Boş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam.
Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı.
Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
Bölüm en güzel yorumu yapan arkadaşımıza ve benim canım dostum olan ilayda622 çok teşekkür ediyorum.
En uzun ve en çok hoşuma giden yoruma bölüm ithafi. Sözüm sözdür.
Multideki şarkı süpriz ve biraz noataljii... bayılırım bu şarkıya.
Gelelim bölüme. Ben tam bir İstanbul aşığıyım arkadaşlar. Gerçekten. Hiç gitmedim ana havasını solumayı çok isterim umarım beğenirsiniz. Ve beni vote ve satır alarında bırakmjş olduğunuz hediyelerden mahrum etmezsiniz.
İyi okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uçak Sabiha Gökcen hava alanına indiğinde her kes'sonunda' deyip rahatlamıştı ama içlerinden en çok sevinen şüphesizki Elif olmuştu.
Uçağa bindiklerinde Elif busines class koltuğunun tadını çıkarır gibi yayılmıştı ki , yanına oturan kişiyle bi an gözleri yuvala rından çıkacak gibi büyüdü .
''Senin ne işin var benim yanımda , acaba sora bilirmiyim?''dediğinde etraftakilerin dikkatini çekmemeye çalışarak sesinin tonunu ayarlamaya çalıştı . Hakan genişce sırıtıp, koltuk numarasının burası olduğunu söylemişti.
Bunun üzerine genç kız tek kelime etmeden kalmaya çalışınca , hostes kız gelmiş ve uçağın kalkmak üzere olduğunu ve oturup kemerini bağlamasını söylemişti.
Sinirden inlememek için aşırı çaba sarfederek yerine tekrar oturdu. Kemerini sinirli bir şekilde koparmamaya dikkat ederek taktı . Oflayarak yanaklarını şişirip , ellerini göğüsünün üstünde birleştirdi .
O anda uçak haraket etmiş , pistin üstünden kayar gibi havalanmıştı .
Yanındaki adamın şu an yüz ifadesini tahmin ediyordu genç kız. Büyük ihtimal Hakan bey, alayla dudağını kıvırmış ona sinirbozucu bir şekilde bakıyordu. Sonunda merakına yenik düşüp, bakışları söz dinlemeyip , ona döndüğünde bozguna uğradı.
Hakan doğru tahmin etdiği gibi, ona dönük bir şekilde duruyordu ama tek farkla. Elifin dediği gibi dudaklarında alay pırıltıları yoktu. Onun yerine çok daha nasıl desem......biraz....değişik bakıyordu.
Yan tek kolunun üstüne çevrilmiş, gözleri genç kızın yüzündeydi.
Elif bi an afallasada , kendini hemen toparlayıp''Ne....neden öyle bakıyorsun? ''Diye sormaktan kendini alıkoyamamıştı.
Hakanın o an dudaklarının kenarında hafif bir oynama oluşmuştu.
''Çatlağın teki olduğunun farkındasın değil mi?''dedi yavaşca.
