Boş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam.
Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı.
Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
Bu bölüm yazıldığı tarih 6 Ocak 2016 tarihtir....Hercai adındaki diziden uyarlanması imkansızdır.Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. İnanmayanlar yorumlara göz ata bilirler.
Düzenlendi. ✔.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ceylin içeri girer-girmez, yüzünde ki tebessüm yavaş yavaş solmuş, yerini merak, korku bir de endişe almıştı. Genç kızın annesi Hatice hanımın sesi konağa girer girmez duyulmuştu zaten. Evin çalışanları, Fatma ablası hepsi bir köşede ağlıyordu.
Bir an tüm bedenini esir eden korku yüreğinde düğüm olmuştu. Aklına ilk gelen birinin ölmüş ola bileceği idi. Çünkü başka bir açıklaması olamazdı gördüklerinin.
Babasını aradı gözleri genç kızın. Selim bey dünyadan soyutlanmış gibiydi. Hasırlarda oturmuş etrafındakileri dinliyor gibi yapıyordu sadece. Fakat öyle belliydi ki dinlemediği, dinliyormuş gibi yaptığı.
Genç kız şaşkındı. Derhal abisini aradı daha sonra gözleri. Şaşkınlığını abisi Fıratın sesi böldü. Onu görür görmez içine küçük bir rahatlama gelmişti. Oda iyiydi. Peki kim? dedi içinden. Kimin ahıtıydı bu yakılan.
Adının hakkını verirdi Fırat. Yıkılmaz bir çınar gibiydi her zaman, dimdik. Fakat içinin ne kadar naif olduğunu Ceylin çok iyi bilirdi.
Sinirle yanında duran bir kaç adama bağırıyordu abisi. Onu hiç böyle görmemişti daha önce.
Genç kız durup biraz düşündü, acaba yanlış mı gelmişti.
Burası düğün evi değil, bas baya cenaze evi gibiydi.
Konağın avlusu bir anda sessizleşti. Her kez avlunun ortasında durmuş, şaşkın ördek yavrusu gibi etrafa bakınan Ceyline bakıyordu o an.
Koşarak annesinin yanına gelip, yere çöktü genç kız. Annesi onu görünce kollarını açıp, kızını kanatları altına hapsetti. Annesinin hıçkırıkları Ceylini dahada endişelere sürüklüyordu. Birine birşey mi olmuştu düşüncesi onu çılgına çevirmek üzereydi artık.
''Daye'm..(anne demek) noldu sana ,ne için ağlıyorsun?''
Hatice hanım ağlamasını dindiremiyordu. Biliyordu ay parçasına herşeyi anlatırsa ona, onlara kızacağını.