~B59~

17.1K 821 100
                                        

Upuzuuuuun bir aradan sonra bu satırları yazmanın mutluluğu içindeyim. Lütfen bana çok kızmayın :)),

Maalesef yaşadığım göz sorunları yüzünden elime pek telefon alamıyordu. Sağlıksal sorunların yüzünden aylardır değıl bölüm yazmak bir satır bile okuyamıyordum.

Geldiki bölüme, güzel bir bölüm yazdığımı düşünüyorum. Hikayemizin finaline sayılı bölümler kaldı. Allah'ın izniyle çok arsyı uzatmadan bitirmeyi düşünüyorum. Size geçen attığım kesitte final kesitiydi anlayacağınız.

Sevgili Âzamcılar,bu bölüm yorumlara doluşun lütfen. Çünkü yazma isteğimi sizin yorumlarınıza borçluyum. Ne kadar çok yorum o kadar erken bölüm. Lütfen buna dikkat edin.

Bu bölümü mafyakizvebts armağan ediyorum. Umarım beğenirsiniz.



Upuzun, ipeksi saçlara kondurduğu o minik buseyle, küçük kızının önüne dökülen perçemlerini yüzünden çekerek, oyun oynamasını izlemeye devam etti.

Ecrin annesinin sıcak kollarında olmanın verdiği huzurla başını onun göğüsüne yasladı.

Onlara tebessümle bakan Lalezar ayağa kalkıp, masanın üzerine az önce bıraktığı iki kahveden birini eline aldı.

Tam bir yudum almıştı ki, duyduğu cümleyle içtiği kahve bütün boğazını yakmıştı.

"Ben Barlasa Ecrinin kızı olduğunu söyleyeceğim. "

Şok olmuş bir ifadeyle ona döndüğünde karşısında kararlı bir ifadeyle bakan Ceylinle karşılaştı. Söylediği cümlenin arkasında durarak"Daha fazla bu yükle yaşayamayacağım. "dedi bu defa.

"Sen ciddisin....."derken buldu bir anda kendini Lalezar.

Bakışları ona, sanki Ceylin"ben birini öldürdüm"demiş gibiydi.

Ceylin onun şaşkınlığına kayıtsız kalmayı seçerek"Sence yalan söyleyen bir havada mıyım?"demişti.

Lalezar bir anda ayaklanarak koltukta onun yanındaki boş yere oturdu.

"Neden fikrini değiştirdin?"

Aslında bu sorunun cevabı çok basitti. Ceylinin Ecrine her baktığında kalbinde öyle bir sızı oluşuyordu ki, daha fazla yaşayamıyordu.

"Bu zamana kadar yapmadığım hataydı."

Lalezarın mutlulukla parlayan gözleri, bu konuya ne kadar sevindiğini anlatıyordu adeta.

"Ne zaman söyleyeceksin peki, hemen mi? "

Ona cevap vermek yerine kucağındaki kızını yavaşca kendine çekerek sarılmayı seçti. Aslında bu sorunun cevabını kendisi bile bilmiyordu. Bir nevi böyle yaparak kaçmayı seçmişti.

Fakat bildiği tek şey, en kısa zamanda her şeye son vereceği idi. Bu vicdan azabından kendini artık azad edecekti.

***

"Günaydın."

Kafasını bir saniyeliğine pencereden çekip, merdivenlerden aşağı inen kardeşine çevirmişti.

Ona aynı onun gibi cevap vermesede, başıyla hafif bir hareket yaparak tekrar cama çevirdi gözlerini. Dışarda yağan yağmuru izliyordu. Daha doğrusu beynindeki olup biten bu karmaşaya bir cevap arıyormuş gibiydi.

"Abi, beni duymuyor musun?"diye koluna dokunan Berzanla, sanki bir rüyadan uyanmış gibi irkilmişti.

"Ne?"dedi afallayarak.

AŞK-I ÁZAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin