Heyuuu. Ben geldim.
Hoş geldim , boş gelmedim.
Naber millet?
Uzun uzun uzun beklem müddetiniz bu gün nihayete eriyor millet. Bekleyen zamanlarınız var olsun.
Malum en son bölümü yazarken hamileydim..Şimdiyse üç buçuk aylık bir bebeğin annesiyim.
Umarım beni anlıyorsunuz. Çok zor bir dönemdi benim için.
E malum, bölüm geldi o güzel yorumcuklarınızı ve voteciklerinizi benden esigemezsiniz umarım.
Hadi, gelecek bölümde görüşmek dileği ile. Esenle kalın "Ázamcılar"
İyi okumalar...
Önce derin bir vıyıltı.....Ardındanda birbirine deyen yaprakların çana benzer sesleri....
Burnunda dolanan çiçek kokularıda rüzgarın getirdiklerindendi.
Usulca kapadı gözlerini.... Sırtını rahatsız eden ağacın kabuğunu umursamadan gözlerinde biriken uykuya teslim olmak üzereydi. Huzur, şu anda oturduğu büyük çınar ağacının etrafında dönüyor gibiydi.
Sahi, en son böyle ne zaman huzurla nefes alıp verebiliyordu?
Uzun zamandır bu kadar huzurlu değildi adam. Uzun zamanı hatırlamayacak kadar hemde...
Sanki bütün bu olanlar bu yeri kapsamıyormuş gibiydi.
Kapadı gözlerini...
Bir kaç dakika sessizce durup, bu yalın düzenliğin sesini dinledi.
Taki, burnuna dolan yasemin ve dağ çiçeği kokusu gelip genzini yakana kadar.
Bir an yanıldığını düşündü. Bir kez daha kokladı derince. Ama yanılmıyordu.
Bu koku.....oydu. Bu koku aynı kadına has olan kokuydu.
Ve hiç beklemediği anda göğüsünde hissetdiği baskıyla açtı gözlerini daha fazla bilinmezlikde durmaktan kaçınarak.
İlk olarak kadrajına boynuna dolanan gür kıvrım kıvrım asi saçları girdi. Yine her zaman olduğu gibi kuzguniydiler.
Yüzü görünmüyordu onlar yüzünden. Daha da göğüsüne sokularak kedi gibi bir mırıltı çıkarmıştı ağızından genç kız.
Barlas, uzun zamandır duymadığı sesin şokunu yaşıyordu. Sanki kaybolacakmış gibi nefes bile almadan kıpırdamayıp, kadının kollarını nasıl beline sarıp, ona sarılmasına şahit oluyordu.
Nefesi düzensizleştiği an, kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı.
En sonunda kadın sevdiği adamın bir put gibi kıpırdamadan durduğunu anlayınca kaldırdı kafasını gömdüğü göğüsten.
İşte o an Barlas ikinci kez nefes almayı unutdu.
Kara kaşları anlamaksızın çatılmıştı. Beni hala eski yerinde ve hala öpülesi duruyordu. Bembeyaz teni, kara kiprikleri, ve o insanı çilefen çıkaran dudakları.
Aynıydı ve hiç unutamadığı binlerce anıdan daha güzel bir şekilde karşısı da duruyordu.
"Ne oldu?"diye sordu o kadın.
Kalbine bir hançeri defalarca sokup, hatırası kalsın diye çıkarmadan bırakıp giden kadın. Ceylini. Onun Xezali.
Adam ses kulaklarında yankılanınca ikinci kez irkildi. O an yanan gözlerine inat, dik tutmaya çalıştığı sesiyle gözlerini onun yüzünden çekmeden"Sen bir rüyasın....."dedi yalan olmasını arzulayarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÁZAM.
General FictionBoş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam. Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı. Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
