arada bir kimse görmeden sihir ezberliyoruz. Cuma günü kraliyete gittiğimde ailemde bir tuhaflık hissettim. Sanki bir şey varda bana söylemiyorlar gibi geliyor. Annemle beraber benim odamda oturduk. Konuşurken belki birşeyler öğrenebilirim ümidiyle annemle konuşmaya başladım.+Anne gerçekten hiçbir şey olmadığına emin misin?
Ana kraliçe:Tabiki de eminim. Neden sordun?
Ne kadar itiraz etse de sesindeki hafif tedirginlik annemi ele veriyordu.
+Hiiiç. Sadece ben geldiğimden beri sanki zorla gülüyormuşsunuz gibi geldi.
Ana kraliçe:Yok hayatım. Sadece dün akşam doğru düzgün uyuyamadım o kadar.
+Babam da mı?
Ana kraliçe:Şeyy... Bilirsin işte. Devlet işleri filan. Kafasını kurcalayan bir konu varmış.
+Tamam. Bu kadar yeter. Şimdi gidip babamdan neler olduğunu öğreniyorum.
Yerimden kalkıp kapıya yöneldiğim sırada annem kolumdan tuttu.
Ana kraliçe:Tamam , dur. Her şeyi anlatıcam.
+Sonunda. Seni dinliyorum. Bu sefer geçiştirmek veya yalan söylemek yok.
Ana kraliçe:Tamam. Her toplumda olduğu gibi şimdi yaşadığımız kralıktada iyiler ve kötüler var.
+Ben bunda bir anormallik göremiyorum.
Ana kraliçe:Anormallik orada değil zaten.
+Sıkıntı nerede?
Ana kraliçe:Sıkıntı şurada. O kötülerden biri senin güçlerine sahip olmak istiyor.
+Ne?
Ana kraliçe:İki gün önce ziyaretimize geldi. Seni daha yeni bulduğumuz için zayıf olduğunu biliyor. Halk senin korumanda olduğu için , halka zarar gelmiyordu. Sen zayıf olduğun için halkın korumasının da zayıf olduğunu söyledi. Bu yüzden eğer sen gidip teslim olmazsan , halka zarar vericekmiş.
+O öyle zannetsin. Ayrıca bize okula kimse kimsenin gücünü elinden alamayacağı öğretildi.
Ana kraliçe: Bu doğru ama bazılarının kafası basmıyor. Güçlerini elinden alabileceğine inanıyor.
+Nerede yaşadığını biliyor musunuz? Herhangi bir eşyası da olur. Büyücülere yaptığım gibi yer bulma sihri yapabilirim.
Ana kraliçe:Maalesef. Ne yerini biliyorum ne de elimizde eşyası var.