Öfke....
İnsanı her türlü düşüncelere sevk eden insani duygulardan en yoğun hissedilenidir.
Tüm nefreti gözlerine toplanmış gibi, bir noktadan ayırmadan öfkesini dile getiriyordu sanki.
Kimseyi, nerede olduğunu ve ya kim olduğunu umursamadan o kadının boynuna yapışmak için bir adım atmıştı ki, eline dolanan parmaklar engeli olmuştu.
Barlas sinirle tıslayarak"Bırak!"dediğinde Ceylin daha da yapışmıştı koluna.
"Hayır..."dedi endişeyle. Gözleri bir Barlasın sinirle atan yüzünde bir de etrafına gülücükler saçan o kadındaydı.
Kocasını ondan çalan, kızını babasız bırakan kadında...
"Şimdi ne yeri ne de zamanı. "
Öfkesini dizginlemeye çalışıyordu fakat bir türlü duramıyordu. Zihni her an saldırıya geçecekmiş gibi ataıyordu adeta. Yoğun ve çıkılması güç bir cenderede gibiydi.
Arkasını döndü tüm bu manzaraya. Elleri saç diplerini koparırca asılırken, Ceylin onu sakinleştirmenin yolunu arıyordu. Fakat nafile bir çaba içersinde olduğunun oda bilincindeydi.
"Hatırladın değil mi?"dedi Ceyline dönerek. "Sende hatırladın o kadını?"
Ceylin bakışlarında bin bir duygu fırtınasıyla ne diyeceğini bilemeden baktı sevdiği adamın gözlerine.
Söz söylemedi. Usulca salladı kafasını sadece.
Barlas daha fazla dayanamayarak Ceylini tuttuğu gibi kolundan davet salonunun çıkışına doğru çekiştirdi.
Otelden çıkıp, bir kaç metreden sonra otelin arkasına çıkan boş ve karanlık sokakta almışlardı ikisinde son soluklarını. Ceylin nefeslerini düzene sokmak için ondan uzaklaşarak duvarın kenarına ilişti .
Aradan biraz zaman geçti.
"Ben...."diye söze başladı adam, fakat ne diyeceğini ne düşüneceğini dahası ne yapacağını kestiremiyordu. "Ben artık çok yoruldum."demekle yetindi. Yılgınlığı dilinin kentini çözmüştü.
"Düşünmekten.
Sevmekten...
Beklemekten...
Uykusuzluktan....
Çaresizliğimden....
Boşuna çabalamaktan....Ben çok yoruldum.."
Barlas ilk defa içinden geçen sitemi böyle açık bir dille söylüyordu birine. Gerçekten yorulmuştu. Düşüncelerinden, sırtına takılan yalanlardan, yapamayışlarından, bütün yalnızlıklarından. Gerçekten çok yorulmuştu.
"Ben o kadını uzun bir süre her yerde aradım. Bakmadığım taşın altı kalmadı. Yok olmuştu sanki. Şimdi karşıma çıkıyor. Benim hayatımı mahvetti, ama kendisi mutluluktan dört köşe bir şekilde karşıma çıkıyor. "
Gözleri sözlerini tastikler nitelikteydi. Sanki kalbi dudaklarındaydı o an. Bakışlarını Ceyline çevirdiği de o gözlerde bir çok kıvılcımın dans ettiğini göre biliyordu. Sanki "Nerede bu dünyanın adaleti"diyordu.
Ceylin yaslandığı duvardan desteğini keserek, sanki kendi kendine konuşan adamın yanına doğru adımladı.
Yüzü ondan taraf değildi şimdi. Kapkaranlık bir bilinmeze dikmişti gözlerini.
Ceylin elini onun kirli sakallarını içine daldırdı. Barlas bu sıcak dokunuşu ondan beklemiyor olacak ki, şaşırmıştı. Gözleri büyük bir beklenti ile ona dönmüştü.
Dolan gözlerine inat gülümsedi kadın.
Başını onun yüzüne yasladı. Gözlerini kapadığı an bir damla firar ederek boylu boyunca yüzünü çizerek ilerledi çenesine doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÁZAM.
General FictionBoş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam. Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı. Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
